Sabiha Ateş Alpat: "Allah ile iletişimi bozuk olanın ailesiyle de bozuk olur
TESSEP’in "Evlilik Okulu" final seminerinde konuşan Zeynebi-Der Başkanı Sabiha Ateş Alpat, mutlu bir yuva için aile içi iletişimin önemine vurgu yaparak bunun için kişinin Allah'la olan iletişiminin de iyi olması gerektiğini vurguladı.
Tesettür Seferberliği Platformu (TESSEP) İstanbul temsilciliği, toplumda evlilik konusunda yaşanan sıkıntılara temas etmek ve sorunlara çözüm önerisi sunmak için "Evlilik Okulu" adıyla başlattığı seminer dizisinin sonuncusunu düzenledi.
Seminer dizisinin son bölümünde konuşma yapan Zeynebi Der Başkanı Araştırmacı-Yazar Sabiha Ateş Alpat, hayatın bir yolculuk olduğunu ve bu yolda seçilen eşin itikatta, takvada ve ahlakta yola uyumlu olması gerektiğini söyledi.
Bir yuva için aile içi iletişimin önemine vurgu yapan Alpat, bunun için kişinin Allah'la olan iletişiminin de iyi olması gerektiğini vurguladı.
Evliliğin, hayatın ciddi merhalelerinden biri olduğunu vurgulayan Alpat, bu merhalede hayatın kontrol altına alınmaması halinde kulluk imtihanının kaybedilebileceğini belirtti.
Halk dilinde evliliklerin ilk dönemi olarak adlandırılan "cicim aylarının" ve ardından "kavga aylarının" başladığını ifade eden Alpat, aklın önüne duyguların geçirilmesi sonucu bunların yaşandığını söyledi.
"Ahlakta da uyumlu olması lazım"
Hayatın bir yolculuk olduğunu vurgulayan Alpat, "Sen, kulluk imtihanında Allah’ın rızasına doğru bir yürüyüş yapıyorsun. Dolayısıyla kulluk yürüyüşünde cennete yolculuk yaparken kendine yoldaş seçeceksin. O halde seçeceğin eş, yola uyumlu olması lazım. İtikatta uyumlu olacak, amelde, takvada uyumlu olacak, ahlakta uyumlu olacak ki hayat yürüyüşün problemsiz olacak. Hayatı problemsiz olarak götüreceksin, demiyorum. Yürüyüşü problemsiz olarak gerçekleştirmek için böyle söylüyorum. Problemsiz bir hayat yoktur. Problemler hayatın olmazsa olmazlarıdır. Ayrı inançlarla gerçekleştirilen bir nikâh akdi sahih olmaz. Amelde uyumlu olması lazım çünkü biri helal-harama hassas, diğeri hassas olmazsa o eve huzur da gelmez uyum da gerçekleşmez. Bu yeterli değil tabi ahlakta da uyumlu olması lazım. Resulullah aleyhi selam, 'imanından emin olduğunuz ahlaklı birisi kızınızı istediğinde onu nikâhlayınız' diye tavsiyede bulunmuş. Onun için ben imanlı olmasını yeterli bulmuyorum. İmanlı olup da Ebu Cehil karpuzu gibi acı ahlaklı olanlarla evlilik hayatı sürmez." ifadelerini kullandı.
Evlilik çağında olan bekârlara seslenen Alpat, duygunun ön planı çıkarılıp aklın arka plana atılmaması gerektiğini vurguladı.
"Kuzularınıza' çobanlık yapabilecek birini seçmeniz lazım"
Alpat, "Evliliğin sebeplerinden bir tanesi de neslin devamı içindir. Yani 'kuzucuklarınız' olacak. Kuzularınıza çobanlık yapabilecek birini seçmeniz lazım. O zaman maharetli olması gerekiyor. Çobanlığa maharetli olması lazım ki çocuklarınızı koruyabilsin. Allah Resulü herkesin çoban olduğunu ve herkesin kendi güttüğünden mesul olduğunu bildiriyor. Müslümanlar niçin evlat edinirler ki? Evlat Allah’ın insanoğluna verdiği en önemli emanetlerden bir tanesidir. Dolayısıyla bu emanetlerin bilinçli kul olarak yetiştirilmesi gerekiyor. O zaman kadın kocanın yardımcısıdır. Koca da karısının yardımcısıdır. Madem böyle zor bir görevde kendimize yardımcı seçiyorsak ehliyetli birini seçmemiz gerekiyor. Yani bize yardım etmeye ehliyetli olması gerekiyor." şeklinde konuştu.
"Evliliğinizin temeline iman, İslam, ihlas ve ittika koyun"
Yeni evlenecekler için bazı tavsiyelerde bulunan Alpat, şunları söyledi:
"Ailenizin temeline birinci olarak 'iman' koyun. İmanı temele koymadığınız bir evden hayır çıkmaz. İmanın bilincine ermiş olanlarından seçin. İmanın farkında olanlarla evlenin.
İkinci olarak ailenizin temeline 'İslam' koyun. Şu çağın Müslümanlarının karnesinin zayıflığı kadar hiçbir Müslümanın karnesinin zayıf olduğunu bilmiyorum. Kitabına uydurmaktan canımız çıktı. Tesettürü kitabına uydurduk, evliliği kitabına uydurduk, düğünü kitabına uyduruyoruz… 'Kitaba' uymalıyız; kitabına uydurmak değil. Sadece başımıza türban geçirmemiz düğünümüzün İslami olduğu anlamına mı geliyor? Onun için temeline 'İslam' yani teslimiyeti koyacağız. Allah’a hiçbir konuda başkaldırılmayan, karısıyla, kocasıyla, kızıyla, erkeğiyle Allah’a teslim olmuş bir ev olması gerekiyor.
Üçüncüsü olarak ailenizin temeline 'ihlas' koyun. Dünya üzerinde ihlassız hiçbir amel kabul edilmediği gibi riya üzere olan evlilik de sizin bedbaht olmanıza sebep olacaktır. İhlas bütün amelleri yalnızca Allah için yapmanın adıdır. Tek sorununuz Allah’ın emri işlenmediğinde, Allah’a teslimiyet bozulduğunda kavganız çıkar.
Dördüncü olarak evliliğinizin temeline 'ittika' koyun. İman, İslam, ihlas ve ittika koyun. İttika, Allah’tan korkmanın adıdır. Allah’tan korkmanın hakkını verin. Gelin yada damat Allah’tan korkmanın hakkını verirse ikisi birlikte bekçilik yaparak eve haram bir şey koymayacaktır."
Nişanlılığın nikâh olmadığını bu yüzden nişanlıların birbiriyle görüşmesinin helal olmadığını vurgulayan Alpat, "Algılarımızla o kadar oynadılar ki Müslümanız ama kapitalistçe düşünüyoruz. Müslümanız ama modernistçe düşünüyoruz. Böyle olmaz. Düşüncede de Müslüman olmalıyız. Allah Teala, bir kadın eşine ancak nikâh akdiyle helal olabilir, diyor. Onun için bütün süreci helal işlemelisiniz. Haram bulaştırırsanız bedbaht olursunuz. " dedi.
"Allah ile iletişimi bozuk olanın ailesi ile iletişimi de bozuk olur"
Alpat, "Kendiyle iletişimi bozuk olanın kimseyle iletişimi düzgün olmaz. Allah ile iletişimi bozuk olanın ailesi ile iletişimi de bozuk olur. Kendisiyle iletişimi bozuk olanın eşiyle, çocuğuyla, kaynanasıyla da iletişimi bozuktur. Siz aile içi iyi geçinmeyi sadece kocayla anlaşmak mı sanıyorsunuz? Eşinizle iletişiminiz güven duygusu üzere olmalıdır. Birbirinize güvenmelisiniz. Evde güvensizlik durumu yaratacak her türlü davranıştan uzak durmanız gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Evde saygı duygusunun da hâkim olması gerektiğini söyleyen Alpat, "Sevgi hâkim olsun tabi ki. Ama saygı duygusunun önünde eğer sevgi varsa sevgi duygularınız törpülenir ve ortada sevgi diye bir şey kalmaz. Ama sevginiz az, saygınız çoksa o saygılı tutumunuz sizde sevgiyi arttırabilir. Bir de evde mahremiyet duygusu hâkim olmalıdır. Neredeyse en özel anlar sosyal medyalarda paylaşılıyor. Bize eskiden ‘kan içseniz kızılcık şerbeti içtim' diyerek evin sırrını dışarı vermemelisiniz’ derlerdi." diye konuştu.
Program Alpat’ın, katılımcılara "Evlilik Okulu Katılım Belgesi" dağıtımı ve okunan duayla sona erdi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.