Sağlam: "FETÖ zihniyeti devlet işleyişinden temizlenmelidir"
HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, "FETÖ’nün kumpas ve entrikalarla cezaevine attıkları insanların mağduriyetlerinin hâlâ devam ediyor olmasının hiçbir izahı ve mazereti yoktur" dedi.
HÜDA PAR Genel Başkanı Sağlam, iç gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Değerlendirmesinde FETÖ yargısının geçmişte oluşturduğu ve etkilerinin hâlen devam eden mağduriyetlerin telafi edilmesi için yetkililere çağrıda bulundu.
Sağlam’ın gündeminde ayrıca; SGK’in özel hastaneler kararı, Genç Evlilik Mağdurları ve ekonomideki daralmanın oluşturduğu kriz yer aldı.
SGK, özel hastaneler kararını gözden geçirmelidir
SGK’nin özel hastaneler kararını değerlendiren Sağlam, "Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) salgın ile etkili bir mücadele yürütebilmek için salgın sürecinde gerekli şartları taşıyan özel sağlık kurumlarını da ‘Pandemi Hastanesi’ olarak tanımlamış ve tedavi sürecindeki maliyetlerini üzerine almıştı. Ama normalleşme süreci kapsamında SGK, 9 Temmuz 2020 tarihi itibarıyla 30 Haziran’dan beri özel hastanelere verdiği salgın bakım ödeneğini sonlandırdığını duyurdu. Bu nedenle özel hastaneler de salgın öncesine dönerek Covid-19 tedavi hizmetlerinde yüksek fiyat farkını hastaya yansıtma yoluna gitmektedir. Türkiye’de normalleşme sürecine geçilmesi ile beraber Covid-19’lu hasta sayısı da artış trendine girdi. Özellikle doğu illerimizde vaka sayısında görülen patlama, kamu yatak potansiyelinin çok üzerine çıkmıştır." dedi.
"SGK, özel hastaneler ile ilgili aldığı kararı gözden geçirmeli"
Doğu illerindeki kapasite yetersizliğine değinen Sağlam, "Doğu illerimizde zaten var olan kapasite yetersizliğine salgın da eklenince en temel insan hakkı olan sağlık hizmetinin alınmasında ciddi aksaklıklar yaşanmasına neden olmaktadır. Ortaya çıkan tablo salgın ile mücadelede gösterilen başarılara gölge düşürmektedir. Bu nedenle salgın ile mücadelede yürütülen politikalar tekrar gözden geçirilmeli ve sahadaki realiteye uygun adımlar atılmalıdır. Türkiye’nin kamu hastaneleri kapasitesi açısından bölgesel farkları göz önünde bulundurarak ve hizmet sunumundaki imkânlara göre kararlar alınmalıdır. Buna göre; SGK, özel hastaneler ile ilgili aldığı kararı gözden geçirmeli, kamu yatak kapasitesinin yetersiz kaldığı iller bu uygulamadan muaf tutulmalıdır." ifadelerine yer verdi.
"FETÖ zihniyeti devlet işleyişinden temizlenmelidir"
FETÖ’nün oluşturduğu tahribatlara değinen Sağlam, "15 Temmuz darbe girişimi, halkın direnişi ve samimi fedakârlıklarıyla akamete uğramıştır. Bu ruhun ayakta tutulması, gelecekte darbelere karşı da emniyet supabı olacaktır. Bugün darbecilerle hesaplaşılırken, yıllardan beri devlet işleyiş ve anlayışında neden oldukları ağır tahribat göz ardı edilmemeli, FETÖ yargısının geçmişte oluşturduğu ve etkileri hâlen devam eden mağduriyetler telafi edilmelidir. Darbe teşebbüsünün dördüncü yılı geride kalmasına rağmen FETÖ’nün kumpas ve entrikalarla cezaevine attıkları insanların mağduriyetlerinin hâlâ devam ediyor olmasının hiçbir izahı ve mazereti yoktur. FETÖ, ahlaki ilkeleri hiçe sayarak, hedef için her yöntemi kullanmış, devlet kurumlarına yerleşebilmek için fişleme ve şantaj yöntemlerinin enva-i çeşidini meşru görmüştür. Arşiv adı altında kirli bir devlet hafızası oluşturmuş, kendi emelleri doğrultusunda fişlediği yüzbinleri bu hafızaya kaydetmiştir. Bu yapının ihanet ve melaneti ortaya çıkmasına rağmen, insanlar bu kirli hafızaya göre muamele görmeye devam etmektedir. Bu garabet ve insanlık ayıbı bir an önce ortadan kaldırılmalı, devletin manipüle edilmiş hafızası temizlenmelidir." dedi.
"Adalet hiçbir şeye feda edilmemelidir"
Sağlam şöyle devam etti: "İnsan ve toplum devletten sonra değil önce gelir. Adalet hiçbir şeye feda edilmemelidir. Herkesin kendisini hukuken güvende hissettiği bir sistemi inşa etmek ve geçmişin mağduriyetlerini gidermek hükümetin en acil görevidir. FETÖ zihniyetinin devlet işleyişindeki ağır sonuçları ile yüzleşmemek; darbeci zihniyete karşı yürütülen mücadeleye gölge düşürmektedir."
Genç Evlilik Mağdurları
İstanbul Sözleşmesi’nin hem aile kurumuna hem de genç yaşta evlenenlerin mağdur olmasına sebep olduğunu ifade eden Sağlam, "Geleceğimizin teminatı olan gençlerin genç yaşta evlilik yaptıkları gerekçesi ile cezalandırılmaları toplumu yıkıma sürüklemektedir. Tüm dünyada genç nüfusu koruma planları yapılırken, ülkemizde Avrupa'nın dayatması ile genç yaşta evlenenler cezalandırılmaktadır. İstanbul Sözleşmesi ile aile kurumumuz ciddi oranda zarar görmüş, genç yaşta evlenenler mağdur edilmiş, aile kurumumuz çatırdamıştır. Genç yaşta evliliklerde erkek, istismar damgası ile cezaevine atılırken kadın ve çocuklar ise güvencesiz ve savunmasız bırakılmaktadır. Ülkemizde binlerce genç evlilik mağduru ailenin erkeği, kadını ve çocukları ile yaşadığı bu travma, gelecek tasavvurumuz, medeniyet ideallerimiz ve değerlerimizde onarılmaz yaralar açmaktadır." dedi.
"Hükümet, toplumu ve mağdur aileleri daha fazla oyalamadan gereken adımları bir an önce atmalıdır"
Yetkililerin, mağduriyet oluşturan bu yasalara karşı gerekli adımları atması çağrısında bulunan Sağlam, "Değerlerimizi hedef alan yıkım projelerinin ve insanlığı tehdit eden ahlaksızlıkların toplumumuza ve aile yapımıza daha fazla zarar vermemesi, mağduriyetlerin giderilmesi için hükümet, toplumu ve mağdur aileleri daha fazla oyalamadan gereken adımları bir an önce atmalıdır. Devletin görevi toplumu felaketlere sürüklemek değil, felaketlere karşı tedbir almaktır. Kamuoyu ve halkımızın beklentisi ve talebi bu mağduriyetlerin ivedilikle giderilmesidir." diye kaydetti.
"Ekonomideki daralma sürdürülebilir değildir"
Ekonominin büyük oranda daraldığını söyleyen Sağlam, "Kapitalist sistemin elinde can çekişen sosyo-ekonomik ve politik hayat Türkiye’yi de etkisi altına almış, ekonomi büyük oranda daralmıştır. Sonuç itibarıyla yüksek bütçe açıkları ve cari açık, sürekli artan dış borçlanma, işsizlik, kur artışı ve yüksek enflasyona neden olarak Türkiye ekonomisini gittikçe daha kötü bir duruma getirmektedir. Hedefler tutturulamamakta ve beklentiler gerçekleşmemektedir. Geçen yılın ilk 6 ayında 78,6 milyar TL olan bütçe açığı bu yılın ilk 6 ayında 109,5 milyar TL oldu. Buna göre bütçe açığı geçen yıla göre yüzde 40 oranında yükselmiştir. Genç İşsizlik Oranı 2019 yılı Nisan ayında yüzde 18,9 iken 2020 yılı Nisan ayında ise yüzde 24,6 olarak gerçekleşti. Yine TÜİK’e göre istihdam oranı nisanda geçen yılın aynı dönemine göre 2 milyon 585 bin kişi azalarak yüzde 4.9 oranında küçülmüş oldu." dedi.
Son olarak, "Ekonominin bu kötü gidişatı bir an önce durdurulmalıdır" diyen Sağlam, "Ekonomi, daralma, dışa bağımlılık ve faiz girdaplarından bir an önce kurtarılmalıdır. Sağlıklı ve bağımsız ekonomiye geçilebilmesi ve yeni istihdam alanlarının oluşturulmasının temeli en kısa zamanda atılmalıdır. Paradan para kazanma stratejisi ekonominin temel dinamiği olmaktan çıkarılmalı, sorun üreten ekonomi politikalarından vazgeçilmelidir." ifadelerini kullandı. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.