'Sahabe toplumunun kazandığı erdemlere ihtiyacımız var'
Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından her yıl Kasım ayı boyunca Türkiye’nin dört bir yanında sahabelerin hayatları anlatılıyor. Bu yıl "Yolumuzu Aydınlatan Yıldızlar" temasıyla yapılan etkinlikler kapsamında hanım sahabelerden Hazreti Hatice, erkek sahabelerden ise Sad Bin Ebi Vakkas’ın hayatı anlatılıyor.
"Yolumuzu Aydınlatan Yıldızlar" temasıyla İstanbul Güngören Kültür Merkezinde düzenlenen programa konuşmacı olarak katılan Peygamber Sevdalıları Vakfı hatiplerinden Cengiz Aydın, onların o ulvi makamlara yükselten bir değer vardı. O değeri yeniden kazanmak için biz de sahabeyi anlatıyoruz. Bu toplumun kazandığı erdemlere, güzelliklere ihtiyacımız var." dedi.
Bu ay sahabenin konuşulduğunu ancak önemli olanın sahabelerin hayatından, yetiştikleri ortamdan örnek almak olduğunu belirten Aydın, "Allah-u Teâla onları Kur’an-ı Kerim'de anmıştır. Onların vasıflarını anlatmış, Bedir ve Uhud savaşından haber vermiştir. Bazen dolaylı bazen direkt olarak onlardan bahsetmiştir. Bazı zaman ensar bazen muhacir diye vasıflandırmıştır. Peygamber Efendimiz (Sallalahu Aleyhi Vesellem) de sahabe toplumunun örnek alınmasını ifade etmiştir." diye konuştu.
"Allah bize sahabeyi örnek göstermiştir"
Aydın, "Allah-u Teâla, peygamberlerden sonra yeryüzüne iman elbisesini indirmiş ve bu elbisenin provasını sahabeye yaptırmıştır. Sahabe de o imanı üzerine giymiştir. Allah-u Teâla, imanı taşıma noktasında gösterdikleri güzel örnekliği yedi kat semanın ötesinde ‘işte benim razı olduğum iman budur’ demiştir. Bunu Hazreti Ebubekir, Hazreti Hatice’nin ve bütün sahabelerin şahsında göstermiştir. Sahabeden sonra gelen nesillere, bizlere de iman elbisesini taşımak isteyenler için sahabeyi örnek göstermiştir. Bir de bu topluluğun yaptığı yanlışları da yedi kat semanın ötesinde düzeltmiştir." şeklinde konuştu.
"Sahabe toplumunun kazandığı erdemlere ihtiyacımız var"
Sahabeleri anlatmanın öylesine bir olay olmadığını o topluluğun beslendiği kaynağa ihtiyacımızın olduğunu vurgulayan Aydın, "Bugün bu topraklarda birileri annelerini öldürüyorsa, birileri sırf ırkından dolayı birilerine düşmansa, birileri mezhebi bağlardan ötürü birbirine düşmanlık ediyorsa sahabe neslinde olduğu gibi bizim de o topluluğa ihtiyacımız var. Çünkü sahabe toplumu ifsat fikirlerinin içerisinden çıkıp gelerek Peygamber Efendimiz (Sallalahu Aleyhi Vesellem) sahabe oldu ve en hayırlı ümmet oldular. O mübarek topluluk güçlülerin, zenginlerin fakirleri iliklerine kadar sömürdüğü bir toplumda yaşadılar. Bu toplum da böyledir. Bu toplumda da aynı problemler var. Sahabe akrabalık bağlarının dağıldığı, yetimlere kimsenin sahip çıkmadığı, yoksulun hakkının kimse tarafından aranmadığı bir dönemde büyüdüler. Aynı sorunlar bu toplumda da var. Kur’an-ı Kerim sahabeyi överken aslında onlar da bizim gibi bir topluluktu. Onların o ulvi makamlara yükselten bir değer vardı. O değeri yeniden kazanmak için biz de sahabeyi anlatıyoruz. Bu toplumun kazandığı erdemlere, güzelliklere ihtiyacımız var. Toplum cehennem çukuruna son sürat gidiyor. Eğer o çukurdan çıkmak istiyorsak hep birlikte Allah’ın ipine sarılmalıyız." ifadelerini kullandı.
"Sahabe gibi tarihe isimlerimizi altın harflerle yazabilmemiz için o değerlere yeni baştan sarılmalıyız"
Aydın, "Allah-u Teâla ayeti kerimede sahabeye, ‘Sizler bir ateş çukurunu kenarındaydınız biz sizi oradan kurtardık. Kardeştiniz ama birbirinize düşman oldunuz. Birbirinizi helake sürüklemek için çalışıyordunuz biz size Allah’ın ipini gönderdik. Ona sımsıkı sarıldınız ve böylece kardeşler oldunuz. Sizi cehenneme düşmekten böyle kurtardık.’ İşte sahabeyi sahabe yapan Allah’ın dinidir. Yeniden bu topluluk gibi tarihe isimlerimizi altın harflerle yazabilmemiz için o değerlere yeni baştan sarılmalıyız." diye konuştu.
"Sahabenin vasıfları Tevrat ve İncil’de geçiyor"
Allah-u Teâla o sahabenin vasıflarını sayarken kendi aralarında çok şefkatli düşmanlara karşı ise çok şiddetli olduğunu ifade ettiğini belirten Aydın, övülen bu sahabelerin Allah’ın rızasını secdelerde aradıklarını ve bu vasıflarının da Tevrat’ta, İncil’de geçtiğini söyledi.
Sahabelerin vasıflarının tüm semavi kitaplarda geçtiğini ve övüldüğünü hatırlatan Aydın, Allah-u Teâlâ’nın onlardan razı olduğunu ifade etti.
Bir rüya ile gelen iman
Sad Bin Ebi Vakkas’ın anne ve baba tarafından bir savaşçı olarak yetiştirildiğini ancak Allah-u Teâlâ’nın onu kendi davası için istihdam etmek için seçtiğini söyleyen Aydın, Sad Bin Ebi Vakkas’ın gördüğü bir rüya üzerine Hazreti Ebubekir’e gelerek rüyasını anlattığını ve rüyasının tabiri sonrasında davanın yükünü omuzlamak için İslam’ı seçtiğini vurguladı.
Henüz 17 yaşında iman ettiği günden ta şehit olduğu güne kadar İslam adına yapılan tüm çalışmalarda en önde olduğunu vurgulayan Aydın, Sad Bin Ebi Vakkas’ın Hazreti Peygamber'in övgüsüne mazhar olduğunu söyledi.
İlim-Der ilahi gurubu tarafından seslendirilen ilahi ve ezgilerle devam eden program Burhan Işık tarafından yapılan dua ile son buldu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.