Sait Şahin "ABD Suriye'de Rusya ile yeni bir Sykes-Picot imzalamak istiyor"

Sait Şahin "ABD Suriye'de Rusya ile yeni bir Sykes-Picot imzalamak istiyor"
HÜDA PAR Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin, ABD'nin Suriye'de Rusya ile yeniden bir Sykes-Picot antlaşması imzalamak istediğini kaydetti.

​Siyonist terör rejiminin Suriye'de İran'ı hedef alan saldırılarını değerlendiren HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin, ABD'nin Suriye'de Rusya ile yeni bir Sykes-Picot anlaşması imzalamak istediğine dikkat çekti.

HÜDA PAR Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin, ABD'nin İran'la nükleer anlaşmayı iptal etmesi ve İran’ın Suriye’deki varlığına yönelik Siyonist terör rejiminin saldırılarının "Büyük Ortadoğu Projesinin" hayata geçirmenin önündeki engelleri kaldırma girişimi olduğunu söyledi. Şahin, ABD'nin Suriye'de Rusya ile yeniden bir Sykes-Picot antlaşması imzalamak istediğini ifade etti.

HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı  Şahin, işgalci rejimin Suriye’de İran’a yönelik saldırıları ile emperyalist Amerika’nın Büyükelçiliğini Filistin’in başkenti Kudüs’e taşıma hazırlıklarını değerlendirdi.

Siyonistlerin hedefinde Ortadoğu merkezli "büyük israil devleti" kurma amacının olduğunu ifade eden Şahin, Amerika’nın terör şebekesinin bu hedefinin gerçekleşmesi için hizmet ettiğini belirtti.

İran’ın Suriye’den çekilmesi için müdahalelerin olduğunu dile getiren Şahin, İran’ın Suriye’den çıkarılması ile Amerika ve Rusya arasında Sykes-Picot anlaşması benzeri bir anlaşma olacağını söyledi.

Şahin, "Uzun bir müddettir ‘Büyük Ortadoğu Projesi’ dediğimiz projenin uygulama süreci başlamış ve bu süreç devam ediyor. Suriye bu sürecin bir domino taşıydı. Bu sürecin domino taşları döşenirken, Irak karıştırılarak bölgede etkin bir güç olmasının ortadan kaldırılmasıyla dominonun ilk taşı olarak düşürüldü. Yani süreç Irak’la başladı. Irak Kuveyt’in üzerine cesaretlendirildi, ilhakı söz konusu oldu. Sonra bu ilhak ve uydurma kimyasal silahlara sahip olma gerekçesiyle Irak işgal edildi. O süreç devam ediyor. Sonrasında Suriye’ye taşındı, Yemen’e taşındı. Coğrafya ‘BOP’ dediğimiz ‘Büyük Ortadoğu Projesi’ kapsamında dizayn ediliyor. Şimdi sırada İran var. Hedefte olan ülkelerden bir tanesi olan Suriye, karıştırıldıktan sonra fiili olarak bölündü. Ayrıca orada İran’a yönelik zemin oluşturuldu. Hem İran orada yalnızlaştırıldı hem orası üzerinden düşmanlaştırıldı. Şimdi İran’a yönelik özellikle Trump’un başa gelmesiyle birlikte defter tekrardan açıldı. Gerçi İran hiçbir şekilde defteri kapanan bir ülke olmadı, defteri sürekli açık tutulan bir ülke idi. Geldiğimiz noktada bu konuda son hazırlıklar yapıyorlar. İç içe çok hesapların olduğu bir coğrafyadayız. Böyle bir süreç işliyor." dedi.

"Trump Suriye'den sonra İran'a müdahalenin zeminini hazırlıyor"

Amerika öncülüğünde Suriye savaşı sonrası İran’a yönelik bir müdahalenin zemini hazırlandığının altını çizen Şahin, "Bu sadece Suriye üzerinden gerçekleştirilmiyor. Son dönemde Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi merkezli, bölgenin siyasi tablosu şekillendiriliyor. Partner olarak Amerika’nın planlarına müttefik bir pozisyonda hareket ediyorlar. Bu cepheye Fas’ı da dahil ettiler. Paris’te medyaya servis edilen üçlü fotoğraftan sonra Fas’ta bu cephe içerisinde yer aldı. Fas, İran’ın, terörist eylem ve gruplara destek verdiği gerekçesiyle İran’la ilişkilerini kesti. Dolayısıyla tablo bütün olarak okunduğu zaman Trump, Suriye sonrası İran’a yönelik bir müdahalenin zemini hazırlıyor. Nükleer anlaşmadan çekilmek de bunun bir parçası. Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan merkezli coğrafyanın siyasi tablosunun İran düşmanlığı üzerine dizayn edilmesi de bunun bir parçası. Suriye’de bulunan İran üslerine siyonist işgal rejiminin saldırıları da bunun bir parçası." ifadelerini kullandı.

"Amerika’nın işi bittiği zaman Suudi’yi de karıştıracaktır"

Şahin, "Burada sadece hedefte olan İran değildir. 22 İslam ülkesinin hedefte olduğunu Büyük Ortadoğu Projesinin mimarları zaman zaman dile getirdiler. Türkiye de bunlardan bir tanesi, hatta Suudi de bunlardan biri. Suudi, ABD ile beraber hareket ediyor ancak Amerika’nın işi bittiği zaman Suudi Arabistan’ı da karıştıracak ve orayı da bir plan dahilinde karıştıracaktır. Bunun en bariz örneği Irak’tır.  Saddam Hüseyin 8 yıl boyunca İran’la savaştırıldı, Amerika başını çektiği emperyalist dünya, Saddam Hüseyin’e destek verdi.  Silah ve ekonomik destek verdiler ama Amerika’nın Saddam’la işi bittikten sonra Saddam’ı ortadan kaldırdı ve Irak’ı da bu hale getirdi. Amerika aynı planı Suudi rejimi üzerinde yapıyor, bölgedeki planlarını gerçekleştirmek için Suudi rejimini kullanıyor, işi bittikten sonra orayı da karıştıracak ve bölecek."

"ABD hedefte olan toprakları siyonist işgal rejimine müsait hale getiriyor"

Trump'ın 14 Mayıs'ta yürürlüğe koyacağı Kudüs kararının "büyük israil devletini" kurma planının bir parçası olduğunu belirten Şahin, "Trump, siyonizme ve siyonist amaçlara hizmet ediyor. Dolayısıyla meseleye bu açıdan baktığımızda Suriye'nin karıştırılması ve başta Amerika olan diğer emperyalist ülkelerin oraya müdahil olmasının amaçlarından biri de siyonistlerin bu hedefini gerçekleştirmektir. Amerika bir taraftan orada kendi varlığını inşa ediyor, bir taraftan da 'büyük İsrail devletinin' kurulmasına hizmet ediyor. Bu amacı gerçekleştirmek için hedefte olan toprakları siyonist işgal rejimine müsait hale getiriyor. Süreç içerisinde gruplar tasfiye edildi. Şu anda devletlerin karşı karşıya kaldığı bir Suriye görüyoruz." şeklinde konuştu.

"Amerika Rusya ile Sykes-Picot anlaşması benzeri bir anlaşmanın şartlarını oluşturuyor"

İran’ın Suriye’den çıkarılması için müdahalelerin olduğunu dile getiren Şahin, "Burada çok farklı planlar söz konusu. Son günlerde İran üslerine yapılan saldırıların amacı İran’ı oradan sıkıştırıp çıkarmak sonra Rusya ile Sykes-Picot anlaşması benzeri bir anlaşmanın şartlarını oluşturmaktır. Burada İran, onların planları açısından ayak bağı. Amerika, İran’ı orada sıkıştırıp, oradan çıkarmak istiyor. Esed’i de buna mecbur etmek ve Rusya’yla bir masa etrafında oturup Suriye’yi bölmenin anlaşmasını yapma peşindedir." diye konuştu.

"İran’la nükleer anlaşmanın iptali, İran’ın Suriye’deki varlığına yönelik siyonistlerin son dönemdeki saldırısı büyük resimde 'büyük İsrail devletini' kurmanın önündeki engelleri ortadan kaldırma planının işleyişidir" diyen Şahin, sözlerine şöyle devam etti:

"Nükleer anlaşma kararının iptali ve siyonist işgal rejiminin saldırıları, Trump’ın almış olduğu kararın uygulanma arifesinde İslam dünyasının gündemini meşgul etmeye yöneliktir. İslam dünyasını bu gündemle meşgul ediyor. İslam aleminden yükselecek tepkilerin önünü bu şekilde almak istiyor. Oluşan ve oluşturulan İran düşmanlığını siyonist işgal rejimi ile ABD, İslam aleminde kendi hizmetine kullanıyor. Suudi rejimi ve Birleşik Arap Emirlikleri, Amerika ve siyonistlere hizmetlerini İran düşmanlığı ile ambalajlıyorlar. Oluşturdukları gündemlerle İslam dünyasını meşgul ediyorlar. Bu şekilde asgari bir tepkiyle bu kararı uygulanmanın şeytanlığı peşindeler."

Amerika’nın büyükelçiliğini, Filistin’in başkenti Kudüs’e taşıma hazırlıklarını ve Kudüs'ü Yahudileştirme çabalarını da değerlendiren Şahin, Kudüs’ün, siyonist işgal rejimi için başkent olarak ilan edilme kararının ‘büyük israil devletini’ kurmaya yönelik bir adım olduğunu belirtti.

Siyonist terör rejiminin, ümmetin ihtilafları üzerine kurulduğunu vurgulayan Şahin, "Kudüs Meselesi bizim mücadelemizin merkezindedir. Kudüs meselesi ümmetin kurtuluş meselesidir. Kudüs meselesi ümmetin özgürlük meselesidir, ümmetin birlik meselesidir. 100 yıl önce İngilizler, Yahudileri getirip oraya yerleştirirken ümmetin ihtilaflarını kullandı. Siyonist işgal rejimi, ümmetin ihtilafları üzerine inşa edildi. Ümmet kendi içinde çekişmelerle, itiraflarla, iç savaşlarla meşgul edilirken, birbirine düşmüşken siyonist işgal rejimi getirilip o ihtilaflar üzerine inşa edildi. ‘büyük israil devleti’ de 100 yıl sonra tekrardan ümmetin bu şekildeki ihtilafları, çekişmeleri, iç savaşları üzerine kurulmak isteniyor. Burada uyanık olmak lazımdır. Yaşananlar her ne olursa olsun, Şii’siyle Sünni’siyle İslam ülkeleri, İslam dünyası; bu ihtilafları bir kenara bırakmalı burada kurulmak istenen ‘Büyük İsrail Devletini’ görmeli. Kudüs’ün, siyonist işgal rejiminin başkenti olarak ilan edilme kararı buna yönelik son hazırlıklar ve adımlardır. Bunu görmek lazım. Bütün İslami partilerin, ülkelerin, yöneticilerin, STK’ların gündemi bu olmalı. Ümmetin birlik zemini Kudüs’tür, ümmet buna çalışmalı." ifadelerini kullandı. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.