Şakir Kurtulmuş: ‘Edebiyatı Hayatın Dışında, Hayatı Edebiyatın Dışında Görmemiz Mümkün Değil!’

Şakir Kurtulmuş: ‘Edebiyatı Hayatın Dışında, Hayatı Edebiyatın Dışında Görmemiz Mümkün Değil!’
Ziya Gündüz'ün Çıra Yayınlarında ‘edebiyat dizisi’ editörü olarak görev yapmakta olan şair yazar Şakir Kurtulmuş ile edebiyat ile ilgili röportaj...

Çıra Yayınlarında  ‘edebiyat dizisi’ editörü olarak görev yapmakta olan şair yazar Şakir Kurtulmuş ile ‘Edebiyatın İzi’,  ‘Kültürün İzi’ isimli eserleri çerçevesinde edebiyat ve kültür dünyamızı konuştuk.  Kurtulmuş, “Gençlerin edebi mekânları takip etmeleri halinde oraya gelip giden şair ve yazarlarla görüşebileceklerini, onları dinleyebileceklerini, tecrübelerinden istifade edebileceklerini söylüyoruz” dedi.

 

Röportaj:  Ziya Gündüz 

 

Şakir Ağabey, uzun zamandır edebiyat kültür sanat dünyasında bulunan ve alanda aktif çalışan bir şahsiyetinsin.  Şu anda hali hazırda Çıra Edebiyat Dizisi’nin editörlüğünü yapıyorsun.  “Edebiyatın İzi” kitabını konuşmadan önce bize Çıra Edebiyat’tan söz eder misin?

Çıra Edebiyat, Çıra Yayınları bünyesinde geçen yıl faaliyete geçti. Bir yıl içinde 21 kitap yayınladık. Sadece edebi eserler yayınlamak üzere plan yaptık. İlk 6 eserle yayına başladık ve her ay düzenli olarak bir deneme, bir şiir olmak üzere iki kitap yayını ile devam ediyoruz. Edebi eserleri ayrı bir konseptte yayınlamak isteyişimiz, edebiyata verdiğimiz değer ve önemle bağlantılı. Edebi eserleri öne çıkarmak niyeti ile başladık, bunun yanında yayınevlerinin bu alanda çekimser tavırlarını biraz olsun harekete geçirip özendirmeyi amaçladığımızı da söylemeliyim. Yayın çizgimiz, kitap basımındaki kapak ve iç düzendeki titizliğimiz kitapların ilgi görmesinde önemli bir etken. Doğru bir yol üzerinde olduğumuzu görmek daha çok çalışmaya, daha çok titizliğe sürüklüyor. Mayıs ayında yayınlanacak iki kitapla yaz tatili moduna giriyoruz ama biz çalışmalarımıza ara vermiyor, gelecek yıl için yayınlamayı planladığımız eserlerle ilgili çalışmalarımızı yürütmeye devam edeceğiz.  

Yayınlarınıza baktığımızda gerçekten kitaplarda bir titizlik, edebi eserlere has bir zerafet görülüyor. “Edebiyatın İzi” isimli kitabı yazmanızdaki gaye nedir?

Deneme tarzı yazılarımızı bir araya getirip baktığımızda üç ayrı dalda yoğunlaştığımızı gördük. Hepsini bir arada yayınlamış olsak kalın bir kitap olacaktı, bölümlere ayırarak yayınlamanın daha doğru olacağını düşündük. Bunlardan, edebiyatla ilgili olanları ‘Edebiyatın İzi’, kültürle ilgili olanları ‘Kültürün İzi’, doğrudan kitapla ilgili olanları da ‘Kitabın İzi’ adıyla yayınlamayı uygun gördük. Edebiyatın İzi(mart ayında ikinci baskıyı yaptı) ve Kültürün İzi yayınlandı, Kitabın İzi de yayın sırasını bekliyor.

Kitabın hacmi küçük olsa da bence muhtevası çok büyük. Çünkü konu edebiyat.  Sizce edebiyatın izini nerede aramalıyız?

Edebiyatın izini  yine edebiyatın içinde arayıp bulabiliriz. Yola çıkarken edebiyatın önemine inanmış kişiler olarak yayın çizgimizi oluşturduğumuzu söylemiştim konuşmanızın başında. Edebiyat ve hayat ilişkisinin  insanı içerden yakalayan derin bir damarı vardır ve bu damar bütün hücrelere nüfuz eder. Edebiyatı hayatın dışında, hayatı edebiyatın dışında görmemiz  mümkün değil. Ortaya konan eserlere bakıldığında yazarının ya da şairinin yaşantısının o esere sindiği görülecektir. Eser sahibinin yaşantısını, düşüncesini yansıttığı ölçüde etkili olabilir. Edebiyatın izi dediğimiz şey işte bu eserlerin özünde olandır. Eserin damarlarıdır bir bakıma.

Kitapta “Benim Edebi Mekanlarım” bölümünde kendi tecrübelerinizi aktarıyorsunuz.  Bu minvalde Edebiyat dalında çalışma yapmak isteyen gençlere neler tavsiye ediyorsunuz?

 

Yazı hayatı içinde olanların dünyasında ‘edebi mekanlar’ın ayrı bir önemi vardır. Sadece yazı mekanı olarak kullanılabildiği gibi, genelde söz konusu mekanlar sohbet kültürünün de devam ettirilebildiği mekanlar olarak öne çıkıyor. Son zamanlarda bu manada pek çok yerin faaliyete geçtiğini, edebiyat ilgililerinin kullanımı için hazırlandığını görüyoruz. Edebiyat ortamlarında sohbet kültürünün yeniden canlanmasına yol açacağını umduğumuz bu yeni yerlerin giderek ilgi görmesi de bu düşüncemizi doğruluyor. Geçmiş zamanlarda görmeye alışık olduğumuz edebi sohbetlerin mekanı olarak bilinen Marmara kıraathanesi, Küllük gibi yerler yeniden oluşturulamayabilir fakat benzeri etkinliklere kucak açan mekanların çoğalması sevindirici. Bir de edebiyatçılarımızın bir araya gelme noktasında çok cimri oldukları düşünülürse, bu mekanların yeniden aralarında bir kaynaşma doğurabileceği, sıcak ilişkilerin çoğalacağı umudunu da yeşertiyor. Böyle mekanların müdavimleri daha çok edebiyatçılar olunca daha sık bir araya gelmiş oluyor, görüşme imkanı bulmuş oluyorlar. Edebiyata merak duyan, edebi faaliyetler içinde olmaya özen gösteren gençlere de özellikle bu tür mekanlara devam etmelerini söylüyoruz. Okuma kültürünün tek başına yeterli olmayacağını, sadece okuyarak gençlerin çok fazla ilerleyemeyeceğini, edebiyat ortamlarının içinde yer almalarının elzem olduğunu, günümüz edebiyat ürünlerinin hiç değilse bir kısmını takip etmeleri gerektiğini söylüyoruz. Gençlerin edebi mekanları takip etmeleri halinde oraya gelip giden şair ve yazarlarla görüşebileceklerini, onları dinleyebileceklerini, tecrübelerinden istifade edebileceklerini söylüyoruz. Sadece bu mu, elbette değil. Edebi mekanların iyi bir takipçisi olan gençler aynı zamanda orada görüştükleri şair ve yazarlara eserlerini gösterip onlarla ilgili değerlendirme de alma imkanına sahip olacaklar. Dergi büroları, idarehaneleri bu buluşmalar için en iyi ortamlar. Gençler dergi bürolarına devam etmeliler. Orada karşılaştıkları şair ve yazarlarla yazdıkları eserler üzerinde konuşabilir, tavsiyelerini alabilirler. Yol yalnız yürümek istediğinizde hem zahmetli hem uzak oluyor. Zamanı çok iyi değerlendirmek durumundayız. Dergi  bürolarında görüşebildikleri şair ve yazarların dostluklarından, sıcak ilgilerinden pay alabilmek için daha sık ziyaret etmeliler oraları. Tabi yazdıklarını da mutlaka yayınlamadan önce kendilerine gösterip değerlendirmelerini almalılar. Dergilerle çok sıkı bir ilişki kurmalı gençler. Ayrıca bu ilişkinin uzun soluklu olmasına da dikkat etmeliler..

Son olarak Edebiyatın izi kitabınızdan sonra yayınlanan ikinci deneme kitabınız “Kültürün İzi’ hakkında da birkaç kelam edebilir misiniz. Bir de ileriye dönük çalışmalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? Neler var tezgahta?

Kültürün İzi genel olarak kültür etkinlikleri çevresinde yazılmış yazı ve değerlendirmeleri kapsıyor. Geçmişe dair kültürel çalışmaların tarihe not düşülmesi olarak da görebiliriz bu çalışmayı. Mayıs sonuna kadar yayın akışımız devam edecek. Nisan ayı içinde Nurettin Durman’ın  ‘Şiirin Kanatları Altında’ başlıklı deneme kitabı ile Hüseyin Karaca’nın  ‘Kanlı Tarih Atlası’ adlı şiir kitapları çıkıyor. Mayıs ayında basılacak iki kitabımızla ilgili son hazırlıklar, değerlendirmeler yapılıyor. Mayıstan sonra ekime kadar kitap yayınına ara veriyoruz. Biliyorsunuz yaz ayları kültürel etkinliklerin de yayın faaliyetlerinin de tamamen askıya alındığı zamanı kapsıyor. Biz de bu süre içinde ekimde başlayacak yeni dönem için hazırlıklarımızı sürdüreceğiz. Yeni dönem için güzel çalışmalar tasarlıyoruz, yeni isimler, yeni kitaplarla güçlenerek devam etmeyi umuyoruz inşallah.

Şakir Ağabey,  kıymetli zamanını ayırdığın için sana çok teşekkür ediyorum.

Bende size teşekkür ediyorum.

Şakir Kurtulmuş kimdir?

18 Eylül 1958’de Eskişehir’de dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini burada tamamladı (1976). İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Doğu Dilleri Bölümü’nü bitirdi (1985).

1977 yılından bu yana çeşitli gazete ve dergilerde çalıştı. Yeni Devir Gazetesi’nde uzun bir süre ‘Sanat-Edebiyat’ sayfası hazırladı.

1980 yılında ‘Tin Yazıtları’ isimli bir edebiyat dergisi yayınladı.

İnsan Yayınları’nın kuruluşunda görev aldı.

Eskişehir’de lise öğrenimi sırasında arkadaşlarıyla birlikte ‘Fecir’ isimli bir duvar gazetesi çıkardı.

İlk şiiri Mavera Dergisi’nde 1978 yılında yayınlandı.

Yönelişler, Mavera, Aylık Dergi, Edep, Türk Dili, Ay Vakti, Ayine, Bir Nokta, Şehir ve Kültür, Edebiyat Ortamı, Temmuz, Yedi İklim gibi dergilerde şiir ve yazıları yayınlandı.

Beyan Yayınları arasında ‘Hz. Hamza’ ve ‘Bilal-i Habeşi’ isimli iki biyografi çalışması çıktı.(1.baskı 1985,2. Baskı 2013)

Halen Çıra Yayınlarında  ‘edebiyat dizisi’ editörü olarak görev yapmaktadır. Denemelerden oluşan iki kitabı ’Edebiyatın İzi’ ve ‘Kültürün İzi’  Çıra edebiyat dizisinde yayınlandı. 

Şiir kitapları:

Ah Güzel Bir Gün

Yusufun Kuyusu

Ölüm ve Ayna

sakir-kurtulmus.jpg

sakir-kurtulmus-001.jpg

Kaynak:HÜR24 Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.