SDAM: Afganların kazanımlarına zafer tacını giydirmeleri onlar kadar tüm Müslümanların da görevi
Akademisyen-Yazar Dr. Bekir Tank, Strateji düşünce ve Analiz Merkezi (SDAM) için "Taliban, küçük zaferini büyük zafer ile taçlandıramazsa, Afganistan'ı neler bekliyor?" başlıklı bir analiz kaleme aldı.
Balkanlar için kullanılan “Barut Fıçısı” deyiminin, Afganistan için de geçerli olduğunu belirten Tank, Afganistan'ın, son bir yüzyıl içinde İngiltere, SSCB ve ABD gibi üç büyük süper gücün işgaline uğradığını hatırlattı.
27 Aralık 1979'da başlayan Rus (SSCB) işgalinin 10 yıl, 7 Ekim 2001'de başlayan ABD-NATO işgalinin de 20 yıl sürdüğünü aktaran Tank, son yüzyılın en fazla bomba yağdırılan, en fazla yakılıp yıkılan, nüfusuna göre en fazla göç ettirilen ve en uzun işgal edilen ülkenin Afganistan olduğuna dikkat çekti.
Tank, "Dünyanın en fakir halklarından diyebileceğimiz Afganlıların Amerika'ya Vietnam'dakinden daha ağır bir yenilgi tattırmaları şüphesiz ki her takdirin üstündedir. Ancak bu zafer ne kadar büyük olursa olsun, Afganlılara kendi ülkelerinde barış ve güven içinde yaşamanın ve inançlarına uygun bir düzen kurmanın garantisi değildir." dedi.
"Müslüman ülkeler yine hâlâ mesafeli ve Müslümanlar yine hâlâ ürkek ve dâhi korkak"
Afganların, yaşadıkları tüm işgal ve katliama rağmen zafer kazandığını vurgulayan Tank, "Şimdi ise bu zaferlerini daha büyük bir zaferle taçlandırmanın mücadelesini veriyorlar. Haçlılar 20 yıl boyunca savaşarak elde edemediklerini şimdi de değişik yol ve yöntemlerle elde etmeye çalışırken, Müslüman ülkeler yine hâlâ mesafeli ve Müslümanlar yine hâlâ ürkek ve dâhi korkaktır. Taliban’ın işgalcilere karşı kazandığı zaferi tebrik etmeleri ve bu zaferlerini adil bir devletle taçlandırmasına katkıda bulunmaları gerekirken, hâlâ mesafeli durmaları bunun göstergesidir." değerlendirmesinde bulundu.
"Afganlılar yeni bir 'cihad-ı ekber'in sınavında"
Tank, analizinde şunları kaydetti:
"Bir tarafta Rusları yenen Mücahitler ve diğer tarafta Amerika’yı yenen Taliban…
Dost-düşman bütün dünyanın haklarını teslim ettikleri ve sevmeyenlerinin bile saygı duymak zorunda kaldıkları iki Mücahit, iki kahraman ve iki galip! Her birinin geçmişinde irili ufaklı olumsuzluklar olsa da bütün zorluklarına ve imkânsızlıklarına rağmen son yüzyılın en büyük ve aynı zamanda en vahşi imparatorluğunu yenmeleri her takdirin üstündedir.
Şimdi başta Taliban olmak üzere eski Mücahitler ve kısaca bütün Afganlılar yeni bir 'cihad-ı ekber'in sınavındadırlar.
"Taliban’ın Amerika’yı yenmesi, eğer doğru okuyabilirlerse, eski Mücahitler için de büyük bir nimet"
Eski Mücahitler, Ruslara karşı kazandıkları 'cihad-ı suğra'yı 'cihad-ı kübra' ile taçlandıramamışlardı. Çünkü Allah’ın kendilerine bahşettiği nimeti layıkıyla değerlendirmek yerine ihtiraslarına yenik düşmüşlerdi. Grupların anlaşabildikleri ve uzlaşabildikleri konularda ittifak etmeleri ve yekdiğerinin farklılıklarına tahammül etmeleri gerekirken, karşılıklı benmerkezci dayatmaları hem kendileri ve hem de Afganistan için bir musibet olmuştu.
Taliban’ın Amerika’yı yenmesi, eğer doğru okuyabilirlerse, eski Mücahitler için de büyük bir nimettir. Dün girip de kaybettikleri sınava bugün bir daha girmektedirler. Bu durumda geçmişlerinden dolayı tevbe etmek ve dünkü yanlışlarından dersler çıkarıp sınavı başarıyla vermek de onların ihtiyarındadır, yeniden ihtiraslarının esiri olmak da…"
En büyük engel düşman değil, olası ihtiraslar!
Bundan sonra Afganlıların kazandıkları "küçük cihatlarını", "büyük cihatla" taçlandırmalarının önündeki en büyük engelin düşmanları değil, kendi yetmezlikleri ve her insanda bulunan olası ihtiraslar olduğu görüşünde bulunan Tank, "Buradan düşmanlarını küçük gördüğümüz sonucu çıkarılmasın. Düşmanlar tıpkı işgal yıllarındaki gibi ellerinden ne kötülük geliyorsa, yapmaktan geri durmuyorlar. Medya üzerinden başlattıkları çok yönlü saldırılar, Afganistan İslam Emirliği’ni tanımamaları, Taliban’ın yöneticilerine yönelik suikast emelleri, DAEŞ’in bir kısmını Afganistan’a kaydırmaları, Afganistan’daki terör gruplarını desteklemeleri ve ekonomik ve diplomatik boykotları bu düşmanca faaliyetlerindendir." dedi.
"Afganistan’da Allah’ın yardımı, Allah’ın mucizeleri gerçekleşti"
Tank, analizinin sonuç kısmında şunlara dikkat çekti:
"Müslümanların kendilerine kesin bir mağlubiyet tattırdıkları Haçlıların saldırıları şimdi de medya, ekonomi, diplomasi, ticaret ve diğer bütün cephelerde ve bütün insanlık dışı yöntemlerle devam etmektedir. Bugüne kadar elde edemediklerini bundan sonra elde etmeleri, evvela Afganlıların ve saniyen Müslüman ülkeleri ile Müslümanların yükümlülüklerini yerine getirip getirmemelerine bağlıdır.
Münkirler yine görmemekte direteceklerdir; ama bizzat Afganlılar ve dünya Müslümanları ikinci bir kez şahit oldular ki, Afganistan’da Allah’ın yardımı, Allah’ın mucizeleri gerçekleşti ve Müslümanlar ikinci kez muzaffer oldular. Şimdi sıra kazandıkları bu zaferi adil bir devlet ile taçlandırmaktadır. Taliban’ın Haçlıları yendiği 15 Ağustos 2021 tarihinden beridir Afganlılar işte bunun sınavındadırlar. Afganlılar, dünya istihbaratının kendilerine dayattığı bütün musibetleri de birer nimete dönüştürebilecek kadar güçlü bir potansiyele sahiptir. Düşman, 40 yıl boyunca taş üstünde taş bırakmayacak şekilde ülkeyi baştanbaşa yakıp yıktı ve kaçarken bile yüz binlerce Afgan gencini ve iş gücünü korku ve vaatlerle tehcir etmeyi başardı, ama buna karşılık onlarca yıldır dünyanın dört bir yanında yaşayan, bu esnada kendilerini yetiştirmiş ülkesine hizmet etmeye hazır milyonlarca iş gücü vardır. Taliban’a ve diğer sorumluluk sahiplerine düşen, bir an önce bunun alt yapısını oluşturmaktır.
2'nci Viyana Kuşatması hatası yaşanmasın!
Sünni’sinden Şii’sine, grubundan ferdine, din adamından işadamına, tüccarından diplomatına tüm Afganlılara şehitlerinin hakkını vermekle yükümlüdür. Bunun da biricik yolu onların ruhunu şad edecek adil bir devletten geçiyor. Dolayısıyla II.Viyana Kuşatması esnasındaki görevini ihmal ettiği için muhtemel bir zaferi de elden kaçıran Kırım Hanı gibi davranmak hatasına düşmemeleri gerekiyor.
"Müslümanlar ve Müslüman ülkeler için de Afgan kardeşlerine karşı yükümlülükleri var"
Müslümanlar ve Müslüman ülkeler için de Afgan kardeşlerine karşı yükümlülükleri vardır ve bu yükümlülükleri yerine getirmedikleri takdirde büyük bir vebale girecekleri de kesindir. Çünkü Afganlılar, Allah’ın nurunu söndürmeye gelen Haçlılara hayatlarının en büyük cezasını veren kahramanlardır. Çünkü Afganlılar, biz diğer Müslümanların ezici çoğunluğu oluşturduğumuz ülkelerde bile İslam’ın şeriatını yaşamak istediğimizi söylemeye korkarken, bunu bütün dünyaya haykırmak suretiyle izzetimizi de bir nebze kurtaranlardır. Ünvanı, sanı ve konumu ne olursa olsun, Afganistan’a karşı yükümlülüklerini yerine getirmeyen her Müslüman, büyük bir vebal altında olduğunu bilmelidir.
Zafer tacını giydirmek tüm Müslümanların görevi
Afganlıların kazanımlarını zafer tacını giydirmeleri ve girdikleri cihadı-ı ekber sınavını başarıyla vermeleri, artık onların olduğu kadar bizim de görevimizdir. Dolayısıyla hep birlikte adaletin ve hakkın teminatı olan kelime-i tevhid bayrağını Hindukuş dağlarının burçlarında dalgalandırmaktan başka bir seçeneğimiz yoktur. Aksi halde dünyadaki payımız yine zillet olur!" (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.