"Şii ve Sünni Müslümanlar ayrı güzergâhlarda aynı hedefe giderler"

"Şii ve Sünni Müslümanlar ayrı güzergâhlarda aynı hedefe giderler"
İran'daki Vahdet Konferansında konuşan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, "Şii ve Sünni Müslümanlar ayrı güzergahlarda aynı hedefe giderler. Şiiler ve Sünniler Emperyalizme karşı birlikte mücadele ettiler." dedi.

İran’ın başkenti Tahran’da bugün başlayan ve üç gün sürecek olan 31. Uluslararası İslami Vahdet Konferansında, Müslümanlar arasında vahdetin söylemden eyleme geçilmesine vurgu yapıldı.

Konferansa Türkiye’den Diyanet İşleri eski Başkanı Prof. Mehmet Görmez, Saadet Partisi'nden Hasan Bitmez ve Necmeddin Çalışkan gibi isimlerin yanı sıra çok sayıda ilmi ve akademik şahsiyetler ile islam dünyasının dört bir yanından gelen âlim ve fikir adamları katıldı.

Toplantının açılışında konuşan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani İslam dünyasının içine fitne tohumları eken Siyonist ve emperyalist güçlerin oyunlarına dikkat çekerek, "Bugün Şii ve Sünni, Kürt, Arap Alevi, Sünni arasında ihtilafları çıkartan ve fitne tohumları ekenler kimlerin olduğunu bilmemiz gerekir."  hatırlatmasında bulundu.

Ruhani, "Fitne tohumlarının çıkardıkları ihtilafların etkileri bu kadar çabuk gidebilir mi?  Bölge halkları, asırlardır birlikte barış içinde yaşadılar. Arap, Fars, Türk, Şii, Sünni hep birlikte yaşadılar.  Hint yarım adasından Batı Asya'ya kadar geniş bir coğrafyada birlikte yaşadılar. Oldukça farklı etnik ve mezhep bağlılarıydı ve birlikte kardeşçe yaşadılar. Halklar içine bu düşmanlık ve fitne tohumları  20/21'inci asırda ekildi." diye konuştu.

"Şii ve Sünni Müslümanlar ayrı güzergahlarda aynı hedefe giderler." vurgusunda bulunan Ruhani, "Şii ve Sünniler, tevhid ve nübüvvete bağlı olarak asırlarca kardeşçe yaşadılar. Asırlardır Irak'ta Şiiler, Sünnilerle birlikteydi. Emperyalizme karşı mücadele ettiler. Şiiler ve Sünniler birlikte mücadele ettiler. İngilizlere karşı, kara Afrika kıtasında emperyalizme karşı birlikte hareket eden Şii ve Sünni Müslümanlardır." ifadelerini kullandı.

Müslümanların, asırlardır birlikte yaşamanın nasıl olacağını bildiğini belirten Ruhani, fakat emperyalistlerin ektikleri fitne tohumlarıyla halklar arasında mesafe oluştuğunu söyledi.

Ruhani, "Düşmanlıklar sona erer, savaşlar biter fakat emperyalizmin ektiği etnik ve mezheb fitnesinin zararları yıllarca gitmez. Bu gün bizim en büyük sorumluluğumuz bu fitne ateşinin açtığı yaraları sarmaktır. Düşmanlar İslam'ı yanlış tanıtıyor. İslam âlimleri, İslam dünyasının önde gelenleri, islam dünyasının medyasının ağır sorumluğu var. İslam'ın kardeşlik anlayışını anlatmalı, İslam'ın gerçek  yüzünü göstermeli. Bizim gerçek vahdete, birlikteliğe ihtiyacımız var." değerlendirmesinde bulundu.

Vahdetin; bütün mezheplerin birbirine saygı duyması, birlikte beraberce yaşaması anlamına geldiğini söyleyen Ruhani, bir mezhebin başka bir mezhebi yok etmesi ve onu yok saymasının vahdet olamayacağını ifade etti.

Ruhani, "Bizim dinimiz, bir etnik kimliğe ya da bir mezhebe, bir gruba bağlı değildir.  Peygamberimiz bütün beşeriyete gelmiştir.  Vahdet, emperyalizme karşı mücadele ve sömürüye karşı birlikte mücadeledir, vahdet terörizme karşı birlikte mücadeledir." diye konuştu.

Diyanet İşleri eski Başkanı Prof. Mehmet Görmez ise yaptığı konuşmada günümüz İslam dünyasının belki de en zorlu dönemden geçtiğini hatırlatarak,  sapkın fırkaların, tevhid inancını saptırmaya çalıştıklarını, bu yüzden bu sapkın hareketlerinin önüne geçilmesi gerektiğini söyledi.

Görmez, İslam dünyasında ilk fitne ve sapmanın Hz. Osman’ın şehadetinden sonra yaşanan Cemel  ve Sıffin savaşlarının patlak vermesi, Haçlı seferleri ve yine sömürge dönemleri gibi farklı dönemlerde yaşanan zorlu süreçleri anlattı.

Müslümanların ayrılıktan ve fitneden uzak durarak birlik ve vahdet içinde olması zaruretine vurgu yapan Görmez, ayrıca Libya, Suriye, Irak gibi sıcak çatışma bölgelerinde  150 milyon yetim, 60 milyon  sakat insanın bulunduğunu, en azında bunlara karşı sorumluluğun bilincinde olunması gerektiğine dikkat çekti. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.