Siirt'te Filistin'e destek amacıyla "Fetih Yürüyüşü" düzenlendi
Halid bin Velid Camii'nde kılınan yatsı namazı sonrasında cami avlusunda toplanan Siirtli vatandaşlar, yüz yıla yakın süredir İslam topraklarını işgal ederek, kadın, yaşlı, çocuk demeden katlederek, habis bir kanser gibi büyüyen siyonist işgal rejimi, hem telin edildi hem de Filistinli Müslümanlara destek açıklamasında bulunuldu.
Anadolu Gençlik Derneğinin hazırlamış olduğu basın açıklamasını ÖĞ-DER Şube Başkanı Murat Kalkan okudu. Açıklamaya HÜDA PAR İl Başkanı Abdulhakim Tekin'in yanı sıra STK temsilcilerinin başkanları da hazır bulundu. Açıklama okunurken sık sık tekbirler getirildi ve Filistin'e destek sloganları atıldı.
"Bu operasyon, yalnız israil’e değil, dünyayı kana boğan tüm zalimlere verilmiş bir cevaptır"
Bu sabah pervasız eylemlerinin karşılığının, mutlak başarıya ulaşan Aksa Tufanı Operasyonu ile acı acı tecrübe edildiğine dikkat çeken Kalkan, "Bir kere daha bu güzel sabahı bizlere bahşeden Allah'a hamd ediyoruz. Bunca zamandır bu meydanlarda israil’in zulümlerini tel’in için toplandık, zalimlere karşı nefretimizi haykırdık. Kardeşlerimizin acısını yüreğimizde hissederek duaya durduk, kıyama kalktık. Fakat bugün başka! İşte bugün büyük bir sevinçle, Kudüs'ün, Mescid-i Aksan'ın özgürlüğüne giden yolda elde edilen bu büyük başarıyı kutlamak, Filistinli kardeşlerimizle ve mücahidlerle omuz omuza olduğumuzu haykırmak için buradayız. ilk kıblemiz, haremimiz, etrafı mübarek kılınmış Mescid-i Aksa’mız, her gün terörist israil ve Yahudi işgalciler tarafından düzenlenen baskınlarla taciz ve tahkir ediliyorken, sokaklarda masum siviller kurşuna diziliyorken, on yaşında çocuklar tutuklanıyorken, Gazze'de ambargo ve abluka şiddetini artırmışken, sadece Filistinli kardeşlerimizin değil tüm Müslümanların izzeti her gün her an çiğnenmeye devam ediyorken gerçekleşen bu operasyon, yalnız israil’e değil, dünyayı kana boğan tüm zalimlere verilmiş bir cevaptır." dedi.
"Yenilmezlik algısı yerle yeksan olmuştur"
Milyarlarca dolar harcanan sistemler, uydular, istihbarat ağları, silahlar ve hepsinden önemlisi yenilmezlik algısının yerle yeksan olduğuna dikkat çeken Kalkan, "Dünyayı zulüm kulelerinden tahakküm ile yöneten kafirlere karşı bir avuç mücahid, bugün bir kere daha; arzın yegâne ve mutlak sahibinin Cenâb-ı Allah olduğunu hatırlatmış, delinemez, geçilemez, yapılamaz denilen ne varsa hepsini yapmıştır. Merhum Erbakan hocamızın “israil ancak güçten anlar” ifadelerini hakkıyla anladığımız bir günü yaşıyoruz. Sivil veya asker fark etmez, tüm israilliler Filistin topraklarında işlenen her suça ve işgale doğrudan ortaktır. Evlerinden kovulan Filistinlilerin mülklerine istilacı böcekler gibi koşuşturarak doluşan genç/yaşlı, kadın/çocuk tüm Yahudiler işgalcidir, zalimdir, katildir. Bu kadar zulme ortak olmalarına rağmen Filistinli kardeşlerimizin büyük bir hassasiyetle merhametli tavırları ortadadır. Bu mesele bahane edilerek ortaya konulmaya çalışılan algı zalimlerin zulümlerini gölgelemeye çalışmaktadır. On yıllardır, dünyanın her yerinden Filistin'e gelerek ben çalmazsam başka bir Yahudi çalacak diyerek Filistinlilerin hayat hakkını çalan, Kudüs'ün tarihi sokaklarında Filistinli ninelere saldıran, çocuk yaşlarından itibaren silah eğitimleri alan bir topluluk, sivil değildir. Milis kuvvetlerdir." İfadelerini kullandı.
"Türkiye, Suudi Arabistan, Mısır gibi ülkeler normalleşme adımlarından vaz geçmelidir"
Siyonist işgal rejiminin bir yandan tüm dünyanın gözü önünde katliamlarına, saldırılarına, asimile çalışmalarına, işgale ve apaçık zulümlerine devam ederken, diğer yandan İslam ülkeleriyle normalleşme adımlarının atıldığını hatırlatan Kalkan, "Başta Türkiye, Suudi Arabistan, Mısır gibi ülkelerin bu adımları atmaları, elinde binlerce Müslümanın kanı bulunan Netanyahu ile yapılan görüşmeler bizleri bu vebale ortak yapmaktadır. Büyük israil hayalinden vazgeçmeyen, çocuk, genç, yaşlı, kadın demeden her fırsatta vahşetini sergileyen, uluslararası sularda 10 vatandaşımızı katleden israille normalleşmek, işlenen bütün suçlara fiilen ortak olmaktır. Atılan yanlış siyasi adımların bedelini Filistin halkı ödemektedir. Müslüman toprağı olan Kudüs'ü başkent olarak ilan eden israil, Kudüs'te mahalleleri boşaltmakta, Gazze'de ablukayı sürdürmekte, batı Şeria'da Müslümanların arazileri üzerinde yeni yerleşim yerleri açmaya devam etmekte, mescidi aksa ’ya yönelik tecavüzlerini günbegün arttırmaktadır. Terör devleti israil bir taraftan insanlık ve hukuk değerlerini hiçe sayarak işgal ve yıkımlara devam ederken, normalleşme çalışmalarıyla fiillerini meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Eski Amerikan başkanı Trump döneminde, israil’in başkentinin Kudüs olarak ilan edilmesi, yüzyılın antlaşması ve İbrahim antlaşması gibi, özelde Filistin'in genelde İslam Dünyası'nın aleyhine olan normalleşme çalışmaları başlatılmıştır. Siyonist lobilerin ve dünyadaki terörün ana merkezi olan ABD ile İslam coğrafyasında yaptıkları katliamlar, işgaller, tecavüzler, sömürü faaliyetleri ayan beyan ortadadır. Kafirlerin birbirlerini nasıl desteklediğini görmemek için kör, duymamak için sağır, dertlenmemek için vicdan ve izandan yoksun Kendine Müslüman diyen herkes hatırlamalıdır ki; Elbet bir gün toprak olacağız, tek gayemiz Allah'ın rızasıdır. Rıza-i ilahi ancak bütün varlığımızla cihad etmekle, Müslümanların sevindiğine sevinmek, üzüldüğüne üzülmekle olur." şeklinde konuştu
Basın açıklaması sonrasında eller Filistinli Müslümanlar için duaya kalktı.
Hep birlikte Filistinli Müslümanların zaferi için dualar edildi ve ardından kısa bir "Fetih Yürüyüşü" düzenlendi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.