SİP Konferansı ATO’da yapıldı
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulan Sanayi İşbirliği Programı Yönetmeliği’nin etkin biçimde uygulanmasını sağlamak amacıyla düzenlenen “Kamu Alımlarında Sanayi İşbirliği Programı Konferansı” Ankara Ticaret Odası’nda (ATO) yapıldı.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın himayesinde, ATOKamu Alımlarında Yerli Katkı ve Offset Uygulamaları Özel İhtisas Komisyonu ve OSTİM işbirliğiyle gerçekleştirilen konferansa bürokratlar, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör temsilcileri ile ATO Yönetim Kurulu ve meclis üyeleri katıldı.
Konferansın açılışında konuşan Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yunus Emre Karaosmanoğlu, gelişmiş ülkelerin sanayi politikalarında kamu alımlarının önemli bir yer tuttuğunu söyledi. Karaosmanoğlu, Türkiye’de yüksek teknolojili ürünlerin üretim kapasitesinin artırılması için kamu mal ve hizmet alımlarıyla sanayide yenilik, yerlileşme ve teknoloji transferine yönelik olarak hazırladıkları Sanayi İşbirliği Programı Yönetmeliği’nin 15 Şubat 2015’te yürürlüğe girdiğini hatırlattı. Sanayi İşbirliği Programı’nın önemine işaret eden Karaosmanoğlu, “Burada ülkemizin geleceğini konuşuyoruz. Geleceğimizi daha müreffeh, daha huzurlu, daha güvenli yaşamak istiyorsak bu konferansın ne manaya geldiğini biraz daha ciddi olarak düşünelim” dedi. Karaosmanoğlu, Türkiye’nin güçlü bir ekonomiye sahip olması ve orta gelir tuzağı tehlikesiyle karşı karşıya kalmaması için imalata sanayinin gelişiminin hızlandırılması ve katma değeri yüksek teknolojik ürünlerin ihracat içindeki payının artırılmasının büyük önem taşıdığına dikkati çekti. Türkiye’nin ihracatının yüzde 94’ünün imalat sanayine dayandığını anlatan Karaosmanoğlu, sanayiye yön vermek ve katma değerli üretim yapısını üst seviyelere çıkarmak amacıyla Bakanlık koordinasyonunda sanayi stratejisi ve sektörel stratejiler hazırlandığını kaydetti.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın hızlı tren ve metro yapımında Sanayi İşbirliği Programı’nı uygulamaya çalıştığını, Sağlık Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın da bu doğrultuda çalışmaları olduğunu söyleyen Karaosmanoğlu, “Ama, bu her ferdin kanunu ya da her ferdin derdi olmadığı müddetçe biz bunları sahada uygulama şansına çok fazla sahip değiliz. Hepimiz bunu dert edinmeliyiz” dedi.Benzer uygulamaların tüm Avrupa Birliği ülkelerinde, Amerika’da ve pek çok dünya ülkesinde yapıldığını hatırlatan, “Bizde maalesef çok zorlamayla uygulanıyor” diye konuştu.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yeni binasının tamamen yerli üretim teknolojileriyle donatıldığını anlatan Karaosmanoğlu, Türkiye’de yerli üretimin artık Avrupa, Amerika ve diğer dünya ülkelerinin sağlamış olduğu teknolojik gelişimi yakaladığını kaydetti. Türkiye’de yabancı teknoloji ürünlerini kullanma yarışı yaşandığını belirten Karaosmanoğlu,“Fert olarak cari açığa olan eksi yöndeki katkımızı ortadan kaldıracak olsak Türkiye’de cari açık kalmaz” dedi.
BEZCİ: “CARİ AÇIK YUMUŞAK KARNIMIZ”
ATO Yönetim Kurulu Başkanı Salih Bezci de konuşmasında, Sanayi İşbirliği Programı’nın bir sanayi politikası olduğunu ve dünyanın pek çok ülkesinde yerli sanayinin ve teknolojinin geliştirilmesi amacıyla kullanıldığını belirtti. Türkiye’nin nitelikli ve yüksek teknolojili üretimi artırması gerektiğine işaret eden Bezci, “Cari açık bizim yumuşak karnımız. Üretmek için cari açık veren, büyümek için borçlanan bir ülke olarak kalırsak, istikrarlı ve yüksek büyümeyi başaramayız” dedi. Sanayi İşbirliği Programı Yönetmeliği’nin 15 Şubat 2015’te yürürlüğe girdiğini hatırlatan Bezci, “Düzenlemeyle, yabancı şirketler tarafından üstlenilen 10 milyon doların üzerindeki ‘yenilik, yerlileşme, teknoloji transferi’ niteliğindeki kamu alımlarında, çeşitli kriterler altında Türk şirketlerinden katkı alınabiliyor ya da ithalat yapılabiliyor” bilgisini verdi. Sanayi İşbirliği Programı’nınTürkiye’de teknolojik dönüşüme büyük katkı sağlayacağını ifade eden Bezci, şunları kaydetti:
“Ülke olarak övündüğümüz genç nesillerimize müreffeh bir ülke bırakabilmek için ekonomimizi orta gelir tuzağından çıkarmamız ve ihracatta büyük başarılara imza atmamız gerekiyor. Türkiye’nin 1 kilogram ihracatının ortalama değeri 1,6 dolar. Bu rakamı 3 dolara yükseltirsek kişi başına milli gelirimiz artar. Bizim teknolojimizi geliştirmemiz, teknolojiye sahip ve hakim olabilmemiz ve yüksek teknolojili ürün üretip satabilmemiz için canla başla çalışmamız gerekiyor.”
Bezci, Sanayi İşbirliği Programı vasıtasıyla Ankara’nın yüksek teknoloji üretim merkezi haline geleceğini de sözlerine ekledi.
ÖZDEBİR: “BU BİR KURTULUŞ SAVAŞIDIR”
Ankara Sanayi Odası (ASO) Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Özdebir ise konuşmasında Sanayi İşbirliği Programı çalışmalarının kağıt üzerinde kalmaması ve uygulamaya geçirilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’nin cari açık sorununa değinen Özdebir, ithal mal kullanan her ferdin cari açığın oluşumun katkıda bulunduğunu bildirdi. ABD’de yerli malı kullanımını artırmak amacıyla çıkarılan “Buy American”isimli kanunun halk tarafından da uygulandığını hatırlatan Özdebir, “Biz nutuklar atmasını çok seviyoruz. Milliyetçilikten söz edildiği zaman her birimiz aslan kesiliyoruz ama hayatımıza geçirmede maalesef çok öyle davranabildiğimiz söylenemez. Kullandığımız araçlardan giysilerimize kadar birçok yerde tercihimizi yabancı ürünlerden yana kullanıyoruz” dedi. Kamu alımlarında Sanayi İşbirliği Programı’nın uygulanmasına herkesin katkıda bulunması gerektiğini ifade eden Özdebir, “Bu bir kurtuluş savaşıdır. Bizim orta gelir tuzağından kurtulabilmemizin anahtarıdır. Bir meydan savaşıdır. Buna katkıda bulunmak için 78 milyon Türk vatandaşının elinden geleni yapacağına bütün kalbimle inanıyorum” diye konuştu. Özdebir, Türkiye’nin kişi başına milli geliri artırmak için daha yüksek katma değerli ve daha teknolojik ürünler üretmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
OSTİM BaşkanıOrhan Aydın da konferansın içeriğinin hayatına geçirilmesinin önemine işaret ederek, “İhtiyaçlarımızı dışarıdan alarak kalkınmamızı gerçekleştiremeyiz” dedi. Kamu ve sivil alımlarda offset uygulamasının uzun süredir konuşulduğunu ancak hayata geçirilemediğini belirten Aydın, “Kim uygulamıyorsa bundan sonra peşinde olacağız. Bunun yapılmasıyla ilgili savaş vereceğiz” diye konuştu. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın hızlı trenin yüzde 60’ının yerli katkı ile yapılabileceğini açıkladığını hatırlatan Aydın, “Ufacık gayretlerle Türkiye’nin çehresi değişecek. Başka çıkış yok, başka çare yok. Çok uyuduk, artık 3 vardiya 24 saat çalışmamız gerekiyor” dedi.
ATO Kamu Alımlarında Yerli Katkı ve Offset Uygulamaları Özel İhtisas Komisyonu Başkanı Musa Pireciise konuşmasında Türkiye’nin en önemli ekonomik sorununun cari açık olduğunu söyledi. Cari açığı azaltmak için kamu harcamalarını kontrol altında tutmak gerektiğini belirten Pireci, “Kamu harcamaları içinde kamu alımlarının önemli bir payı bulunmaktadır. Ekonomide en büyük mal ve hizmet alıcısı konumunda bulunan devlet, ihaleler yoluyla birçok amaca ulaşmak için piyasalara yön verebilir” dedi. Türkiye’de offset uygulamasının savunma sanayinde başarılı bir şekilde hayata geçirildiğini anlatan Pireci, şunları kaydetti:
“Sağlık Bakanlığı önümüzdeki 9 yıl içinde 130 milyar dolar dış alım yapmayı planlamaktadır. Offset uygulamalarının sadece Sağlık Bakanlığı’nda uygulanması halinde Türkiye, 130 milyar doların yaklaşık yarısını, yani 65 milyar dolar civarında bir miktarı yerli sanayiye aktarmış olacak. Eğer biz Offset uygulamalarını sağlık, enerji ve ulaştırma alanlarında da geliştirmeyi başarabilirsek, ülkemizin yerli sanayisine aktaracağı miktarın önümüzdeki 9 yılda en az 200 milyar dolar civarında olacağını ve bu miktarın yurt içinde kalarak cari açık probleminin giderilmesine, bu alanlardaki kapasite gelişimine hizmet edeceğini öngörmekteyiz.”
Kaynak:HÜR24 Haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.