Suriyeli kadınların yaşam mücadelesi
İstanbul’un kalbi İstiklal Caddesi’nden Galata’ya doğru yürürken sokaklarda artık Arapça ezgiler duyuyorsunuz. İstanbul'da sokak müzisyenleri artık Suriyeli. Beyoğlu’nun arka sokaklarına karıştığınızda ise karşınıza Suriyeli bir transseksüel çıkıveriyor. Alışveriş merkezlerinde Arapça tabelalarla karşılaşmak ise sıradan.
Suriyeli mülteciler, Türkiye’yi batıdan doğuya hem toplumsal hem de yeni güvenlik sorunları ile değiştirdi, değiştiriyor. Evlerini, vatanlarını terk eden mültecilerin hüzünlü hikayelerine de her gün farklı boyutlarda yenilerine ekleniyor.İstanbul'da çok sayıda Suriyeli çocuk sokaklarda yatıyor
Fuhuş çeteleri türedi
Mültecilerle çalışan sivil toplum kuruluşlarının verilerine göre, Türkiye'de Suriyeli kadınların çaresizliğinden faydalanan fuhuş ve cinsel istismar çetelerinin önüne geçilemiyor. Kamp dışında yaşayan kadınların durumuna ilişkin geçen yıl bir rapor hazırlayan Mazlum-Der yetkilileri, DW Türkçe’ye yaptıkları açıklamada, hazırladıkları rapordan sonra Türkiye ve Suriye ayaklı iki çetenin yaklandığını, ancak sorunun kötüleşerek devam ettiğini aktardı.
Fuhuş çetelerinin özellikle sınır illerinde yoğunlaştığına işaret eden Mazlum-Der'in verilerine göre, fuhuş karın tokluğuna denebilecek düzeye düşmüş durumda. Bölgede çalışmalar yapan uzmanlar, bir öğün yemek karşılığı fuhuş yapan küçük yaşta kızlar olduğunu, fuhuşun 12-13 yaşına kadar düştüğünü belirtiyor.
Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği’nin İstanbul sorumlusu Gizem Al Kadah da iş bulamadığı için çaresizlik nedeniyle seks işçiliği yapan kadınlar olduğunu söylüyor. Al Kadah, “Bunlar arasında en çok rastladığımız grup ise Suriyeli trans kadınlar. Trans kadınların daha çok seks işçiliği yaptıklarını görüyoruz. Ancak bu elbette bir sürü hastalık riskini de beraberinde getiriyor“ diyor.
Çeteler nasıl çalışıyor?
Sınır bölgelerindeki fuhuş çetelerinin başlıca aracı çokeşli evlilikler. Çünkü Suriyeliler arasında çokeşlilik kültürel bir norm. Sınır bölgesinde araştırma yapan Mazlum-Der uzmanları, savaş ortamında komisyoncular türediğini ve bu komisyoncuların çokeşli evliliği ’normal' sayan genç kadınlarla evlenip onları fuhuşa zorladığını anlatıyor.
Komisyoncular bunun için yalnız kalmış veya ailesi çaresiz 15-25 yaş arası kadınları tercih ediyor. Bu kadınların çoğu Türkiye'de kayıt altında olmadığı için de onlara karşı işlenen suçlar, suç olarak bile tespit edilemiyor.
Suriyeli 'kumalar'
Evliliği, ’kurtuluş’ olarak gören Suriyeli genç kadınların düştüğü bir diğer tuzak da evli erkeklerin ikinci eşi olmaları. Özellikle Güneydoğu illerinde ikinci eş olmayı kabul eden çok sayıda Suriyeli kadın ve onlarla evlenmek isteyen çok sayıda da erkek olması Türkiye’de imam nikahı ile çokeşliliği daha sık rastlanan bir realite haline getirdi.
Az sayıda olsa da Ankara’da bile Suriyeli kadınlarla çokeşliliğin rastlandığını belirten Mazlum-Der Mülteci Komisyonu Koordinatörü Salih Çetin, yerel toplumdan kadınların ise bu durumdan rahatsız olduğunu ve bunun ciddi bir toplumsal soruna dönüştüğünü sözlerine ekliyor.
Ayrıca sınır illerinde Suriyeli kadınlarla evlilik bir sektör oluşturmuş. Komisyoncular 200 ila 300 lira karşılığında, isteyenlere Suriyeli genç kadın buluyor. Suriyeli genç kadınlarla evlenmeye karar veren erkek, genç kadının ailesine de, eğer varsa, 2 bin ila 5 bin lira ödüyor. Böylece kolaylıkla genç ve daha az ’masrafsız’ ikinci bir eş buluyor.
Kadına yönelik şiddet
Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği’nden Al Kadah eşinden şiddet gören Suriyeli kadınların sayısının yüksek olduğuna dikkat çekiyor. Ancak buna karşın korumaya başvuran ve hukuki işlem başlatmak isteyenlerin sayısını ise az.
Türkiye'de eşini kaybetmiş çok sayıda Suriyeli kadın da yaşıyor
Bunun başlıca nedenlerinden biri de statüsüzlük. Mülteci statüsü olmayan Suriyeliler sınırdışı edilme korkusuyla yargı merciilerine başvurmaya korkuyor.
BMMYK: Sorunun farkındayız
BM Yüksek Mülteciler Komiserliği’nin verilerine göre Türkiye’de kayıtlı 2,5 milyon Suriyeli bulunuyor ve bunların yarısı kadın. DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (BMMYK) Türkiye sözcüsü Selin Ünal, Suriyelilerin Türkiye’de 2011 yılında kabul edilen bir düzenleme ile ’geçici koruma’ altına alındığına ve yasal haklardan faydalanmalarına olanak sağlandığına, ancak bunun sorunları çözmediğine işaret etti.
BM’in Suriyeli kadınlar için cinsel istismar riskinin farkında olduğunu ifade eden Ünal, Suriyelilerin özellikle dil engeli ve bilinçsizlik gibi nedenlerle kendilerine tanınan yasal haklara ulaşamadıklarını belirtti. Ünal artan mülteci sayısının da sorunlarla başa çıkmayı zorlaştırdığını vurguladı. Ünal’ın dikkat çektiği bir diğer önemli sorun da artan çocuk işçiliği. Sivil toplum kuruluşları Türkiye’de 18 yaşın altındaki Suriyeli erkek çocukların yüzde 70’inin çok düşük ücretlere çalıştırıldığını aktarıyor.
Kaynak:Hülya Schenk / dw
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.