Suriyeli Muhacirlerin Sorunlarına Kayıtsız Kalamazdık!

Suriyeli Muhacirlerin Sorunlarına  Kayıtsız Kalamazdık!
İstanbul Ensarları Platformu Yönetim Kurulu Üyesi Muhammet Ayar, "Sınırlı imkânlarımızla da olsa Suriyeli muhacirlerin sorunlarına kayıtsız kalamazdık" dedi.

Samimi Müslümanların her Pazar farklı camilerde, sabah namazında bir araya gelerek, namazdan sonra kahvaltı ve sohbette, Suriyeli Müslümanlar için ne yapabiliriz soruları neticesinde, İstanbul Ensarları doğdu.  İstanbul Ensarları, Suriyeli muhacirler için gayret sarf eden bir oluşumun adı.  İstanbul Ensarları Platformu Yönetim Kurulu Üyesi Muhammet Ayar ile İstanbul Ensarları’nın faaliyetlerini konuştuk.

 

Röportaj: Ziya Gündüz

 

Bize kısaca İstanbul Ensarları’ndan söz eder misiniz? İstanbul Ensarları nasıl doğdu?

İstanbul Ensarları grubu 2014 yılında İstanbul’daki bir grup Müslümanın Pazar günleri sabah namazında çeşitli camilerde, ailece bir araya gelip hasbihal amacıyla toplandığı bir gruptu. Daha sonra 2015 yılının Mayıs ayında bu grup, Suriye’den ve farklı bölgelerden gelen muhacirlerin etkisiyle, İstanbul Ensarları grubuna çevrildi. Tabi daha sonra grupta kişi sayısı arttı. Şu anda İstanbul Ensarları grubu içerisinde yaklaşık yüz kişi var, ama onunla beraber grubun etkilediği Ensar ve yardımcı kitle sayısı da yaklaşık beş yüzü buluyor. Grubun ilk çıkışı buydu. İstanbul Ensarları’nın  daha öncesinde biz Suriye cihadının başladığı tarihten itibaren -2011/2012 yılından sonra- ilk gelen Suriyelilerle Küçükköy karayollarında karşılaştık. Küçükköy karayollarında bir Müslümanın onlarla tanışıp hasbihal etmesi ve daha sonra ihtiyaçlarını giderme çabasıyla doğan grup 2015’te Ramazan ayıyla birlikte ivmelendi ve şu an ki duruma geldi.

 

Yukarıda kısmen değindiniz, açmakta fayda var: Pazar günleri sabah namazları sonrası bir araya gelen gruptan, İstanbul’daki Suriyeli Muhacirlere yardımı merkeze alan bir gruba dönüşmenizde etkili olan saikler nedir?

 

Biz Müslümanlar olarak, Pazar günleri sabah namazında toplandığımız zaman da Müslümanların- Suriye’deki, Arakan’daki veya Afganistan’daki, Doğu Türkistan’daki, Çeçenistan’daki problemlerini zaten konuşuyorduk. Bu anlamda sabah namazında toplanırken de nasıl Ensar olabiliriz meselesini veya gerçek anlamda adaleti kuşanan bir Müslüman nasıl olunabileceğini konuşuyorduk. Tabi Suriye cihadından sonra Türkiye’ye gelen iki-iki buçuk milyon muhacir, bizi buna zorladı. Sınırlı imkânlarımızla da olsa onların gelişine kayıtsız kalamazdık. Dolayısıyla çevremizde ve neredeyse her yerde muhacir kardeşlerimiz var ve bu kimselerin büyük bir kısmı ihtiyaç sahiplerinden oluşuyor. Biz sadece buna kayıtsız kalmamaya çalışıyoruz.

 

Peki, işleyiş nasıl oluyor? Yardıma muhtaç muhacirlerin tespit edilmesi, gerekli malzemenin tedariki, malzemenin ilgilisine teslim süreci nasıl işliyor?

 

Aslında sorunuzdan önce bir noktaya dikkat çekmek istiyorum: İstanbul Ensarları grubu olarak bizim asıl hedefimiz insanları Ensar yapabilmek ve Ensar olabilecek insanlarla bir araya gelebilmek. Çünkü gerek Suriyeli olsun gerek diğer coğrafyadaki insanlardan olsun, yeterince muhacir var, hayırsever de var, ama Ensar olmak konusunda sıkıntımız var. Dolayısıyla işleyişi biz şöyle başlattık: İstanbul Ensarları olarak biz, İstanbul’un bütün bölgelerinde bir örneklik oluşturabilirsek ve Ensar sayısını artırabilirsek, bu Ensarlar da organizasyon içerisine girip muhacirlerle ve ihtiyaç sahipleriyle bir araya gelebilirlerse, böyle bir organizasyonu yapabilirsek o zaman bir işin ucundan tutmuş oluruz. Bir şeyi yerden kaldırmış olma saikiyle, şuuruyla hareket etmiş oluruz.

 

Asıl sorunuza gelirsek. Bizim şu anda dört tane depomuz var. Bir tanesi Başakşehir’de, bir tanesi Esenyurt’ta diğerleri ise Kartal ve Dudullu’da olmak üzere. Yardımseverler; kendilerinde olan eşyadan haberdar ettiklerinde, biz bölgelerdeki eşyaları toparlıyoruz ve depolara götürüyoruz. Daha sonra o depolardan direk ihtiyaç sahibine götürüyoruz, bu bir yöntem. Ancak elimize geçen malzeme genellikle yetersiz oluyor. Daha fazla ilgili malzemeye ihtiyaç olduğunu belirtelim.

 

Ya da daha çok şunu yapmaya çalışıyoruz: Eğer bir yerde, mesela buzdolabı veya çamaşır makinesi verecek bir yer varsa, bir yerde de buzdolabı ve çamaşır makinesi verilecek ihtiyaç sahibi varsa, o ikisini birbirine bağlayıp, oradaki çamaşır makinesini ve buzdolabını depoya götürmeden direk ihtiyaç sahibine teslim etmeye çalışıyoruz.

 

Peki, bünyenizde işleri yürütecek eleman veya gönüllü çalışanınız var mıdır?

 

Evet, bu konuya duyarlı insanlar var. Mesela Başakşehir grubumuzda Menderes ağabeyimiz var. Grubumuzun büyük ağabeylerinden bir tanesidir. Kendisi zaten İstanbul Ensarları grubundan önce de yardım faaliyetlerinde yer alıyordu. İstanbul Ensarları’na gelen birçok kişi olduğu gibi, aslında kendisinin de bir faaliyet alanı zaten vardı. O faaliyet alanında bizle tanıştıktan sonra yardımcı olmaya çalıştık, geliştirdik. Onun deposunu kullanmaya başladık. Hakeza Dudullu’da İbrahim Şenyiğit kardeşimizin ağabeyi Mansur ağabeyin deposu var. O depoyu da kullanmaya başladık. Yani aslında şuna değinmek lazım, bu bir Whatsapp grubu, bilirsiniz Whatsapp grubunun yüz kişilik bir sınırlandırması olduğu için, biz de yüz kişiyle sınırlandırmış gibi olduk grubu. Ama aktif olan yüz kişi giriyor. Ancak diyelim ki başka biri gireceği zaman, aktif olmayan birilerinden rica ediyoruz, aktif olabileceğini düşündüğümüzü de gruba dâhil ediyoruz. Ama böyle bir sınırlandırma olduğu için de mesela benim kendi muhitimde gruba dâhil edip benimle beraber hareket eden birçok kişi var. Ama whatsapp grubu içerisinde değiller, lakin İstanbul Ensarları grubuyla beraber hareket ediyorlar. 

istanbul-ensarlari-platformu.jpg

istanbul-ensarlari-platformu-001.jpg

muhammet-ayar.jpg

Kaynak:HÜR24 Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.