Tanrıseven: "Polise de mutlaka dava açılmalı"
Polisin, Mustafa Kemal'in büstüne hakaret eden çocuğu dövmesi olayıyla ilgili açıklamalarda bulunan Batman eski Baro Başkanı Avukat Yusuf Tanrıseven, oradaki polislerin yaptığı davranışın mutlaka soruşturma konusu olması gerektiğini söyledi.
Geçtiğimiz günlerde Kocaeli’nde Mustafa Kemal'in büstüne hakaret ederken çektiği videoyu sosyal medyada yayınlayan Y.S. ve görüntüyü çeken arkadaşı H.Ç, Kemalistlerin tepkisi üzerine aynı gün polis tarafından yakalanarak gözaltına alındı. İki çocuk, çıkarıldıkları mahkeme tarafından "Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret" suçundan tutuklandı.
Y.S'yi gözaltına alan polisler, cep telefonuyla videosunu çektikleri çocuğu Mustafa Kemal'in büstünün önüne götürerek "Ölürüm Türkiyem" şarkısı eşliğinde tek ayak üzerinde bekletip asker selamı vermeye zorladı. Videoda çocuğun kendisine hakaret etmesi istenirken, polisin son olarak çocuğa tekme attığı görülüyor.
Polisin, Mustafa Kemal'in büstüne hakaret eden çocuğa büstün önünde dövmesi olayıyla ilgili İLKHA muhabirine açıklamalarda bulunan Batman eski Baro Başkanı Avukat Yusuf Tanrıseven, oradaki polislerin yaptığı davranışın mutlaka soruşturma konusu olması gerektiğini söyledi.
Yaptığı hareketle polisin kendini hâkim yerine koyması anlamına geldiğini belirten Tanrıseven, polisin cezayı kendisinin vermesinin oldukça vahim bir durum olduğunu kaydetti.
Polisin davranışının çocuğun yaptığı hareketten çok daha büyük bir yanlış olduğunu söyleyen Tanrıseven, "Geçtiğimiz günlerde Kocaeli’nde bir olay oldu. Bir vatandaş Atatürk büstüne hakaret etmişti. Cezasını da polis kendi yöntemleriyle verdi. Şimdi tabi vatandaşın yaptığı şey son derece yanlış; ama sonrasında polisin de yaptığı davranış hata, hatta onunkinden çok daha fazla büyük bir yanlış içeriyor." dedi.
Tanrıseven, "Anayasamızın ikinci maddesinde Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olduğu ilkesi yazılıdır. Hukuk devletlerinde cezayı polisler değil, hâkimler verir. Savcıların bile cezayı verme yetkisi yoktur. Burada polisin vatandaşa cezayı vermesi, kendini hem savcı hem de hâkim yerine koyması anlamına geliyor." diye konuştu.
"Yarın daha büyük bir yanlış yapılabilir"
Polisin cezayı kendisinin vermesinin oldukça vahim bir durum olduğunun altını çizen Tanrıseven, "Her ne kadar bu durumun bazı kişilerce sempatik görünmesi veya cezanın ölçü olup olmaması da hiç önemli değil. Çünkü yarın başka bir polis başka bir olayda daha büyük bir ceza verebilir, daha büyük bir yanlış yapabilir. Hatta daha vahimi yarın vatandaşlarımız cezayı kendisi vermek isteyebilir. Hukuk devletlerinde böyle şeylerin mümkün olmaması gerekir. İnşallah bu tür yanlışlar ilerde olmaz diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
"İki yanlış bir doğru etmiyor"
Konuşmasının devamında Tanrıseven şunları söyledi: "Oradaki polislerin yaptığı davranışın mutlaka soruşturma konusu olması, hatta yargılanmaya konuşması gerekiyor. Çünkü iki yanlış bir doğru etmiyor. Orada vatandaşın yaptığı yanlış, polisin yaptığı daha büyük bir yanlış… Vatandaş hakkında nasıl dava açılabiliyorsa polis hakkında da aynı şekilde yapılması gerekir ki bir daha böyle şeyler olmasın." (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.