"Toplum ancak Kur'an-ı Kerim'le günahlardan uzaklaşır"

"Toplum ancak Kur'an-ı Kerim'le günahlardan uzaklaşır"
​Zinanın suç sayılması ve cinsel istismar konuları ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Gaziantep İl Müftüsü, bu tür günah ve hastalıkların çaresinin kendi değerler dünyamızda mevcut olduğunu ve bunların harekete geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Gaziantep İl Müftüsü Ahmet Çelik, zinanın ve cinsel istismar konularının yasal düzenlemeleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Zinanın büyük günahlardan olduğunu ve İslam’ın da en çok üzerinde durduğu konulardan biri olduğunu belirten Çelik, toplumda bu tür günahların azalması için herkese sorumluluk düştüğünü söyledi.

Son dönemlerde gündemde olan zinanın suç sayılması ve cinsel istismar konuları hakkında İLKHA’ya değerlendirmelerde bulunan Çelik, özellikle çocuk istismarlarının insanlık suçu olduğunu dile getirdi.

“Bu tür olaylar yüreğimizi sızlatıyor” diyen Çelik, “Bunlara biz çok üzülüyoruz. Üzülmemekte mümkün değil. Bu toplumun içinde olan birinden bu konuda kimsede aile olarak emin değildir. Öncelikle şunu kabul etmek lazım. Devletimizin her kurumu üzerine düşeni yapmalıdır. Tabi ki bunun iki boyutu var. Bir ahlaki boyutu var. Bu bütün insanlığın problemidir. Sadece Türkiye’nin, İslam aleminin değil bütün insanlığın sorunudur.” dedi.

“Kurumlar olarak hepimizin bunda vebali var”

Çelik, “Bizim kendi değerlerimizle bunu çözmeye, en aza indirmeye bu toplumsal probleme bir çözüm bulmaya çalışacak olursak bir defa bu konuda bizim dinimiz ki bu ülkenin de yüzde 99’u Allah’a hamdolsun mensubiyet olarak Müslüman’dır. Dinimiz zinayı büyük günahtan saymıştır. Bunları da net bir şekilde ‘amasız, lamasız, cimsiz’ bu inançla oluşan geleneğimizde de en ağır bir insanlık suçu ve ayıbı olarak kabul edilmiş. Bu gibi hadiselere bırakın vuku bulması şöyle dursun toplumsal önlem alınmaya çalışılmıştır. Bir defa işin dini değerlerine bakan yönü ele alınarak daha eğitim ve öğretim seviyesinde karakterin, kişiliğin oluşumu seviyesinde bu değerler çok iyi işlenmelidir diye düşünüyoruz. Kurumlar olarak hepimizin bunda vebali var. Ben bir müftü olarak beraber hizmet verdiğim hoca arkadaşlarımla ‘Acaba bu konuda bizim kusurumuz nedir, ihmalkârlığımız nedir?’ diye de düşünmemiz gerekiyor. Bir defa işin imani, dini ve vicdani boyutunu ki vicdanları besleyen din duygusudur. Bizim eğitim, öğretim çağında bunu çok iyi işlememiz gerekir. Bunu sosyal alana yaymak gerekir.” ifadelerini kullandı.

Zinanın büyük günahlardan olduğunu, İslam’ın da en çok üzerinde durduğu konulardan biri olduğunu belirten Çelik, şöyle konuştu:

“Zina ve gayri meşru dediğimiz bunu çocuk istismarından tutun büyüğüne kadar dinimizde çok büyük günahlardan olarak görülmüş, sayılmıştır. Sadece ahlaki boyutun desteklenmesiyle kalmamak lazım. O insanların cezaya bakan yönü de iyi beslenmeli, iyi doldurulmalı. Ben medeniyet dinamiklerimize ve manevi değerlerimize güvenerek bu problemin el birliği içerisinde medyasıyla, halkıyla, kurumlarıyla eğitim yuvalarımızla ve sivil toplum kuruluşlarıyla topyekün bir seferberlik harekatı başlatarak bu işin üstesinden geleceğimize inanıyorum. Artık şunu hepimiz biliyoruz toplumları çökertme ve sömürme sadece askeri harekatlarla olmuyor. Ahlaki dejenerasyon değerler dünyamıza yapılan saldırılar gerek toplumsal alana gerek kişisel, karakter bozulmasıyla çok önem arz ediyor.”

“Kur’an ile irtibatımızı güçlendirmemiz gerekiyor”

“Kur’an-ı Kerim’e yönelmemiz gerekiyor” diyen Çelik, “Bizim ciğerimiz yanıyor. Her nerede duyarsak her nerede olmuşsa bizimde bulunduğumuz yerde ateş sadece düştüğü yeri yakmıyor. Ateş her tarafı yakıyor. Onun için herkes bulunduğu yerde gerek kişisel olarak gerek kurumsal olarak önlem, tedbir almalı. Tabi Kur’an-ı-Kerim en net ifadeler kullanan ve prensipler koyan kitaptır. Bunun için hayat, rehber kitabıdır. Bu bakımdan manevi dinamiklerimizi ve değerlerimizi yeniden ihya ederken ve canlandırırken zaten kaynağımız Kur’an-ı Kerim’dir. Kur’an ile irtibatımızı güçlendirmemiz gerekiyor. Kur'an-ı Kerim ile daha barışık ve daha hayatın içinden Kur’an-ı Kerim’i anlayarak yaşamamız gerekiyor. Kur’an-ı Kerim’i anlayarak güzelliklerinden ve ilkelerinden de hayatımıza taşıyarak manevi ve değerler dünyamızı güçlendirebilir. Bu gibi şer odakların hücumlarına karşı koyabiliriz.” şeklinde konuştu.

“Cezalarımız da ıslah edici cezalar olmalıdır”

İnsanları ıslah etmenin en iyi yolunun değerler eğitimin güçlendirilmesi ile olacağını vurgulayan Çelik, “Tabi zaman şikayet zamanı değil. Zaman üzerimize düşeni yapmadığımızı muhasebe etme ve ortaya koyma zamanıdır. Aslında tespit yapıldı. Bu hastalığın tespitinin çareleri kendi değerler dünyamızda mevcuttur. Bunları harekete geçirmemiz gerekir. Yani kötü, kendini şerre kaptırmış kesimine ne kadar düzeltebilirsin. Bir toplum itlafla değil, ıslahla hayatını devam ettirebilir. Bizim cezalarımız da ıslah edici cezalar olmalıdır. Islah etmenin en iyi yolu eğitimden geçer. Eğitim dünyamıza ve eğitimi ilgilendiren insanımızın manevi ve kültürel açıdan besleyen her bir kurum üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir.” diye konuştu. (İLKHA) 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.