Türkiye-ABD ilişkilerinde dört kritik nokta

Türkiye-ABD ilişkilerinde dört kritik nokta
Cumhurbaşkanı'nın ABD programını yakından takip eden Merkezi Washington DC’de bulunan Turkish Heritage Organization (THO) Başkanı Ali Çınar, Türkiye ABD ilişkilerinin geleceğini belirleyecek 4 konuyu değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyareti öncesinde değerlendirmelerde bulunan Turkish Heritage Organization (THO) Başkanı Ali Çınar, resmi temaslarda dört konunun öne çıkmasını beklediklerini söyledi. Türkiye-ABD ilişkilerinin kritik bir süreçte bulunduğunu ifade eden Çınar, görüşmelerde, FETÖ, Rusya ile yakınlaşma, Kuzey Irak referandumu ve PYD/YPG başlıklarının gündeme gelebileceğini belirtti.

 

Turkish Heritage Organization (THO) Başkanı Ali Çınar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump ile yapacağı görüşmede öne çıkması beklenen konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 

İki ülke arasındaki ilişkilerin kritik bir dönemden geçtiğini belirten Çınar, “ABD ile AB’yi kıyaslarsak, ABD’nin Türkiye için çok daha önemli bir konumda bulunduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’nin haklı tezlerini farklı metotlar kullanarak ifade etmesi ve ince diplomasi uygulaması önem taşıyor. Özellikle Kongre, Senato, basın ve düşünce kuruluşları ile yakın ilişki içinde olmak, kasıtlı olarak yanlış aktarılan konularda ülkemizin haklılığını kanıtları ile aktarabilmek önemli. THO olarak bu anlamda biz yoğun bir şekilde çalışıyoruz” dedi.

 

Erdoğan-Trump görüşmesinde özellikle dört başlık üzerinde durulmasını beklediklerini ifade eden Ali Çınar şunları söyledi:

 

FETÖ

“Gülen’in iadesi konusunda ABD tarafından hızlı bir adım beklenmiyor çünkü Trump yönetimi istese de hukuka müdahale edemez. Ayrıca kendi sorunları da var. Ancak ağırdan aldıkları da çok belli. FETÖ’ye bağlı gruplar da bunu bildikleri için, tüm güçleri ile her alanda Türkiye’yi karalamaya devam ediyorlar. Ayrıca Türkiye’de gündeme gelen, FETÖ elebaşının Türk vatandaşlığından çıkarılması ve ardından ABD’nin Gülen’i Türkiye’ye iade edecek olması da sorgulanıyor. Türk yetkililer ABD’yi daha sık ziyaret ederek, ikili diyaloglara ağırlık vererek adımlarını sıklaştırmalılar. Ayrıca her zaman ifade ettiğimiz gibi, Türkiye’nin halkla ilişkiler faaliyetlerini yoğunlaştırması da FETÖ’cülerin karalamalarına karşı koymak adına büyük bir öneme sahip.

 

Türkiye’nin Rusya ile yakınlaşması

Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin “samimiyet” derecesine yaklaşması ABD yönetimini rahatsız ediyor. Öyle ki Kongre’de Türkiye’yi kızdıracak bazı adımlar atılması bile söz konusu. Son dönemde gündemde olan S400’ler konusunda ise, Türkiye’nin ABD’den füze ve silah alımına yönelik açık isteklerinin kabul görmediğini ve NATO üyesi Yunanistan’ın Rus füzesi kullandığını ABD tarafına sürekli vurgulamak gerekiyor. Ne olursa olsun, Türk Silahlı Kuvvetleri NATO’nun en büyük ikinci ordusu konumunda ve Türkiye de NATO’nun en önemli üyelerinden biri.

 

Kuzey Irak referandumu

ABD ile Türkiye bu konuda aynı sayfada. ABD de Irak’ın toprak bütünlüğünü savunuyor. Hatta ABD Dışişleri Bakanı Tillerson, Barzani’ye referandumun ertelenmesi yönünde çağrı yaptı. Türkiye’nin de bu konuda hassasiyeti çok açık ve net. Bölgede bir Kürt devletinin kurulması Türk düşmanlarının işine yarar. NATO, üye ülkelerinin ortak çıkarları doğrultusunda, Irak ve Suriye’nin bölünmesine izin vermemeli.

 

ABD’nin PYD/YPG’ye desteği

PYD ve YPG’ye destek olma konusunda ABD’li askeri yetkililerin ısrarı devam ediyor ve şu anki görünüm desteğin süreceği yönünde. Bu konuda ABD Savunma Bakanı’nın Türkiye ziyaretinde verdiği sözler de Türk yetkililerin endişelerini ortadan kaldırmaya yetmedi. Bu süreçte Türkiye’nin PYD-YPG’nin PKK ile olan bağını vurgulamaya devam etmesi ve Türk askeri kanadının Washington DC’yi daha sık ziyaret etmesi önemli. Askeri alandaki iletişimin daha da güçlenmesi lazım. Konu ile ilgili olarak, Beyaz Saray tamamen ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın (CENTCOM) güdümünde demek yanlış olmaz. CENTCOM da ye yazık ki YPG-PYD tarafında olduğu için, Türkiye’nin tezlerini dikkate alan çok yok. Bu anlamda Trump’ın askeri kanat üzerindeki yaptırım gücünün Obama’dan daha az olduğunu görüyoruz. Belki Obama da çok etkili olamadı ama en azından orta yolu bulmaya çalışıyordu diyebiliriz. Şu anda CENTCOM’un YPG-PYD stratejisi tamamen ABD hükümeti tarafından kabullenilmiş bir durumda.”

Kaynak:HÜR24 Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.