Türkiye’de diyabet oranı yüzde 13.7

Türkiye’de diyabet oranı yüzde 13.7
Vücudumuzda sinsi bir şekilde ilerleyen diyabet (şeker hastalığı), iyi kontrol edilmediğinde özellikle kalbimiz, böbreklerimiz, ayaklarımız ve gözlerimiz için ciddi bir tehdide dönüşebiliyor.

Diyabet tüm toplumlar için çok önemli, çünkü pek çok organ hasarını da beraberinde getiren bir sağlık sorunu. Ancak diyabet konusunda bilinçli hareket edip tedaviye uyum gösteren hastalar yaşam kaliteleri düşmeden hayatlarına devam edebiliyor. 14 Kasım Diyabet Günü’ne özel olarak paylaştığımız bu yazımızda, Anadolu Sağlık Merkezi’nden Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanları Dr. Erdem Türemen ve Dr. Ayşe Serap Yalın, Kardiyoloji Uzmanı Dr. Gürsel Ateş, İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Operatör Dr. Davud Yasmin ile Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Burcu Usta Uslu’nun verdikleri bilgilerle diyabete karşı kendinizi daha güvende hissedeceksiniz.

Kalbinizin tadını bozmayın

Diyabetlilerde kalp hastalığının görülme sıklığının, diyabeti olmayanlara göre 2-4 kat daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. Diyabetlilerin kalp hastalıklarından korunmak için yandaş hastalıklar konusunda dikkatli olmaları önemli. Çünkü özellikle hipertansiyon ve kolesterol yüksekliği diyabetliler için en tehlikeli kalp sorunlarının başında geliyor. Diyabetliler bu hastalıkları kontrol altına aldıklarında kalp hastalığı riskini diyabetik olmayanların risklerine indirebiliyorlar. Bu nedenle her diyabetlinin, tansiyon ve kolesterol ölçümlerini aksatmamaları, tedavilerini tıpkı koroner arter hastası gibi sürdürmeleri gerekiyor. Bir de tabii sigaradan uzak durulması şart. Rakamlara göre, sigara içimi, kalp hastalıklarından ölüm riskini en az dört kat artırıyor.

 

Diyabet, böbreklerinizin en büyük düşmanı

Güncel rakamlar, kronik böbrek hastalığına neden olan hastalıklar içinde ilk sırada diyabeti gösteriyor. Günümüzde diyaliz tedavisi gören hastaların yüzde 30-40’ında böbrek yetmezliğinin nedeni diyabete bağlı böbrek hasarı. Uygun ilaç tedavisi, diyet ve egzersiz programı, kan şekeri düzeyi ile kan basıncı normal sınırlarda tutularak böbrekler diyabetin olumsuz etkilerinden korunabiliyor. Ayrıca diyabet gelişimi riskine sahip kişilerin (kilo fazlalığı olan, az hareket eden, ailesinde diyabet bulunan gibi) yılda bir kez kan şekeri ölçümü yaptırmaları, diyabetin erken dönemde saptanmasını ve etkin olarak tedavisinin gecikmeden başlamasını sağlayabiliyor.

 

Diyabetin yükünü ayaklar çekerse…

Vücudun tüm yükünü tek başına kaldıran ayaklar, diyabetlilerde hiçbir şekilde ihmale gelmiyor. Çünkü bu sorun, amputasyona (uzuv kaybı) kadar gidebiliyor. Bu nedenle diyabetik ayak oluşmaması için ayak bakımına özenle yaklaşmak şart. Amerikan Diyabet Birliği’nin verilerine göre diyabetik ayak, doğru bakım ve önlemlerle yüzde 50 oranında önlenebiliyor. Diyabetliler için bakım ve önlem listesini şöyle sıralayabiliriz:

  • Ayna yardımıyla her gün ayak parmak araları ve taban kontrol edilmelidir.
  • Her gün ayaklar yıkanmalı ve yumuşak bir havlu ile kurulanmalıdır. Ayak yıkama suyunun ısısı ölçülmelidir. His kaybı olduğundan sıcaklık şiddetli yanıklara sebep olabilir.
  • Ayak uzun süre sabun gibi kimyasala maruz bırakılmamalıdır. Bu durum çatlamaya yol açarak enfeksiyon riskini artırır.
  • Banyodan sonra kuru ciltlerde krem kullanılabilir ancak parmak aralarına krem sürülmemelidir.
  • Pedikür diyabetik hastalarda çok riskli olduğundan yapılmamalıdır. Pedikür yapılacaksa da, mutlaka deneyimli bir elde ve hastanın kendi malzemeleriyle yapılmalıdır.
  • Tırnak batığına yol açmamak için tırnaklar küt bir şekilde kesilmeli, kenar uçları törpü ile düzeltilmelidir. Tırnak batık problemi varsa da kesme işlemini profesyonel bir kişinin yapması gerekir.
  • Evde dahi mutlaka pamuklu çorap giyilmelidir; çorabın çok sıkı olmaması, dikişsiz olması gerekir. Dikişler zamanla kronik temasla ayakta yaraya yol açabilir.
  • Ayakkabıyı giymeden önce içi kontrol edilmeli; ufak bir cisim veya tabanın kalkması deriye hasar verebilir. Ayakkabıların içi ılık bir bezle temizlenmeli ve mutlaka kurutulmalıdır.

Diyabet gözünüzü karartmasın!

Diyabetin hasar verdiği organlardan biri de gözlerimiz. İyi kontrol edilemeyen diyabet, gözle ilgili bazı sorunları da beraberinde getirebiliyor. Örneğin, katarakt oluşumuna sebep olmak veya hızlandırmak, göz içi basınç artışı, lenste değişikliklere sebep vererek kırma kusurlarında değişiklikler/dalgalanmalar, makülada (retinadaki görme merkezi) ödem yaratarak görme kaybı, retinada yaygın hasar yaparak göz içi kanamaları/bant oluşumu ve hatta retina dekolmanı (ayrışması) gibi çok geniş bir yelpazeden bahsedebiliriz. Bunların azımsanmayacak bir kısmı geri dönüşü olmayan kalıcı hasarlara yol açabiliyor. Bu noktada altın kural, hasar görmeden önce göz sağlığını denetim altına almak ve düzenli olarak taramalara gitmek olmalıdır. Bunu; erken tanı, iyi regülasyon, düzenli kontrol ile özetleyebiliriz.

 

366 milyon Şeker Hastası olacak!

Dünya üzerinde halen 170 milyonun üzerinde diyabetlinin var olduğu tahmin ediliyor. Ancak, yanlış ve aşırı beslenme ile gündelik hayatta hareketsizlik gibi kolaylaştırıcı etkenlerden dolayı sürekli artmakta olan obezite (şişmanlık) nedeniyle bu rakamın 2030 yılında 366 milyona ulaşacağı öngörülüyor.

 

Böbrek sağlığınız için tüketin!

Lahana, karnabahar, kırmızıbiber, sarımsak, soğan, elma, kızılcık, yaban mersini, ahududu, çilek, kiraz, kara üzüm, yumurta beyazı, balık, zeytinyağı.

 

DİYABET MUTFAĞININ KARA LİSTESİ

Diyabetliler özellikle bu gıdalardan uzak durmalıdır:

Kızartmalar

Hamur işleri

Yağlı çerezler (özellikle ay çekirdeği, fındık ve yer fıstığı gibi)

 

EGZERSİZLE DİYABETE SAVAŞ AÇIN!

Egzersize yavaş ve düşük hızda başlayıp giderek tempoyu artırın. Kendinizi aşırı zorlamayın.
Yanınızda her zaman diyabetli olduğunuzu belirten bir yazı ya da bileklik taşıyın.
Haftada 3-5 defa yürüyüş yapın.
Diyabetik ayak probleminiz varsa yüzme ve bisiklet gibi ayağa daha az yük bindiren sporları tercih edin.
Spor ayakkabınızı ve spor kıyafetlerinizi her an görebileceğiniz yerlerde tutun. Böylece egzersiz her an aklınızda olacaktır.
Egzersiz süresince yanınızda glukoz kaynağı besinler bulundurun.
Geç vakitlerde egzersizden kaçının, tek başınıza egzersiz yapmayın.
Adımsayar kullanın ve 10000 adımı hedefleyin.
Yeterli miktarda su için.
Egzersiz öncesi ve sonrası kan şekerinizi ölçün.

BİLGİ İÇİN

Damla Gökçen Gümüş – Müşteri Direktörü / [email protected] / Tel: 0212 217 70 00 Cep: 0546 500 37 26

Ayşe Sorucu – Müşteri Yönetmeni / [email protected] / Tel: 0212 217 70 00 Cep: 0554 379 07 06

 

Anadolu Sağlık Merkezi Hakkında

Yaşam kalitesini artırmak için dünya standartlarında sağlık hizmeti sunmak hedefiyle kurulan Anadolu Sağlık Merkezi, modern tıbbın gereklerini yeni ve kapsamlı bir sağlık anlayışıyla hastalarına aktarıyor. Hizmet kalitesine önemli katkı sağlayan Johns Hopkins Medicine (JHM) ve Karolinska Enstitüsü ile devam eden işbirliği Anadolu Sağlık Merkezi'nin sağlığın merkezi olma vizyonunu da destekliyor. Kurulduğu günden buyana gerçekleştirdiği çalışmalarla ‘Sağlığın Merkezi’ konumuna ulaşan Anadolu Sağlık Merkezi; onkoloji, kalp damar sağlığı, kadın hastalıkları ve tüp bebek, nöroloji, cerrahi bilimler ve iç hastalıkları dahil olmak üzere tüm branşlarda sunduğu hizmetlerde hasta odaklı yaklaşımla hareket ediyor. Hizmetlerinde hasta hakları ve güvenliğini temel önceliği olarak belirleyen Anadolu Sağlık Merkezi, kaliteli sağlık hizmeti ile dünyanın farklı bölgelerinden gelen hastalara tedavi olanağı sunuyor.

 

dr.-ayse-serap-yalin.jpg

dr.-gursel-ates.jpg

-doc.-dr.-enes-murat-atasoyu.jpg

-dr.-davud-yasmin.jpg

dr.-burcu-usta-uslu.jpg

 

Kaynak:HÜR24 Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.