Uluslararası Selahaddin-i Eyyubi Sempozyumu'nun sonuç bildirgesi açıklandı
Selahaddin-i Eyyubi Enstitüsü'nün bu yıl üçüncüsünü düzenlediği Uluslararası Selahaddin-i Eyyubi Sempozyumu sonuç bildirgesiyle sona erdi.
Sempozyuma HAMAS'ın halen yurt dışı sorumluluğunu yürüten eski HAMAS Siyasi Büro Başkanı Halid Meşal, Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreter Ali Muhyiddin el-Karadaği ve ümmetin farklı coğrafyalarındaki alimler katılarak konuşmalarını yaptılar.
Sempozyumun ardından paylaşılan sonuç bildirgesinde şu maddelere dikkat çekildi:
1. Selâhaddîn-i Eyyûbî, sadece Kudüs fatihi değildir; aynı zamanda İslam’ın ikinci beş yüzyılında İslam birliğinin önderidir. Ona Kudüs fatihliği unvanını kazandıran, Onun İslam birliği önderliği vasfıdır. Bu yönünün daha çok anılması, daha çok işlenmesi gerekmektedir.
2. Selâhaddin, İslam dünyasında genel anlamda biliniyor, tanınıyor ve seviliyor. Bu önemli olmakla birlikte, kadın, genç ve çocuklarıyla Müslümanların bütün kesimlerinin onu daha iyi tanıması için daha çok program gerçekleştirmeliyiz.
3. Selâhaddin’in örnek alınmasını sağlayacak, başka bir ifadeyle günümüz Selâhaddinlerinin yetişmesine vesile olacak bir müktesebat hazırlamalı ve ona uygun eğitim programları gerçekleştirmeliyiz.
4. Kudüs ve Mescid-i Aksa, Müslümanların ortak mukaddesatıdır. Onun güven ve emniyete kavuşması İslam âleminin güven ve emniyete kavuşmasıdır. Onun özgür olması İslam ümmetinin özgürlüğüdür. Öyleyse ümmet bir bütün olarak Kudüs davası içinde yer almak durumundadır.
5. Bugüne kadar Kudüs ve Mescid-i Aksa, her daim Müslümanların gündeminde oldu. Lâkin Kudüs için gündemde olmak yeterli değildir. Kudüs’ü mevcut esaretinden kurtaracak olan, İslam dünyasının bir Kudüs davasına sahip olmasıdır. Bunun için, bütün İslam dünyasını kapsayan bir Kudüs stratejisi geliştirilmeli; o stratejiyi gerçekleştirecek, zamanlaması sağlam projeler yapmalıyız.
6. Kudüs’ü mevcut esaretinden kurtaracak olan şuurlu bir İslam gençliğidir. Değişen dünyamızda gençliğe Kudüs davasının kavratılması ve gençlikte Kudüs bilincinin oluşturulması için çok yönlü çalışmalara ihtiyaç vardır.
7. Filistinler, Selâhaddin’in varisleridir. Filistin halkını, Filistin ve Kudüs davasında yalnız bırakamayız. Kudüs’ün özgürlüğüne giden yol, Filistin halkını desteklemekten geçmektedir.
8. Bu yıl Kudüs’teki Şeyh Cerrah Mahallesi’nin direnişi, Mescid-i Aksâ’nın işgal planına karşı Filistin halkının cansiperane mücadelesi ve siyonist saldırılara karşı Gazze merkezli Seyfulkudüs harekâtı, siyonizmin emellerinin önüne geçmenin mümkün olduğunu bir daha göstermiştir. Ümmetin dikkatini Kudüs mücadelesine bir kez daha yöneltip dünyadaki vicdan sahiplerinin takdirini kazanan bu direniş ve savaş, Kudüs’ün özgürlüğü yolunda bir dönüm noktasıdır. Bu direniş, siyonizmin yaşlanıp tükendiğini, İslamî direnişin ise gençlik enerjisiyle yükselmekte olduğunu kanıtlamıştır. Ümmete umut veren o mücadele ve savaşın şehidlerini rahmetle anıyoruz.
9. Filistin’in umutları yenileyen direnişine karşı, ne yazık ki İslam dünyasında bazı siyasiler, Müslüman halkın iradesi dışında siyonist rejimle normalleşme adı altında ihanet çalışmaları yürütmektedirler. Bu projeler, akim kalmaya mahkûmdur. İslam dünyasının bağrından siyonist hançerin varlığı, asla normalleşmeyecektir. Esas olan, Kudüs davasına yapılan katkılar üzerinde odaklanmaktır. Fakat ümmetin uyanışı için, ihanetin kirli ellerini de teşhir etmeliyiz.
10. Birliğimiz, kurtuluş yolumuzdur. Kudüs’ün kurtuluşuna giden yol, ittifakımızdan geçer. Ümmet içinde ittihada, vahdete hizmet edecek her adım, Kudüs’ün de kurtuluşuna hizmet edecektir. İslam âlemi, Selâhaddin misalinde olduğu gibi, İslam düşmanlarına karşı ittifak içinde hareket etmelidir." (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.