UMHD: Suriyeli mülteciler hakkında doğru bilinen yanlışlar
Suriyeli mültecilerin maaş aldıkları, üniversiteye sınavsız girdikleri, vergi ödemedikleri, hastanelerde sıra beklemedikleri, her öğrenciye burs verildiği, Elektrik, su ve doğalgaz faturalarının devlet tarafından ödendiği gibi söylentilerin gerçeği yansıtmadığını söyleyen Uluslararası Mülteci Hakları Derneği (UMHD), Suriyeli mülteciler hakkında doğru bilinen yanlışları sosyal medya hesapları üzerinden yaptıkları paylaşımla yalanladı.
"Suriyeli esnafın vergi konusunda ne bir muafiyeti ne de bir ayrıcalığı vardır"
Suriyeli esnafın vergi vermediği iddiasına ilişkin açıklama yapan UMHD, vergi denetimlerinin illerde ve ilçelerde yetkili olan vergi müdürlüğüne bağlı personel tarafından yapıldığını ve her ticari işletmenin vergi ödemekle yükümlü olduğunu hatırlattı.
Kaçak olarak çalıştırılan veya vergi vermeyen bir işletme varsa da bunun mültecilere verilen bir haktan kaynaklanmadığı belirtilen açıklamada, "Suriyeli esnafın vergi konusunda ne bir muafiyeti ne de bir ayrıcalığı vardır. Bir Türk esnaf nasıl ki bir iş yeri açtığında ticaret/esnaf odasına kayıt olması gerekiyor, yazar kasa alıp yaptığı satışlar üzerinden fatura kesmesi gerekiyorsa Suriyeliler veya diğer yabancılar için de aynı şeyler geçerlidir. Eğer bir belediye sınırları içerisinde kaçak olarak işletilen bir kafe, bakkal, market veya giyim mağazası varsa bunun Suriyelilere sağlanan bir ayrıcalıktan dolayı olmadığını bilmelisiniz." denildi.
"Çalışma izni, işe alınacak yabancı tarafından değil, işyerinde yabancı çalıştırmak isteyen işveren tarafından alınır"
"Suriyeliler çalışma izni alıp istediği yerde çalışıyor" iddiasına da cevap veren UMHD, "Bir yabancının Türkiye'de çalışabilmesi için Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından o kişiye ait bir çalışma izni çıkarılmış olması gerekiyor. Çalışma izni, işe alınacak yabancı tarafından değil, işyerinde yabancı çalıştırmak isteyen işveren tarafından alınır. Yani bir yabancının çalışma izni alma gibi bir yetkisi yoktur. Ayrıca çalışma izni sadece o işyerine aittir. Yani bir yabancı için çıkarılan çalışma izni bütün işyerlerinde geçerli değildir. Kişi o işten ayrıldığı anda çalışma izni de iptal olur. Bir işveren işyerinde bir yabancı çalıştırmak istiyorsa halihazırda 5 Türk vatandaşını istihdam ediyor olmalıdır. Aksi halde başvurusu kabul edilmez." ifadelerine yer verdi.
"Sosyal yardım kartları AB tarafından finanse ediliyor"
Devlet ne şimdi ne de bundan önce kendi kaynaklarından Suriyelilere maaş bağlamadığı hatırlatılan açıklamada, "Bir kişinin devlet bankasının önünde sıra beklemesi veya banka ATM'sinden para çekmesi onun devletten maaş aldığı anlamına gelmez. Suriyeliler için yapıldığı söylenen harcamalardan kasıt onlara verilen maaşlar değil, kampların kurulması, alt yapı kapasitesinin geliştirilmesi, gıda, sağlık, eğitim ve güvenlik gibi alanlarda yapılan harcamalardır. Geçici koruma veya Uluslararası koruma altında olan ve belli şartları sağlayan kişilere Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ve ismi Sosyal Uyum Yardımı (SUY) olan bir aylık verilmektedir. Bu paranın ihtiyaç sahibi kişilere ulaştırılması Türk Kızılay'ının KIZILAY KART sistemi ile gerçekleşmektedir. Paranın devlet tarafından veya Kızılay tarafından finanse edildiği iddiası asılsızdır. Paranın tamamı AB tarafından finanse edilmektedir." denildi.
"Suriyeliler ya da yabancı öğrenciler tüm şartları sağlasalar ve parasını verseler bile kontenjan sınırı olduğu için istediği üniversitede okuyamıyor"
Suriyelilerin istedikleri üniversitede sınavsız bir şekilde okuma hakkına sahip oldukları gibi asılsız iddiaların olduğu ancak ne devlet üniversitelerinde ne de özel üniversitelerde Suriye uyruklu öğrenciler ile diğer yabancı uyruklu öğrenciler arasında bir fark olmadığı belirtilen açıklamada, "Hepsi yabancı öğrenci statüsündedir. Devlet ya da özel üniversiteler öğrenci alırken Türk vatandaşları için ayrı, yabancılar için ayrı şartlar istiyor. Yabancı öğrenciler devlet üniversitesine yerleşmek için YÖS'e (Yabancı Öğrenci Sınavı) girmeleri gerekiyor. Özel üniversiteye girmek istediklerinde ise her üniversitenin kendi belirlemiş olduğu şartlara göre tercih yapabiliyor. Üniversiteler istediği kadar yabancı öğrenci alamıyor. Her üniversitenin yabancı öğrenci için YÖK tarafından onaylanan bir kontenjanı var. Yani Suriyeliler ya da yabancı öğrenciler tüm şartları sağlasalar ve parasını verseler bile kontenjan sınırı olduğu için istediği üniversitede okuyamıyor. Kimse üniversitenin eğitim kalitesinin düşmesini istemez. Bu sebeple devlet ya da özel fark etmeksizin marka değeri yüksek olan üniversitelere girmek paranız olsa bile zordur." ifadelerine yer verildi.
"Devlet sadece Suriyelilere değil okumak isteyen diğer yabancılara da burs vermektedir"
Devletin Suriyeli öğrencilere özel olarak burs verdiğine ilişkin bir yanlış bilginin dolaştığı ancak okumak isteyen tüm yabancı uyruklular için belli miktarda bir burs verildiği belirtilen açıklamanın devamında: "Türkiye'deki üniversitelerde 25 bini Suriyeli olmak üzere toplam 148 bin yabancı öğrenci eğitim almakta. Yabancılara verilen eğitim bursları "Türkiye Bursları" tarafından verilmekte. Burslara tüm dünya ülkelerinden öğrenciler başvuru yapabilmekte. Yabancı öğrencilerin yüzde 16,8'i (25.000) burs olanaklarından faydalanmaktadır. Suriyeli öğrencilerin ise yüzde 5,7'si burs almaktadır. Üniversiteye giden Suriyelilerin tamamına burs verilmemektedir. Burs için başarı ve yaş kriteri vardır. 2019 yılında dünyanın 167 ülkesinden 145 bin 700 kişi burs başvurusu yapmıştır. Bunların arasından yaklaşık 5 bin kişiye burs imkânı sağlanmıştır. Devlet okumak isteyen yabancılara burs vermektedir fakat bu ne Suriyelilere özeldir ne de üniversiteye giden her Suriyeli içindir." ifadeleri kullanıldı.
"Devletin bazı birimleri ve engelli vatandaşlar gibi özel durumları olanlar hariç, herkes araç vergisi vermek zorunda"
Yine Suriyelilerin araç vergisi vermediği gibi bir yanlışın doğru olarak bilindiği hatırlatılan açıklamada, "Trafiğe kayıtlı olan tüm motorlu kara taşıtları Motorlu Taşıtlar Vergisine (MTV) tabidir. Herkes gibi Suriyeliler de sahip oldukları araçları için MTV ödemekle, sigorta ve araç muayenesi gibi işlemleri yaptırmakla yükümlüdürler. Suriyelilerin araçları için vergi ödememesi, sigorta yaptırmaması veya araç muayenesine gitmemesi gibi bir durum söz konusu değildir. Vergiden muaf olan araçlar MTV kanununda belirtilmiştir. Bu araçlar il özel idareleri, belediyeler, köy tüzel kişilikleri, Türkiye Kızılay Derneği adına kayıt ve tescil edilen taşıtlar, elçilik ve konsolosluk memurlarına ait taşıtlar, sakatlık dereceleri yüzde 90 ve daha fazla olan malûl ve engellilerin adlarına kayıtlı taşıtlar, hurda halinde olan araçlar ile müflis bankaların iflas idarelerine ait taşıtlardır. Bu kapsamın dışında kalan araç sahipleri vergi ödemekle mükelleftir." denildi.
"Hastanelerde öncelik sadece 65 yaş üstü ve 7 yaşından küçük çocuklara verilir"
UMHD, "Suriyeliler hastanede sıra beklemiyor" iddiasına da şu cevabı verdi:
"Hastane poliklinik hizmetlerinde muayene öncelik sırası Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan genelge ile belirlenmiştir. Bu genelgeye göre, Suriyelilerin hastanelerde yasal önceliği yoktur. Yasal öncelik acil vakalar, engelli hastalar, hamileler, hizmetteki askeri personel, şehit yakınları, gazi ve gazi yakınları, 65 yaş üstü hastalar ile yedi yaşından küçük çocuklara verilmektedir. Sıra numarası takip ekranında bir Suriyeli hastanın öncelikli olduğu görülüyorsa bu durum onun Suriyeli olduğu için değil bu saydığımız durumlardan birini sağladığı içindir. Bu önceliklerden birini sağlamadığı halde yine de önünüze geçiyorsa bunun o kişi ile ilgili olduğunu ve Suriyelilere verilen bir haktan dolayı olmadığını bilmelisiniz. Böyle bir durumla karşılaştığınızda sağlık personeline bildirmeniz yeterlidir."
"Kimsenin ücretsiz elektrik, su veya doğalgaz kullanma hakkı yoktur"
"Suriyelilerin elektrik, su ve doğalgaz faturası ödemediği iddiası Suriyelilere ait bedelsiz olan bir faturanın düşük tüketimden dolayı bedelsizdir açıklaması kesilerek internette paylaşılması ile ortaya çıkmış bir durumdur." denilen açıklamada, "Faturada ismi geçen kişi evden taşındığı için su tüketimi yapmamış ve bu sebeple evine sıfır liralık fatura gelmiştir. Fatura üzerinde bu durum açıklanmış olsa da sosyal medyada farklı yerlere çekilmiştir. Hizmet aldığınız elektrik, su veya doğalgaz firmalarını arayıp Suriyelilerden ücret alıp almadıklarını öğrenebilirsiniz. Bu saklanabilecek bir şey değil. Mutlaka çevrenizde Suriyeli aileler vardır. Fatura ödeyip ödemediklerini sorabilirsiniz. Kimsenin ücretsiz elektrik, su veya doğalgaz kullanma hakkı yoktur." ifadelerine yer verildi.
Göç İdaresinin telefon kartı ihalesine çıktığını duyurması üzerine bir gazetenin "Suriyelilerin telefon parasının devlet tarafından ödenecek" şeklinde bir iddia ortaya attığı belirtilen açıklamada, "Göç İdaresi tarafından, Geri Gönderme Merkezleri'nde sınır dışı edilmek üzere bekleyen yabancılara verilmek üzere ankesörlü telefon kartı ihalesi düzenlenmiştir. Buradaki amaç bu kişilerin belge temini için kendi ülke makamlarıyla görüşmelerini sağlamaktır. Projenin finansmanı Avrupa Birliği'dir." denildi.
"Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayanların seçimlerde oy kullanma hakkı yoktur"
Suriyeliler 5 yıl sonra Türk vatandaşı olacağı ve seçimlerde oy kullanacağı iddialarına ise şu ifadelerle cevap verildi:
"5901 Nolu Türk Vatandaşlık Kanunu'nda, vatandaşlığın nasıl kazanıldığı ile ilgili şartlar açıkça belirtilmiştir. Türkiye'de bulunan Suriyeliler Geçici Koruma statüsüne sahiptir. Geçici koruma kapsamında olan kişilerin 5 yıl ikamet yoluyla Türk Vatandaşı olma hakları yoktur. Eğer böyle olsaydı 2014 yılının sonuna kadar gelmiş olan 1 milyon 519 bin 286 Suriyelinin tamamının Türk Vatandaşı olması gerekiyordu. İçişleri Bakanlığı tarafından Suriyelilere olduğu gibi tüm yabancılara İstisnai vatandaşlık kapsamında Türk Vatandaşlığı verilmektedir. İstisnai vatandaşlık Türkiye'ye sanayi tesisleri getiren veya bilimsel, teknolojik, ekonomik, sosyal, sportif, kültürel, sanatsal alanlarda olağanüstü hizmeti geçen ya da geçeceği düşünülen ve ilgili bakanlıklarca haklarında gerekçeli teklifte bulunulan yabancılara verilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 67'nci maddesinde açıkça belirtildiği gibi on sekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı, seçme ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir. Seçme ve seçilme hakkının kullanılabilmesi için ilk şart Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayanların seçimlerde oy kullanma hakkı yoktur. İstisnai vatandaşlıktan yararlanarak Türk vatandaşı olan Suriye asıllı kişiler ise Türk vatandaşlığına kabul edildikten sonraki bir yıl içerisinde gerçekleştirilen seçimlere katılamazlar. Bu süre dolduktan sonra seçimlere katılabilirler. Bu Suriyeliler için çıkarılmış özel bir hak değil, tüm yabancıları kapsayan bir haktır." (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.