Van SDİ: "Mısır büyük bir ceza evine dönmüş durumda"
Van'daki STK'lar tarafından düzenlenen basın açıklamasında Mısır'daki darbenin ardından ülkenin büyük bir cezaevine döndüğü, yüzlerce kişi hakkında verilen idam cezaları, işkenceler ve yargısız infazların hat safhaya çıktığına dikkat çekildi.
Van Sivil Dayanışma İnisiyatifi (SDİ), Mısır'daki askeri darbenin 5'inci yıldönümü nedeniyle bir basın açıklama yaptı.
Hazreti Ömer Camii avlusunda Cuma namazından sonra yapılan basın açıklamasını inisiyatif adına Emrah Bozkaya okudu.
Emperyalist ve sömürgeci ülkelerin başa getirdiği kukla yönetimlerin eli ile genelde Ortadoğu ve Kuzey Afrika halkları, özelde de Mısır halkını 60 yıldır diktatörlük yönetimi ile yönetilmekte olduğunu belirten Bozkaya, Tunus’ta kendiliğinde başlayan barışçıl halk ayaklanmasının domino etkisi yaptığı ve Mısır'da da 25 Ocak 2011’de diktatör Hüsnü Mübarek’in devrilmesi ile sonuçlandığını hatırlattı.
Ardından Mısır'da ilk defa yapılan adil seçimlerle Muhammed Mursi'nin cumhurbaşkanı seçildiğini belirten Bozkaya, Halkı Müslüman olan diğer ülkelerdeki seçim sonuçlarının da Mısır gibi sonuçlanması, Müslüman yöneticilerin başa gelmesi emperyalist ABD, İngiltere, israil, Fransa, Rusya, Çin, AB vs. eli kanlı sömürgecileri tedirgin etmiştir. İslami hassasiyeti olan parti, cemaat ve liderlerin önüne geçmek için benzeri ülkemizde de yapılan 27 Nisan muhtırası, 17-25 Aralık operasyonları, gezi olayları, 6-7 Ekim Kobani olayları, çukur siyaseti, 15 Temmuz FETÖ-ABD darbe kalkışması, ekonomik savaşlar, dolar spekülasyonları gibi yöntemlerle darbe zemini hazırlayıp halkın seçmiş olduğu meşru lider ve yönetimlere darbeler gerçekleştirmişlerdir." dedi.
Mısır'ın, Özgürlük ve Adalet Partisinin adayı olarak halk tarafından yüzde 52 oyla seçilmiş Muhammed Mursi’den yalnızca bir yıllık görevi süresince ekonomi ve siyasal sistemi çökmüş Mısır’ı düzlüğe çıkarma imkânsızlığı beklendiğini ifade eden Bozkaya, buna rağmen Mursi'nin, iş başına gelirken halka, "Silahımızı, ilacımızı ve ekmeğimizi kendimiz üreteceğiz" vaatlerinde bulunduğunu söyledi.
"Binlerce kişi şehit edildi"
Bozkaya, "Bu sözler ve zihin dünyası Türkiye’nin şu an içinde geçtiği bu zorlu günleri ne kadar da hatırlatıyor. Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın dediği gibi, Kimseye muhtaç olmadan kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz, düsturuna ne kadar da benziyordu. İşte sömürgeci ülkelere göre sorun tam da buydu. Askeri, ekonomik, bürokratik ve yargı alanlarında diktatörlük döneminin ağır kalıntıları ve engellemeleri arasında görev yapması istenen Mursi ve İhvan-ı Müslim’in teşkilatı, ABD, İngiltere, israil, Fransa, AB ve yerli işbirlikçileriyle. Bahsettiğimiz yöntemlerle darbe zemini oluşturulmuş ve nihayetinde 3 Temmuz 2013 tarihinde Abdulfettah es-Sisi öncülüğünde gerçekleştirilen kanlı askeri darbeyle Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi despotça görevden uzaklaştırılmıştır. Müslüman Kardeşler cemaatinin önde gelen 4 yüz üyesi ile birlikte gözaltına alınmış ve Sisi cuntasını barışçıl bir şekilde protesto etmek isteyen halkın üzerine 15 Temmuz gibi tanklar, kurşunlar ve ölümlerle binlerce kişi şehit edilmiştir." ifadelerini kullandı.
"Mısır büyük bir ceza evine döndü"
Rabiat'ül Adeviye Meydanı'na müdahale sonucu 14 Ağustos 2013 tarihinde Müslüman Kardeşler'in önde gelen isimlerinden Dr. Muhammed Biltaci'nın kızı Esma Biltaci'nin de şehit olanlarda biri olduğunu hatırlatan Bozkaya, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Bu yüzden 6 yıl önce Mısırda emperyalist, Siyonist ve yerli işbirlikçilerinin eli ile gerçekleşen kanlı darbe, sadece Mısır halkına değil, Gazze, Suriye, Irak, Arakan, Bangladeş, Doğu Türkistan, Tunus, Yemen, Libya, Bosna, Çeçenya vs Müslüman tüm ülkelere karşı yapılmıştır. Mısır şuan büyük bir ceza evine dönmüş olup, daha bir ay önce yüzlerce kişi hakkında verilen idam cezaları, işkenceler, yargısız infazlar, çökmüş ekonomi, işsizlik, rüşvet, adaletsizlik, yolsuzluk, çürümüşlük hat safhaya çıkmıştır. Önemli hususlardan birisi Camp David anlaşması. Camp David anlaşmasını iptal etmek, Mısır gazını serbestçe satmak, Süveyş kanalı ve kızıl denizin kontrolünü sağlamak isteyen Mursi, emperyalist ülkeler ve İsrail için en büyük tehditti. Bu darbe sayesinde anlaşmanın devam etmesi, diğer fikirlerin yok edilmesi ile İsrail'in güvenliği teminat altına alınmış ve sömürgeci ülkelerin çıkarları ziyadesiyle Sisi cuntası tarafından sağlanmıştır. "
"Bizim kaderimiz Ortadoğu’nun kaderidir"
Bozkaya, "Geçmişte ve şuan ülkemiz üzerinde ABD-İsrail ve yerli işbirlikçilerinin de yardımı ile oynanan oyunlar, 17-25 Aralık operasyonları, gezi olayları, 6-7 Ekim Kobani olayları, hendek siyaseti, dolar spekülasyonları, istihbarat oyunları, 15 Temmuz ABD-CIA-FETÖ darbe girişimi, ekonomik savaşlar, Suriye üzerinden kuşatma operasyonları ve senaryoları ile Türkiye’ye diz çöktürmek ve Mısır gibi sömürüye açık hale gelmiş bir ülke haline getirmek için verilen savaşı görmekteyiz. Bu yüzden Ortadoğu bizim kaderimiz, bizim kaderimiz Ortadoğu’nun kaderidir." dedi.
Basın açıklamasında, "İslami Hareket Engellenemez, Van’dan Mursi’ye Kardeşlere Bin Selam, Seyyid Kutup El Benna Selam Olsun İhvana, Paşaların Tankı Susturamaz Halkı, Tevhid Adalet Özgürlük, Müslüman Uyuma İhvanına Sahip Çık, Mısır Halkı Durduracak Tankı" sloganları atıldı.
Açıklama, El Biltaci'nin Adeviyye Meydanı'nda keskin nişancının kurşununa hedef olan 17 yaşındaki kızı Esma için yazdığı mektubun okunmasıyla sona erdi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.