Vatandaşlar Tuz Gölü'ne akın ediyor
Ankara, Aksaray ve Konya'nın ortasında yer alan Tuz Gölü, yerli ve yabancı turistlerin akınına uğruyor.
Tuz Gölü, Türkiye’deki en büyük ikinci göl olmanın yanı sıra dünyanın en tuzlu ikinci gölü olma özelliğini taşıyor. Tuz Gölü havzası ise Türkiye'deki biyolojik çeşitliliğin korunması açısından büyük önem taşıyan ve uluslararası kriterlere göre A sınıfı sulak bir alan. Kuş varlığı yönünden Türkiye’nin en zengin göllerinden biri olan bölgede 85 kuş türü, 4'ü endemik 129 böcek türü, 15 memeli ve 38 endemik bitki türü bulunuyor. Göl aynı zamanda birinci derece “Doğal Sit” alanı olarak tescil edilmiş durumda.
Kapalı bir havzada yer alan Tuz Gölü, jeolojik olarak tektonik kökenli. Türkiye’nin en büyük ikinci gölü olmasına rağmen ülkenin en sığ göllerinden biri. Derinliği birçok yerde 0,5 metreden az. Suyun bol olduğu ilkbahar aylarında gölün alanı, 164 bin 200 hektara ulaşıyor. Dışarıya akıntısı olmayan bu gölün deniz seviyesinden yüksekliği ise 905 metre. Aşırı buharlaşmanın da etkisiyle gölün tamamına yakını yaz aylarında kuruyor.
Tuz Gölü'nde tuz üretimi gölün çevresinde yer alan tuzlalarda, buharlaştırma yöntemi ile yapılıyor. Bu yöntem göl suyunun güneş altında buharlaştırılması sonucu tuzun kristalleştirilmesi esasına dayanıyor. Güneş enerjisi ile yapılan tuz üretiminde havuzlama sistemi kullanılıyor.
“Şifa bulmak için buraya geldik”
Ankara, Aksaray ve Konya'nın ortasında yer alan Tuz Gölü, yerli ve yabancı turistlerin akınına uğruyor. Turistler, Şereflikoçhisar sınırındaki gölde ayakkabılarını çıkararak yürüyor.
Tuz Gölü'nü ziyarete gelen vatandaşlar çıplak ayakla yürümenin birçok hastalığa iyi geldiğini belirtiyor. Ziyaretçilerden Ferit Gölgül, “Ankara’dan dönerken yolumuzun üzerinde olduğundan uğradık. Allah’ın büyük bir nimeti, su çekilince tuz ortaya çıkıyor, gelip üzerinde yürüyoruz. Ayak hastalıklarına, ayakta oluşan mantarlara iyi geliyor. Daha önce de gelmiştik, 2-3 aylık bir rahatlama sağlıyor. Herkese tavsiye ediyorum." dedi.
Tuz Gölü’nün sağlık üzerindeki etkilerini duyduğu içi geldiğini dile getiren Yusuf Özdaş ise, “Daha önce keşke fırsatımız olsaydı da gelseydik. Çünkü ayağımızda yara vardı. Geldik, elhamdülillah ayağımızdaki yara iyileşti. Gördüğünüz gibi çok büyük bir kalabalık var. İnşallah onlar da aradıkları şifayı bulurlar. Burası Rabbimizin büyük bir nimeti. Koskoca bir Tuz Gölü, böyle bir şeyi başka yerde bulamazsınız.” şeklinde konuştu.
Emin Çelik ise Tuz gölüne Adıyaman’ın Kâhta ilçesinden geldiğini söyleyerek "Allah'ın bizlere verdiği bir nimet ve güzellik. Bu güzelliğin sahiplenilmesi gerekir." ifadelerini kullandı.
“Vücuttaki negatif enerjiyi alıyor”
Çıplak ayak ile tuzun üzerinde yürümenin vücuttaki negatif enerjiyi aldığını söyleyen Miyase Yavuz ise Tuz Gölü’nün ayak hastalıklarına iyi geldiğini duyduğundan dolayı geldiklerini, gölün romatizma ve egzama gibi hastalıklar için de faydalı olduğunu belirtti.
Okan Kılavuz ise “Burada mola verdik. Tuz Gölü’nün faydalarından biz de yararlanalım dedik. Tuz Gölü’nün ayak mantarlarına, egzamaya, kaşıntıya iyi geldiğini duyduk.” diye konuştu.
Tuz Gölü’nün methini duyduğunu söyleyen Murat Kurt ise “Buranın şifalı olduğunu duyduk. Kafile olarak geldik. Vücuttaki negatif enerjiyi aldığını, ayak hastalıklarına, egzamaya ve kaşıntıya iyi geldiğini duyduk. Ayrıca buranın doğası da apayrı bir güzellik barındırıyor.” ifadelerini kullandı. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.