Vatandaşlardan yüksek fiyatlara tepki! Devlet buna el atmalı
Kış aylarının gelmesiyle beraber sebze ve meyve fiyatlarındaki artışa tepki gösteren vatandaşlar, yetkililerin duruma el atmalarını istediler.
Türkiye’de hemen hemen her alanda kendini gösteren pahalılık vatandaşın cebini yakıyor. Elektriğe, doğalgaza, akaryakıta sebze ve meyveye zam derken vatandaş geçinemez bir hale geldi. Hemen her kesimi etkileyen ancak özellikle asgari ücretlilerin ve sosyal yardım ile geçimini sağlamaya çalışanların pahalılık nedeniyle hayat kalitesinin gittikçe düştüğü son dönemlerde pazar fiyatları da cep yakıyor.
Çarşı ve pazarlara alış veriş için çıkan vatandaşlar, çoğu zaman tezgâhların yanından geçip gidiyorlar. Önceki senelerde kış mevsimiyle birlikte düşen fiyatlar bu sene gerilemedi. Bu duruma bir de yüksek enflasyon eklenince hem vatandaş hem de esnaf zor günler geçiriyor.
Türkiye genelinde olduğu gibi Gaziantep’te de yükselen sebze ve meyve fiyatlarının düşmemesi hem esnafı hem de vatandaşları mağdur ediyor. Gaziantep’te kış aylarının gelmesiyle birlikte artan pazar fiyatları hem tüketiciyi hem de satıcıları olumsuz yönde etkiliyor. Tüketiciler aşırı yüksek fiyatlardan yakınırken satıcılar ise umdukları satışın olmamasından yakındılar.
Yeşil soğanın kilosunun 15 TL’den satışa sunulduğu pazarda İLKHA’ya konuşan vatandaşlar, pazarda ve marketlerdeki aşırı pahalılık nedeni ile ihtiyacı dışında başka ürün alamadıklarını esnaflar ise bu durumdan vatandaş kadar kendilerinin de şikayetçi olduğunu söylediler.
“Sebze ve meyve fiyatlarının düşmesi için üretim şart”
Sebze ve meyve fiyatlarının çok yüksek olmasından yakınan Abdulkadir Altuntepe, “Fiyatlar gerçekten korkunç. Böyle devam etmemesi lazım. Yetkililerimizi göreve çağırıyoruz, bu konuda duyarlı olsunlar. Kendilerini vatandaşın yerine koysunlar, bu konuda bir empati yapsınlar. Çünkü biz vatandaşlar olarak gerçekten çok zorlanıyoruz. Bu Türkiye şartlarında geçinmek çok zor ve fiyatları söylemeye gerek yok. Fiyatlar çok yüksek. Paranın bir değeri kalmamış. Sebze ve meyve fiyatlarının düşmesi için üretim şart. Biz gerçekten çalışan bir milletiz. Bu millete biraz fırsat verilip kendi ürünlerini de ortaya çıkarırsa çok güzel olur. Çünkü millet perişan. Pazara geldim, alışveriş yapmaya çalışıyorum. Pazara da fiyatlar biraz düşsün diye geç geliyoruz. Uygun bir şey bulursak alacağız. Fiyatı uygun olmayanları yani bütçemizi aşanları almayacağız.” dedi.
“Pazar, marketlere göre daha uygun”
Özellikle de market ve manavlarda sebze-meyve fiyatlarının çok yüksek olduğunu belirten Kübra Çerçi de bundan dolayı da pazarı tercih ettiklerini belirterek, “Gaziantep'te fiyatlar uygun, çok yüksek değil. Özellikle pazar, marketlere göre daha uygun. Pazarın başından başlasak sonuna kadar fiyatlar yine değişiyor. Son kısımlarına doğru daha uygun fiyata ürün bulunabiliyor. Pazar benim için daha uygun ve güzel ürün bulabiliyorum. Pazar fiyatı markete göre bana daha uygun geldiği için ben pazarı tercih ediyorum. Aynı zamanda burada daha çok çeşitte bulabiliyorum. Marketler ürünleri daha pahalıya veriyor. Ürünlerin fiyatını iki katına çıkartıyorlar. Vatandaşı düşünen yok. Bu aradaki farkı kendileri yükseltiyor diye düşünüyorum. Yani insanların kendi vicdanlarına kalmış. Serbest piyasa olduğu için fiyatları yükseltiyorlar. Manavda 5 TL'ye domates bulamayız. Ama pazarda domatesin kilosu 3,5-4 TL. manavda biberin kilosu 10 TL'den aşağı değil. Ama pazarda 7-8 TL. Pazarda hem ucuz hem de daha güzel ve daha taze ürün bulabiliyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Market ile pazar arasında fiyat farkı çok var”
Sebze ve meyve fiyatlarının çok yüksek olduğunu belirten Rabia Çerçi ise market fiyatlarını çok pahalı bulduğu için semt pazarlarını tercih ettiğini belirterek, “Markette limonun kilosunu 4-5 TL'den aşağı alamayız. Pazarda ise kilosu 1,50 TL'ye. Market ile pazar arasında ki fiyatlarda çok fark var. Yaklaşık 3- 4 TL fark var. Pazarda fiyatlar uygun olduğu için pazarı tercih ediyorum.” şeklinde konuştu.
“Denetimlerin artırması lazım”
Fiyatların çok yüksek olduğunu belirten Muhammed Ocak da “Piyasaya göre pazarın fiyatlarını ucuz buldum. Ben dün markete de gittim. Markette domatesin kilosu 12 TL, burada 3,50 TL. Pazar markete göre daha uygun. Marketlerde ürünlerin fiyatı çok pahalı. Markette portakalın kilosunu 3,50 TL'ye burada ise 1,50 TL'ye aldım. Market ile pazar arasında fiyat konusunda çok fark var. Bundan dolayı pazarı tercih ediyorum. Devletimizin bu konuda denetim yapmasını istiyoruz. Denetimlerin artırması lazım. Hal yasası çıkarılmalıdır.” diye konuştu.
"Asgari ücretli çalışanlar nereye kadar geçinebilecek"
Fiyatların yüksek olmasından dolayı ihtiyacı olan malzemeleri alamadığını belirten Hatice Pınarcık da şunları söyledi:
“Markete gidemiyoruz, pazara geldik. Ama pazar fiyatları da çok pahalı. Ancak gücümüzün yettiğini alabiliyoruz. Bir yeşil sarımsağın kilosu 15 TL olursa soğanın kilosu 10 TL olursa bu millet ne yapacak? Bir maydanozun tanesi 1,5-2 TL olursa millet ne yiyecek ne içecek? Herkes zaten kendisi zam yapıyor. Millet fakir, bu milletin hali ne olacak? Asgari ücretli çalışanlar nereye kadar geçinebilecekler? Fiyatlar böyle olursa ne yapacağız. Aldığımız ürünlerde de bir şey yoktur. 45 TL para harcadım ama aldığım ürünlerde bir şey yoktur. Çünkü fiyatlar uçuyor.”
Fiyatların çok pahalı olduğunu belirten Hatice Kara ise “Fiyatlar adeta el yakıyor. Sadece birkaç kilo meyve alabildim. Fiyatlar çok pahalı olduğu için pek fazla bir şey alamadım.” dedi.
Nedim Mustafa da “Domatesin kilosu çok yüksek. Bu fiyatlara müdahale edilmelidir. Fiyatlar bu kadar yüksek olmaz. Çalıştığımızı ancak bunlara harcıyoruz. Dört çocuğum da ben de çalışıyorum ama ancak geçimimizi sağlayabiliyoruz.” diye konuştu.
"Devlet buna el atmalıdır"
Sebze ve meyve fiyatlarının çok yüksek olmasından yakınan Zeynep Dağtekin de “Fiyatlar çok pahalı. 1 kilo bile bir şey alamıyoruz. Eşim çalışmıyor, herhangi bir geçimim yoktur. Pazara 50 TL ile geldim yine de bütün ihtiyaçlarımı alamadım. Sadece bir poşete 2,50 TL verirsek bunun sonu ne olacak? Bu böyle olmamalı, devlet buna el atmalıdır.” diye belirtti.
“Fiyatlar bu kadar yüksek olamaz”
“Ben kendi memleketimde 15 TL’ye patlıcan yemek istemiyorum” diyen Atilla Çetin de şöyle konuştu:
“Ben de esnafım. Ben de ticaretle uğraşıyorum. Geçen sene 5 TL'ye sattığım ürünü bu sene bir tane müşteriye 15 TL bile diyemiyorum. Ben geçen sene 5 TL’ye mal satarken para kazanıyordum ama bu sene 15 TL'ye mal satıyorum yine de kâr edemiyorum. Çünkü kâr oranı düştü, para kazanamıyorum. Müşteriye ürün de satamıyorum. Fiyatlar bu kadar yüksek olamaz.”
“Fiyatların yüksek olmasının bizimle bir alakası yoktur”
Söz konusu artışların kendilerinden kaynaklı olmadığını savunan Sebahattin Gümüştekin ise “Biz de şikayetçiyiz ama ürün yerinde yüksektir. Bu sene yağış çok olduğu için seraların olduğu bölgede sıkıntı var. Bundan dolayı fiyatlar da yüksek. Fiyatların yüksek olmasının bizimle bir alakası yoktur ve fiyatlar yerinde yüksektir. Bundan dolayı mecburen pazara da yansıyor. Örneğin muz bize yerinde 5,5-6 TL'den geliyor. Biz tekrar aldığımız fiyata pazarda satıyoruz.” ifadelerinde bulundu.
“Biz de vatandaş da çok mağduruz”
“Bu fiyatlardan biz de memnun değiliz” diyen esnaf Ahmet ise “Soğanın kilosunu 15 TL’ye satıyoruz ama fakir yiyemiyor. 10 kilo getiriyoruz, satamadan tekrar götürüyoruz. Lütfen bu duruma artık bir el atalım. Yeşil sarımsak ve soğanın kilosu 15 TL’ye olduğu için vatandaşlar alıp yiyemiyor. Bizler de bu durumdan hiç memnun değiliz. Biz de vatandaş da çok mağduruz.” dedi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.