Yapıcıoğlu: Toplumumuzu ifsat etmeye çalışanlar Allah’a savaş açmışlar
HÜDA PAR Genel Merkezi'nde Türkiye Aile Meclisi Başkanı Adem Çevik ve beraberindeki heyeti kabul eden Genel Başkan Zekeriya Yapıcıoğlu, parti olarak aileyi savunmaya devam edeceklerini söyledi.
Ailenin ifsat olması ve ortadan kaldırılmasına yönelik yüz yıldan bu yana çaba sarf edildiğini belirten Yapıcıoğlu, ailenin yıkılması durumunda ahlakın yıkılacağını, ahlak yıkılırsa tüm toplumun da yıkılacağını, merhum Akif'in tabiriyle bunun mevt-i külli olduğunu söyledi.
"İstanbul Sözleşmesi’nin iptali yeterli olmadı"
Ülkenin ve ümmetin faydasına yönelik her türlü kararda ısrarcı olacaklarını ve bu şekilde davranmaya devam edeceklerini dile getiren Yapıcıoğlu, "İstanbul Sözleşmesi’nin de kaldırılması için çok çaba gösterdik ve sonuç da aldık. İstanbul Sözleşmesi’nin iptali yeterli olmadı. Sözleşmenin devamı niteliğinde olan kanunlar hâlâ yürürlüktedir." diye konuştu.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliliği programının derhal iptal edilmesi gerektiğini vurgulayan Yapıcıoğlu, hükümetin İstanbul Sözleşmesinin gereğini yerine getirmek için aldığı kararlar doğrultusunda belediyeler ve diğer kurumların ifsat projelerine bütçe ayırmasına da tepki gösterdi.
"Birileri açıkça fıtrata ve Rabbimize savaş açmış durumdadır"
Okullarda öğrenim gören öğrencilere ‘oğlum, kızım’ diye seslenmenin bile cinsiyetçilik olarak isimlendirildiğini belirten Yapıcıoğlu, şunları kaydetti:
"Toplumumuzu ifsat etmeye çalışanlar, Allah’a savaş açmışlar. Çocuklarımıza hitap ederken 'oğlum' ya da 'kızım' dememizi istemiyorlar ve çocuklarımızın kendi cinsiyetlerini kendilerinin seçmelerini istiyorlar. Halbuki Allah insanları, hayvanları, bitkileri ve daha bilmediğimiz şeyleri çift yaratmıştır. Birileri açıkça fıtrata ve Rabbimize savaş açmış durumdadır. Toplumu ifsat edenler, toplumu ıslah ettikleri gibi bir yalanı ortaya sürüyorlar. Şeytan da babamız Hazreti Adem’i (Aleyhisselam) ve annemiz Hazreti Havva’yı kandırdığında süslü kelimeler kullanmış ve hatta onlara nasihat ettiğine yemin etmişti. Şeytan ve şeytanlaşmış insanların hileleri bu şekilde devam edecektir. Toplumu ifsat edenler, zehrin içerisine bal katarlar. Rabbimiz, şeytanın bizi kandırmasına karşı uyarılarda bulunuyor. Şeytan ve şeytanlaşmış insanlar, ahlakı yok etmeye çalıştığı gibi cinsiyeti de yok etmeye çalışıyorlar. Papa dahi insan nesline açılan bu savaşa tepki gösterdi, sonra geri adım attı. Papa’ya da geri adım attıranlar basit kişiler değiller."
Yüz yıldan bu yana Türkiye'de farklı etnik ve inanç gruplarının karşı karşıya getirilmeye çalışıldığını vurgulayan Yapıcıoğlu, "Memleketimizi Kürt-Türk, Alevi-Sünni, Laik-İslamcı, sağcı ya da solcu gibi kavramlarla çatıştırmaya çalıştılar. Şimdi kadın ve erkek diye ayırıp birbirine düşman gibi göstermeye çalışıyorlar." diye konuştu.
"Avrupa’da nesiller birbirine karışmış ve bizi de o noktaya sürüklemek istiyorlar"
Avrupa’da ki nikahsız birlikteliğin tehlikelerine de dikkat çeken Yapıcıoğlu, "Avrupa’da doğan her iki çocuktan biri, evlilik dışı. Avrupa’da nesiller birbirine karışmış ve bizi de o noktaya sürüklemek istiyorlar. Bizi kendilerine benzetmeye çalışıyorlar. Hatamızdan vazgeçmemiz gerekmektedir. Bu yolda yanlış bir adım atıldı, bu yoldan geri dönmeliyiz. Kör olmamak gerekir gözler önünde aile yıkılıyor." ifadelerini kullandı.
"Ümitsizliğe düşmeden mücadelemize devam edeceğiz"
Aile yapısının bozulmasına yönelik atılan adımların 'tuğyan' olduğunu ve fıtrata karşı açılmış savaş bayrağının altında toplananların mutlaka belalarını bulacaklarını dile getiren Yapıcıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yaşananları topluma iyi anlatmamız gerekmektedir. Toplumsal cinsiyet eşitliği diye kanunlar çıkarırken hiç mi tehlikeyi görmediniz? Küçük ama yaygaracı grupların çıkardığı gürültüden korkmayın. Korkulmaya layık tek güç, alemlerin Rabbi olan Allah-u Teala’dır. Kulluk için yaratılmış olan insan bir güce kul olmak zorundadır. İnsan ya Zülcelal olan Allah’a kul olacak ya kendisi gibi olan insanlara ya dünyalık makamlara/menfaatlere ya da kendi nefsine kul olacaktır. Kul olarak yaratılan insan, ‘Ben hiçbir şeye tapmıyorum’ dese de aslıda bir şeylere tapıyor ama farkında değil. Bizim aile kurumunun tehdit altında olduğuna dair el birliğiyle farkındalık oluşturmamız ve sesimizi gür çıkartmamız gerekmektedir. Ümitsizliğe kapılmaya yer yoktur. Ümitsizliğe düşmeden mücadelemize devam edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi’ni Cumhurbaşkanı’nın dahi sahip çıktığı bir dönemde sözleşmenin iptali için mücadelemiz sürmüştü."
"Aileyi devirerek hayvani bir serbestlik inşa etmeye çalışıyorlar"
Toplum ve devlet olarak köklü bir medeniyetin devamı olunduğunun her platformda dile getirildiğini belirten Yapıcıoğlu, köklerimize uygun bir şekilde dallarımızın uzatılması gerektiğini söyleyerek, "Yüz sene önce köklerimizle bütün irtibatımızı kestiler. Devrimler yaparak çağ atlayacaklarını söylediler. Aileyi devirerek hayvani bir serbestlik inşa etmeye çalışıyorlar. Aileyi hedef alanlar süslü ifadeler kullanıyorlar. ‘Töre cinayetlerini önleyeceğiz, namus cinayetlerini durduracağız’ gibi ifadelerle saldırılarına kılıf uyduruyorlar." şeklinde konuştu.
"Yılmadan yolumuza devam etmek gerekir"
Yasalar yoluyla zinanın korunduğunu ve önünün açıldığını vurgulayan Yapıcıoğlu, "Devletin vazifesi milli ve manevi değerlerine bağlı nesil yetiştirmekken bu görev kâğıt üzerinde kalıyor. Aileyi hedef alanlar küresel çapta destek bulanlardır. Basın ise aileyi hedef alanların elindedir. Günübirlik mücadele etmemeliyiz. Akademisyenler, alim ve ulemamız aileyi sürekli gündemde tutmalıdır. Aileyi savunanlara karşı saldırılar olacaktır ama yılmamak gerekir. Alimler gerçekten Peygamberlerin varisiyse unutulmamalıdır ki nebilere de çok ciddi saldırılar olmuştu. Doğruları söyleyen insanların müfsitlerin saldırılarına maruz kalması doğaldır. Bu da bir imtihandır. Yılmadan yolumuza devam etmek gerekir." dedi.
Çevik: Neslimiz ve devletin akıbeti tehlikeye atılıyor
Türkiye Aile Meclisi Başkanı Adem Çevik ise HÜDA PAR’ın duruşunu ve siyasetini taktir ettiklerini dile getirdi.
Çevik, "Aile yıkan yasalarla mücadele etmemiz gerekmektedir. Aile bireylerini evden uzaklaştıran yasalarla aile ifsat ediliyor. Toplumsal Cinsiyet Eşitliliği kanunu uygulanıyor. Fatma Şahin’in başkanı olduğu Türkiye Belediyeler Birliği eliyle bu kanun yürütülüyor ve destekleniyor. Zalim kendi içimizde olunca susacak mıyız? Eğer kendi içimizde olan zalimlere ses çıkarmazsak, bizde zalim olmaz mıyız? Neslimiz ve devletin akıbeti tehlikeye atılıyor. Aile giderse devlet kalabilir mi? Aile terbiyesinden uzak olan çocuklar ateist ya da deist gibi gayri İslami yollara yöneliyor." diye konuştu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.