Yapıcıoğlu: Yeni yüzyılın kayıp olmaması için yeni bir anayasa şart
HÜDA PAR Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Zekeriya Yapıcıoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 105. yılı vesilesiyle Genel Kurul’da konuştu.
Yapıcıoğlu, darbe anayasasının ruhunu taşıyan mevcut sistemin birçok toplumsal travmanın kaynağı olduğunu ifade etti.
Halkın inancı, iradesi ve değerleriyle uyumlu, kuşatıcı ve adil bir anayasa çağrısı yapan Yapıcıoğlu, “Yeni yüzyıl kayıp bir yüzyıl olmamalı; hukuk, ehliyet ve liyakat temel alınmalı” dedi. Gazze’deki soykırıma da dikkat çeken Yapıcıoğlu, “Gazze’ye sahip çıkmak, insanlığımıza sahip çıkmaktır” ifadelerini kullandı.
"Kurucu ruh tasfiye edildi, milletin iradesi baskılandı"
Besmeleyle konuşmasına başlayan Yapıcıoğlu, konuşmasının başında İstanbul depremi için geçmiş olsun dileklerinde bulundu.
Yapıcıoğlu, "105 yıl önce Meclis-i Mebusan’ın işgal altındaki Payitahtta toplanma imkanı kalmadığında; bu millet, inancından aldığı güç ve ilhamla Ankara’da dualar, tekbirler, tehliller ve hatm-i şeriflerle Büyük Millet Meclisi’ni açtı. Millet iradesinin tecelligâhı olan bu meclis, 'İstiklal Mücadelesi'nin de öncülüğünü üstlendi. Allah'ın yardımı ve milletimizin cihadıyla işgal sona erdi. Ancak zamanla bu aziz milletin iradesini temsil eden o kurucu ruh maalesef tasfiye edildi. Batı hayranı seçkinlerin iradesi, milletin iradesinin yerine zorla ikame edildi. Darbelerle, cuntalarla, vesayet kurumlarıyla halkın iradesi baskılandı; milletin inancı ve medeniyet değerleri hedef alındı." dedi.
"Yeni ve adil bir anayasa yapmak bizlerin sorumluluğudur"
Yapıcıoğlu, konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Halen yürürlükte olan cunta anayasasına rengini veren ve memleketin bütün temel sorunlarının kaynağını teşkil eden zihniyet, kurucu iradeye nispet edilmektedir. Oysa ilk anayasa olan 1921 anayasası da Cumhuriyetin ilanından sonra ikinci meclisin kabul ettiği 1924 anayasası da böyle değildi. Halkın iradesine, inancına ve etnik kimliğine yönelik müdahale ve yasaklamaların yol açtığı toplumsal travmalar, dindar-seküler, alevi-sünni, Kürt-Türk çatışması üretip beraberliğimizi zedeleyerek iç cephemizi zayıflattı, diğer taraftan da emperyalist güçler için 'operasyon' zemini oluşturdu. Yeni, adil, bütün vatandaşların hak ve hukukunu güvence altına alan, milleti ve onun değerlerini esas alan, toplumu kucaklayıcı bir anayasa yapmak, yeni yüzyılın ilk parlamentosu olarak bizlerin sorumluluğudur."
"Yeni yüzyıl kayıp olmasın"
İç cephenin tahkim edilmesinin yolu adalet temelinde kardeşlik hukukunu ve sosyal adaleti tesis etmekten geçmekte olduğunu vurgulayan Yapıcıoğlu, "Hiçbir çocuğun yatağa aç girmeyeceği adil bir düzen kurmalıyız. Daha adil yarınları inşa etmek, hepimizin ortak görevidir. Yeni yüzyılın da geride bıraktığımız yüzyıl gibi kayıp bir yüzyıl olmaması için hukuka riayeti, ehliyet ve liyakati öncelemeliyiz. Bir yandan maddi kalkınma, ekonomik büyüme ve teknolojik hamlelerle dünya ile rekabet ederken diğer yandan nesillerimizin manevi gelişimi, inançla yoğrulmuş bir ahlak anlayışıyla yetişmesi için canla başla çalışmalıyız. Sapkın akımların örgütlü ve sistematik saldırısı altında olan aile kurumunu koruyacak tedbirleri bir an önce hayata geçirmeliyiz. Emperyalistlerin, bir asır önce fiziki işgallerle başaramadığını, kültürel işgal yoluyla başarmalarına izin vermemeliyiz. Bu mücadeleyi sadece içeride değil, dışarıda da sürdürmek zorundayız. Emperyalizmin ve siyonizmin şekillendirdiği küresel vesayet düzenine karşı Türkiye’nin tam bağımsızlığını savunmak hem aziz milletimize karşı tarihsel bir sorumluluk hem de ülkemiz açısından hayati bir zorunluluktur." diye konuştu.
"Gazze’de hedef alınan, bütün insani değerlerle birlikte İslam ülkelerinin onur ve haysiyetidir"
Bu mücadelenin en ön cephesinin ise günümüzde Gazze’nin olduğunu vurgulayarak, "Siyonist terör rejimi, Gazze’de 18 aydır, kadın, çocuk, yaşlı demeden katliam yaparken, bu ateşi tüm bölgeye yaymaya çalışmaktadır. Gazze’de hedef alınan, bütün insani değerlerle birlikte İslam ülkelerinin onur ve haysiyetidir. Bu noktada artık Gazze’ye daha somut ve caydırıcı adımlarla fiilen sahip çıkmak; bedeli ne olursa olsun kardeşliğimizi, onurumuzu ve insanlığımızı savunmak zorundayız."
Kaynak:İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.