Yasin Börü'nün annesi: "6-8 Ekim vahşetine göz yuman yetkililer de yargılansın"
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Kobani olayları bahanesiyle 2014'te düzenlenen saldırılara ilişkin soruşturma kapsamında, 7 ilde 82 kişi hakkında gözaltı kararı verdi. Yapılan eş zamanlı operasyonlarla gözaltına alınan ve aralarında HDP'li yöneticilerinde olduğu 20 kişiden 17'si tutuklandı.
Başlatılan soruşturmayı ve tutuklamaları geç alınmış bir karar olarak değerlendiren Şehit Yasin Börü'nün Annesi Hatice Börü, o olayların müsebbiplerinin yanı sıra 6-8 Ekim vahşetine göz yuman idari yöneticilerin de yargılanmaları gerektiğini söyledi.
Katliamın yaşandığı gecenin üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen tutuklanmaların acılarını dindirmediğini belirten acılı anne Börü, "Sadece yaptıkları yanlarına kar kalmaması bizim için sevindiricidir. Ama yine de yeterli değildir. Yasin ve arkadaşlarını katlettikleri için Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da yargılanmalarını istiyorum. Devlete ihanetten olan cezalarını çeksinler. Fakat özelikle 'Yasin ve arkadaşlarının katili Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'tır.' şeklinde belirtilsin. Onların o davadan yargılanıp, cezalarını çekmelerini istiyorum." dedi.
"İdari ve Mülki amirlerinde bu davaya müdahil olmaları gerekir"
Olayların yaşandığı süre zarfında görevlerini yapmayarak Yasin ve arkadaşlarının ölümüne sebebiyet veren idari personellerin de yargılanmaları gerektiğini belirten Börü, "Ben bunu hep belirtiyorum. Yasin'in katilleri sadece yakalananlar değil, olayın yaşandığı geceye göz yuman yetkililerde suçludur. Olayın yaşandığı gecede dairede bulunan kadın telefon açıp polisi çağırıyordu. Telefonu açarken dalga geçercesine adresi tekrar-tekrar soran o polislerin de davaya dahil edilmelerini ve yargılanıp tutuklanmalarını istiyorum. Onun üstündeki emniyet müdürü, vali, bunların da bu davada yargılandıklarını görmedikçe ben rahat etmeyeceğim. Çünkü eğer onlar zamanında müdahale etmiş olsalardı çocuklarımız o vahşete maruz kalmayacaktı. İster adı Fetullahçı ister paralel olsun; bu yapılan vahşete göz yumup, ihmali olan bütün sorumluların yargılanması gerekir." ifadelerini kullandı.
6-8 Ekim vahşetinden sonra Diyarbakır Valisinin yaptığı açıklamaya atıfta bulunan Börü, "O gece yapılan vahşete göz yumarak kulaklarını kapatıp, sağır rolünü oynayanlar ve 'biz gitseydik şehit verirdik.' diyen Diyarbakır'dan sorumlu yetkililerin söylemlerini de göz önünde bulundurarak, onlarında bu davaya dahil edilip yargılanmasını istiyorum." şeklinde konuştu.
"O dönemde katilleri serbest bırakan hâkim-savcılar kime hizmet ediyorlardı?"
Kobani olaylarından sonra başlatılan soruşturmaları yöneten yargı organlarının tutumlarını hatırlatan Börü, "Yetkililere bunu soruyorum, bunlar hale görev başındalar, neden hala yargılanmıyorlar, görevlerini sürdürüyorlar? Yapılan katliamda birkaç kişi tutuklanıp, ceza evine konuldu. Çoğu ceza da aldılar. Ama suçlular sadece bu kadarla sınırlı değildi. Çekilen görüntülerde göründüğü gibi o gece yüzlerce kişi yapılan vahşete müdahil olmuştu. 10-20 kişi değildi, belki yüzlerce kişi oradaydı. Bunlardan sadece birkaç kişi ceza alırken, birçoğu da serbest kaldı. Bu vahşeti yapanları yakalayıp, sonradan serbest bırakan hâkim ve savcılar acaba paralelin adamları mıydı? Yoksa işbirlikçileri miydi? beraber mi bu vahşeti ayarladılar? Bunu da hatırlatmak istiyorum. Yapılan katliamın katileri bu kadar kişi ile sınırlı değildi, daha fazlaydı." diye belirtti.
Orada o vahşete katılmış, katliamlara müdahil olmuş, Yasin ve arkadaşlarının bedenlerine dokunan, döven veya bir tükürük dahi atanın cezalandırılmasını istediğini dile getiren Börü, "Yasin ve arkadaşları geri gelmiyor. Yapılan o vahşeti hiçbir anne veya babanın yaşamasını istemem. Rabbim hiç kimsenin başına vermesin. Çünkü normal bir ölüm değildi." diye konuştu.
"Empati kurun ve ona göre hüküm verin"
Her anne-babanın bu konuda empati kurmasını isteyen Börü, "Herkes kendini benim yerime koyarak empati kursun ve öyle karar versin. Cumhurbaşkanından normal bir vatandaşa kadar soruyorum, sizin evladınız o hale getirilseydi ve her gün gözünüzün önüne o son hali gelseydi, siz onu yargılarken ne ceza verirdiniz? Onun için kısasa kısas diyorum." ifadelerini kullandı.
5 gün sonra katledilen evlatlarının ölüm yıldönümü olduğunu hatırlatan Börü, son olarak şunları söyledi:
"6 yıl önce bu eve, Hasan'ın, Riyad'ın Hüseyin'in evine ateş düştü. Herkes gidip evine başını yastığa koyar, bir anlık düşünüp unutur. Ama biz unutmuyoruz. Unutmayacağımız gibi, müsebbiplerinin de en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz. Acımız geçip, eksilmedi. Bu bir candı, 16 yıl büyütüp, emek vermişsin. Yedir, içir, doyur ve arkadaşlık et… Senden bir parçan en ağır şekilde, insanın aklına/hayaline bile gelmeyen vahşeti yaşasın… Biz de onunla beraber aynı acıları yaşadık. Ben bunun kesinlikle unutulmasını istemiyorum. Bu vahşeti yapanlardan da hesap sorulsun istiyorum. Bu dünyada sorulmasa da ahirette Rabbim soracaktır, eminim ve hiç şüphem yok. Ama bu dünyada da rahat etmesinler. Yapılan bu vahşet kolay değil. Kendinizi benim yerime koyun ve karar verin." (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.