Yıldırım 65. Hükümetin ilk yüz günü verilerini açıkladı

Yıldırım 65. Hükümetin ilk yüz günü verilerini açıkladı
Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde düzenlenen "65. Hükümeti̇n İlk Yüz Günü" değerlendirme toplantısında, icraatları hakkında bilgi verdi, tüm bakanlıkların çalışmalarını paylaştı.

"Geciken adalet adalet değildir." algısının, adalet sisteminin önünde en büyük sorun olduğunu belirten Başbakan Yıldırım, adaletin gecikmeden tecelli etmesi için bölge idare mahkemelerini veya diğer adıyla istinaf mahkemelerini faaliyete geçirdiklerini hatırlattı.

Bu mahkemelerin 20 Temmuz itibarıyla çalışmaya başladığını belirten Yıldırdım, "Burada neyi murat ediyoruz, davalar çok uzun yıllar sürüyor, Yargıtay’a, Danıştay’a gidiyor orada da dosyalar birikiyor, vatandaş artık umudunu kesiyor, geciken adalet adalet olmuyor." diye konuştu.

Belirli suçlar ve belirli parasal miktarlara kadar olan davaların ilk mahkemeden sonra istinaf mahkemesine geleceğini ve işin orada biteceğini, Yargıtay’a, Danıştay’a gitmeyeceğini anlatan Yıldırım, "Yıllardan beri beklenen bir şeydi ve böylece Danıştay, Yargıtay da artık biraz daha içtihada yönelik ve çok büyük ölçekli davalara bakma durumunda kalacak." ifadesini kullandı.

Üst yargıda yeniden yapılandırma

Yıldırım, üst yargıda da yeniden yapılandırmaya gittiklerini söyleyerek, "Özellikle Danıştay ve Yargıtay’ın gelişmiş ülkelerdeki örneklerine benzer şekilde üye sayılarında ve daire sayılarında azaltmaya gittik. Bunun bir sebebi de istinaf mahkemeleri kurulunca artık böyle çok hantal, geniş bir yapıya ihtiyaç kalmamasıydı. Bu aynı zamanda da bir tasarruftur, kamuda tasarruf diye yola çıktık, hem işlerin hızlanması hem de bu alanda daha hızlı sonuç alınması için bu düzenlemeleri yaptık." değerlendirmesinde bulundu.

15 Temmuz sonrasında, darbe girişimine iştirak edenlerin gözaltına alındığını, tutuklama kararlarının verildiğini ve yargılamalarının önümüzdeki dönemde devam edileceğini hatırlatan Yıldırım, "1 Temmuz 2016 tarihinden daha önce mahkemelerde hüküm giymiş, cezaevlerinde bulunan, cezalarını çekmiş, tahliyelerine 1 yıl kalanlar zaten şartlı olarak çıkarılıyordu. İyi halleri devam edenlerin 1 yıl yerine 2 yıl kala bırakılmasını öngören bir düzenleme yapıldı ve bu uygulamaya girdi." bilgisini paylaştı.

33 bin 383 hükümlü tahliye oldu

Yıldırım'ın, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a kaç mahkûmun tahliye olduğunu sorması üzerine Bakan Bozdağ, dün akşam itibarıyla 33 bin 838 hükümlünün cezaevlerinden tahliye edildiğini bildirdi.

Başbakan Yıldırım, tahliye olan kişilerin bir yanlış yapması halinde haklarını kaybedeceklerini söylemesi üzerine Bozdağ,  "Bu uygulama cezanın dışarıda infazını öngörüyor. Tahliye edilenler denetimli serbestlik yöntemiyle, cezaları o şartla tahliyeye kalan 2 yıllık süre içerisinde devam edecek." dedi.

Yıldırım'ın, "Yani gözünüz onların üzerinde olacak." şeklindeki ifadesi üzerine ise Bozdağ, "Bir suç işlediğinde bu şartla tahliye hali yanmış olacak." karşılığını verdi.  Başbakan Yıldırım da "Bu da bu tip haklardan yararlananlara bir uyarı niteliğinde, söylemekte yarar var." ifadesini kullandı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının çalışmaları hakkında da bilgi veren Yıldırım, çalışma ve sosyal güvenlik alanında 100 gün içerisinde ciddi reformlar yaptıklarını dile getirerek "İş sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu az tehlikeli işlerde 50 işçi ve daha az çalıştıran yerlerde bir yıl süreyle ertelendi, yeniden gözden geçirilecek, kamu ve özel hepsi dahil." diye konuştu.

Gıda tarım ve hayvancılık

Başbakan Yıldırım, Kurban Bayramı'nın yaklaştığını hatırlatarak, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'e, kurbanlıklarla ilgili bir sıkıntı olup olmadığını sordu.

Bakan Çelik, geçen yıl yaklaşık 880 bin büyükbaş, 2 milyon 700 bin küçükbaş kesildiğini belirterek, "Bu yıl 3 milyon 700 bin küçükbaş bir milyon 200 bin de büyükbaş hayvanımız şu anda var. Dolayısıyla herhangi bir bu konuda noksanlık söz konusu değil. Hayvan varlığımız yeterlidir. Yeterli değil çok daha üzerindedir. Spekülatif bazı değerlendirmelere konu olacak hiçbir durum söz konusu değildir." diye konuştu.

Yıldırım ayrıca, tarımsal kooperatiflerin borçlarının 5 yıla yayıldığını belirtti.

Bakan Çelik, bin 268 kooperatif, 33 bin 500 civarında da üyesinin 640 milyon lira borcunun bulunduğunu, bunu 5 yıla yaydıklarını anlattı.

Çiftçilerin Ziraat Bankası'na, Tarım Kredi Kooperatifi'ne olan borçlarını da bir yıl süreyle ertelediklerini belirten Yıldırım, şöyle devam etti:

"Gübrede ve mazotta KDV kalkmıştı bu yılın başlarında. Buna ilave olarak gübrede de yüzde 17 indirim sağlandı. Yani 50 kiloluk bir torba 99 lira yerine 67 liraya inmiş oldu. Bu da tarımdaki maliyetlerin biraz daha aşağı çekilmesine fayda sağlayacak. Ama tarımla ilgili asıl düzenlemelerin hazırlığını tamamladık. Önümüzdeki 3-6 ayda çok daha iyi sonuçlarını göreceğiz. Çiftçilerimize, besicilerimize buradan müjdeyi veriyorum. Şöyle bir şey yapıyoruz, tarımda havza bazlı desteklemeye geçiyoruz. Bunu çiftçilerimiz bilir ne demek olduğunu. Yani herkes her yerde her şeyi ekip biçmeyecek. Dolayısıyla birisi patates ekiyor, öbürü de patates iyi para ediyor diye ekiyor, diğeri de ekiyor, herkes ekiyor, bu sefer patates fiyatı çöküyor. Bunun yerine mevsim, coğrafi şartlar bölgelere göre hangi ürünlerin hangi havzada yetişeceğine bakanlık karar verecek ve böylece üretilen ürün de para edecek. Kendi içinde rekabete de girmeyecekler."

Başbakan Yıldırım, Genç Tarım İşçisi Projesini başlattıklarını da hatırlatarak, "15 bin gence, her birine 30 bin lira karşılıksız para veriyoruz. Git köyünde tarımla uğraş, yeter ki oradaki toprakları işleyelim. Böyle bir projemiz var." dedi.

Damızlık Ağırlıklı Destekleme Projesi'ne geçiş yapılacağını vurgulayan Yıldırım, gelecek yıldan itibaren çalışmaların biteceğini, desteklemeleri de ekim ve hasat dönemlerinde vererek, çiftçinin beklentisini karşılayacaklarını kaydetti.

Yıldırım, arazilerin toplulaştırılmasıyla sulama projelerini birlikte yürüteceklerini de aktardı.

Bakan Çelik, havza bazlı üretimde 941 havza belirlendiğini, çalışmaların tamamlandığına işaret ederek, "Kısa süre içerisinde bu yeni modeli kamuoyuyla paylaşacağız. Buradan elde edeceğimiz tarımsal hasıla 11 milyar liradır. İlave 11 milyar liralık bir tarımsal hasıla elde edilmiş olacak bu verimli üretim planlamasından dolayı." diye konuştu.

“Pazar günü Diyarbakır’da 22 ili kapsayan projeyi kamuoyuyla paylaşacağız”

Daha sonra İçişleri Bakanlığı ile ilgili faaliyetler hakkında konuşan Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:

"Ağırlıklı olarak iç güvenlik, terörle mücadele ve operasyonlar konusu burada önem kazanıyor. Terörle mücadele özellikle geçtiğimiz 24 Temmuz'dan itibaren yeni bir anlayışla devam ediyor. Yeni anlayış nedir, ülkenin her köşesinde vatandaşımızın, can, mal güvenliği sağlanıncaya kadar, vatandaşlarımız, yurdun her köşesine rahatça seyahat edinceye kadar, terör gruplarının, bölücü terör unsurlarının güvenlik kuvvetlerimize, sivil vatandaşlarımıza yönelik saldırıları tamamen bitinceye kadar operasyonlara ara vermeden devam edeceğiz. Buradaki kararlılığımız artarak, sürüyor. Bu bağlamda hatırlarsınız şehirlerimizde, ilçelerimizde maalesef çukurlar açıldı, hendekler kazıldı ve vatandaşlarımız çok zor şartlar altında bölgeden ayrılmak mecburiyetinde kaldılar ve bütün bu ilçelerimizde, illerimizde terör unsurları temizlendi. Bu hafta sonu vatandaşlarımızın bilgisine sunmak isterim, pazar günü Doğu ve Güneydoğu illerimiz, 22 ili kapsayan bir yeniden kalkınma projesi ve ekonomik gelişme programını da devreye alacağız ve bunun detaylarını Diyarbakır'da kamuoyuyla paylaşacağız. Özellikle Doğu'da ve Güneydoğu'daki illerimiz belirli gruplar halinde toplanmak suretiyle, cazibe merkezleri oluşturulacak ve buralara yönelik ciddi yatırımları başlatıyoruz."

Pazar günü 1,4 milyar liralık yeni yatırımların temelinin atılacağını bildiren Başbakan Yıldırım, bunların ağırlıklı olarak operasyonlar sırasında yıkılan Silopi'de, Cizre'de, Şırnak, Sur ve İdil gibi yerlerdeki konutları içerdiğini dile getirdi.

Söz konusu konutların bir yıl içinde tamamlanacağını kaydeden Yıldırım, "Bu terör örgütünün, bu hainlerin verdiği zararlar daha büyük. 10 milyar lira tutarında zarar verdiler. O çukurları, hendekleri kazmak suretiyle. Orada güvenlik kuvvetlerimize ve bölge halkına verdikleri zararın parasal tutarı 10 milyar lira. Onu da 3 yıl içinde tekrar o zararları ortadan kaldıracağız." diye konuştu.

Konuyla ilgili söz alan Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, evlerin en geç bir yıl içinde teslim edileceğinin altını çizdi.

Başbakan Yıldırım, zarar gören tarihi eserler ile ilgili sürecin ise biraz daha fazla zaman alacağını kaydetti.

"Çözüm vatandaşta, vatandaşla aramızdaki bu hainleri çıkaracağız"

Hükümetin, iç güvenliğin sağlanması konusunda hiçbir taviz vermeyeceğini vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Çözüm mözüm yok kardeşim. Çözüm vatandaşta. O fırsatı kaçırdılar. Vatandaşla aramızdaki bu hainleri çıkaracağız. Terör örgütünün Kürt vatandaşlarımızın başına bela olmadan kurtaracağız. Çünkü bu terör örgütlerinin Kürtler diye bir sorunu yok. Kürt vatandaşlarımızın PKK terör örgütü sorunu var. Biz bu sorunu kentlerde büyük ölçüde kontrol altına aldık. Şimdi kırsalda güvenlik birimlerimiz, silahlı kuvvetlerimiz, jandarmamız, polisimiz bütün gücüyle üzerine gidiyor, gitmeye de devam edecek. Bu konuda herhangi bir zafiyet asla kabul etmiyoruz."

Hükümetin görevde olduğu 100 gün içinde Jandarma ve Sahil Güvenlik komutanlıklarının, hiçbir şarta bağlı olmaksızın, her bakımdan İçişleri Bakanlığına bağlandıklarını belirten Yıldırım, söz konusu komutanlıkların daha önceki uygulamada hem Türk Silahlı Kuvvetlerine hem de İçişleri Bakanlığına bağlı oldukların hatırlattı. Yıldırım, "Bunlar sevk ve idarede büyük sıkıntı oluşturuyordu. Bunlar düzeltildi. Herkes şimdi yerini biliyor, patronunu biliyor, kimden emir alacağını biliyor ve işini nasıl yapacağını biliyor. Bunun güvenlik ve terörle mücadele bakımından büyük bir faydasını önümüzdeki günlerde göreceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

PKK’nin uyuşturucu ticareti

Yıldırım, PKK’ye yönelik operasyonlar sırasında özellikle Diyarbakır, Siirt, Şırnak gibi bölgelerde yapılan çalışmalarda 40 ton uyuşturucu ele geçirildiğini bildirerek, "Bu bölücü terör örgütü ne yapacak bu kadar? İçecek hali yok. Bununla milleti, çocukları zehirliyorlar. Hatta Avrupa'ya götürüyorlar, oradakileri de zehirliyor. Avrupalılar ne zaman akıllanacak ben merak ediyorum. Onlar onlara sergi açtırmaya devam etsin. Bir yandan çocuklarını zehirlemeye terör örgütü de devam ediyor. Buradan bu çağrıyı da dostlarımıza yapıyoruz." ifadelerini kullandı.

Operasyonlarda 77 milyon kök kenevirinin imha edildiğini dile getiren Yıldırım, uyuşturucu işine bulaşan 8 bin 561 kişinin gözaltına alındığını ve bir kısmının tutuklandığını söyledi.

Yıldırım, bir ay içindeki operasyonun sonucunda ele geçirilen uyuşturucunun parasal değerinin 4 milyar lira seviyesinde olduğunun altını çizdi.

Türkiye genelinde 910 araç çalındı

Ayrıca Lice'de 25 çalınmış araç bulduklarını belirten Yıldırım, bunların bombalı saldırı amacıyla çalındığını vurguladı. Yıldırım, şu anda Türkiye genelinde 910 aracın çalındığını ve bunların herhangi bir olaya karışmaması için gerekli çalışmalarının yapıldığını kaydetti.

Mahalle ve çarşılarda bekçi sistemine geçileceğini dile getiren Başbakan Yıldırım, kalıcı ve geçici köy koruculuğu sistemini saldırıların yoğun olduğu bölgelerde yaygınlaştıracaklarını söyledi.

Bu arada İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Uluslararası İşgücü Kanunu çerçevesindeki gelişmelere ilişkin bilgi verdi.

Bu kapsamda yurt dışından Türkiye'ye yatırım yapacak ve maddi kaynak getirecek yabancı vatandaşlara yönelik ölçüsü Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek vatandaşlık hakkı verileceğini kaydeden Soylu, bunun Türkiye'nin cazibesini artıracağını söyledi.

PKK’ye yardım-yataklık yapan belediyelere kayyum atanmasına ilişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin çıktığını belirten Soylu, ayrıca yardım-yataklık yapmış, valiliklerin bünyesinde olan özel bütçeli ve kamu tüzel kişiliğine haiz işletmelere el konulduğu zaman kimin yöneteceğinin de söz konusu KHK ile belirlendiğini kaydetti.

Başbakan Yıldırım da konuyla ilgili olarak sadece FETÖ’nün verdiği zararlarla mücadele etmediklerini dile getirdi. Özellikle Doğu ve Güneydoğu'daki bazı belediyelerin PKK'ye ciddi destek verdiğine dikkati çeken Yıldırım, düzenlemeyle bu anlamda tedbir alınmış olduğunu belirtti.

Yıldırım, geçmişte valiliklerin büyükşehirlerdeki faaliyetlerinin hemen hemen sıfırlandığını hatırlatarak, valiliklerin belediyelerin ulaşamadığı noktalara yeniden hizmet götürebileceğini bildirdi.

"Elektronik kimlikler 2017'den itibaren dağıtılacak"

Elektronik kimliklerin de 2017'den itibaren dağıtılacağını dile getiren Yıldırım, pilot uygulamanın devam ettiğini hatırlattı. Yıldırım, söz konusu kimliklerde vatandaşlara ilişkin her türlü bilginin yer alacağının altını çizdi.

“Dostlukları artırmak, düşmanlıkları azaltmak”

Turizme kötü başladıklarını ifade eden Yıldırım, "Rusya ile ilişkilerimiz maalesef iyi değildi. Artık Rusya'yla, İsrail'le ilişkileri normalleştirdik. Şimdi inşallah diğer ülkeler Mısır'la, Suriye ile de kısa sürede ilişkileri normalleştirmek için Türkiye ciddi bir atağa geçti. Diğer ülkelerle de bu yönde çalışmalarımızı sürdürüyoruz." diye konuştu.

Yıldırım, dış politika prensiplerinin "dostlukları artırmak, düşmanlıkları azaltmak" üzerine kurulu olduğunu vurguladı.

Sözleşmeli öğretmenlik uygulaması

Bu sene milli eğitimde yeni bir uygulamaya gittiklerine dikkati çeken Yıldırım, şunları kaydetti:

"O yeni uygulama sözleşme öğretmenlik... İlk etapta 15 bin sözleşmeli öğretmen işbaşı yapacak. Bunlar baştan nereye gideceğini biliyor. Hangi şartlarda görev yapacağını biliyor. Öyle kurayla, gönülsüz, mecburi gitmek yerine, isteyerek, bilerek, heyecanla gidip çalışmalarına başlayacaklar. Bu bağlamda Doğu ve Güneydoğu'da maalesef terör örgütünün baskısı veya terör örgütüyle bir şekilde ilişkiye girmiş öğretmenleri de değiştiriyoruz. Buna karar aldık. Bu 14 bin civarında öğretmeni, maalesef oradan başka yerlere almak mecburiyeti var. Bunlar eğitim yerine, terör örgütünün amaçlarına hizmet eder bir noktaya gelmişler. Bunu da bu şekilde halledeceğiz."

Başbakan Yıldırım, söz konusu 100 gün içerisinde 5 yeni üniversite kurduklarını anımsatarak, "Ayrıca 498 engelli öğretmen ataması yaptık. 500 lazımdı ancak 498 müracaat çıktı, yani bütün müracaatlar atandı. 10 bin 291 yeni derslik hizmete giriyor. Böylece okul sayımız 60 bini geçmiş oluyor. Ayrıca 7 bin 800 tane de özel okul bunun içinde var. Neredeyse özel okul miktarı yüzde 14'e erişmiş durumda. Bir güzel uygulamamız organize sanayi bölgeleri (OSB) içinde meslek okulları vardı. Şimdi artık bu meslek okulları OSB dışında da açılsa, aynı haklardan yararlanacak." diye konuştu.

Kıbrıs'ta kuzey ve güney arasındaki görüşmeler

Barajlar, göller, taşkın korumalar gibi önemli tesislerin açılışının gerçekleştirildiğini, 163 tesisin de temelinin atıldığını anlatan Yıldırım, KKTC'ye götürülen su konusunda da çalışmalar yaptıklarını anlattı.

Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, bu konuda söz alarak, bir iki tane belediyenin dışında bütün belediyelerle anlaşma yapıldığını, Orman ve Su İşleri Bakanlığının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti içinde 472 kilometre dağıtım ağını da tamamladığını, Kıbrıs'ın çoğuna su verildiğini belirtti.

Kıbrıs'la üç yıllık yeni bir yardım programını hükümetin bu süre içerisinde onayladığını ifade eden Yıldırım, Kıbrıs'ın kalkınmasına, gelişmesine gerekli katkıyı yapmaya devam edeceklerini vurguladı.

Kıbrıs'ta kuzey ve güney arasındaki görüşmelerin devam ettiğini dile getiren Yıldırım, "Amacımız, hedefimiz burada bir barışın sağlanması iki toplumdan oluşan bir devlet sisteminin yürürlüğe girmesi. Burada Rum kesiminin önüne bir fırsat daha geçmiştir. Umarım bu fırsatı daha önce 2006'daki gibi tepmezler. Türkiye her zaman adada barıştan yana olmuştur olmaya devam edecek. Ancak burada adil bir yönetişim ve her iki toplumun haklarını koruyan, güvenliğini sağlayan sağlam bir anlaşma bizim için vazgeçilmezdir. Bu konuda Kuzey Kıbrıs Türk yönetimine her türlü desteği verdik, vermeye devam edeceğiz." dedi.

Savunma alanındaki düzenlemeler

TSK'nın yenilendiğini ifade eden Yıldırım, "Milli Savunma Bakanlığı yeniden doğdu. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra kapsamlı bir yeniden yapılanma süreci yaşadık." diye konuştu.

Milli Savunma Bakanlığının tam anlamıyla müstakil bir bakanlık olarak yeniden yapılandığını anlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada 'Eskiden müstakil değil miydi' diyen olabilir. Buradaki kastettim şey şudur; sivil ve askerin birlikte çalışacağı, her türlü müsteşarından, müsteşar yardımcılarından, bütün genel müdürlükler, diğer bütün bakanlıklar; ulaştırma, milli eğitim gibi kapsamlı bir yeni organizasyona kavuştu. Neden böyle bir şeye ihtiyaç oldu? Çünkü silahlı kuvvetlerin yan işleri, personel temini, lojistik, eğitim vesaire bu tip bütün işleri artık Milli Savunma Bakanlığına geçti, asker kendi işiyle uğraşacak. Kendi işi ne? Harekat, harbe hazırlık, taktik, caydırıcı hizmetler, savunma hizmetleri bütün bunları yapacak. Milli Savunma Bakanı da ona eleman yetiştirecek, onların ihtiyaçlarını görecek, silah, teçhizat, ayrıca tersaneler, fabrikalar gibi lojistik destekleri verecek."

TSK'nın kendi içerisinde bir yenilenme hareketine başladığını vurgulayan Yıldırım, böylece daha uzmanlaşmış, çevik, profesyonellerden oluşan ve her türlü tehdide karşı hazırlıklı bir hale geleceğini kaydetti.

Bu amaca yönelik olarak YAŞ'ın yeniden yapılanması, kuvvet komutanlıklarının, Genelkurmay, Milli Savunma Bakanlığı ilişkilerinin yeniden belirlenmesi, askeri okulların orta ve lise kısımlarının kapatılması, harp okuluna bütün kaynaklardan öğrenci alınması gibi düzenlemeler yapıldığını da anımsatan Yıldırım, "Böylece bu kahpe örgütün en büyük araçlarını, buradaki öğrencilere başlıyor, sonra bu terfi tayin sistemleri ile maalesef devam ediyor, bunların buradan izlerini silmek için her türlü tedbir alınmış vaziyette." dedi.

Yıldırım, Türkiye'nin savunma sanayini yerlileştirme ve millileştirme hamlesinin daha da hızlandırılacağını, Türkiye'nin caydırıcılığını artıracağını bildirdi.

Ekonomi

Ekonomi konusunda ilgili bakanlıkların çok önemli çalışmaları olduğunu anlatan Yıldırım, yoğun mesai sonrası devletle vatandaşı barıştırdıklarını söyledi. "Devlet vatandaşı ile kavgalı olamaz" diyen Yıldırım, vergi barışı, ceza, prim  ve faiz konularındaki düzenlemelerle bunu sağladıklarını ifade etti.

Başbakan Yıldırım, yatırımcılara yönelik olarak da özel düzenlemeler yaptıklarını, her yatırımcıya özel destekler vereceklerini, on yıl boyunca vergi kolaylığı getireceklerini, yüzde 49'una kadar sabit yatırımına ortak olacaklarını söyledi.

Emeklilikte otomatik katılım sayesinde vatandaşın kendi parasını tasarruf edeceğini belirten Yıldırım, buna devlet olarak da katkı vereceklerini dile getirdi.

Yıldırım, Türkiye Varlık Fonu'na işaret ederek şunları söyledi:

"Türkiye Varlık Fonu ile büyük projeler artık on, yirmi, otuz sene beklemeyecek ya da 'Bütçede para vardı yoktu, kriz oldu olmadı' bunlara bakmadan buradan büyük projeler gerçekleştirilecek ve Türkiye'deki ekonomik istikrar korunacak. Dünya küçülüyor. Dünyada büyüme yok. Dünya ticareti gittikçe azalıyor. Bu ne demektir? Dünya fakirleşiyor. Bütün bu şartlara rağmen Türkiye dünyada en fazla büyüyen beş ülke arasında ikinci, üçüncü sırada yer alıyor.

Bu hangi şartlarda; terör var, darbe yedik, Allah'a şükür darbeyi defettik, bütün bunlara rağmen ekonomimiz dimdik ayakta. Suriye ve Irak'ta yaşanan olaylar, terörle olan mücadele yani üç ay içerisinde memleketin başına gelen işler pişmiş tavuğun başına gelmedi. Bu kadar büyük sıkıntılara rağmen Allah'a şükür milletimizin bize güven duyması, milletimizin ülkesine sahip çıkması, teröristlere, darbecilere prim vermemesi, onlara hak ettiği dersi vermesi sonunda herkes Allah Allah diye bekliyordu 'Bunlara ne olacak', işte terör var, darbe var, Suriye'de olaylar var, göçtüler diye bekleyen dost düşman gördü ki bu millet hiçbir zorluğun altında kalmaz. Nerede ne zaman ülkesine sahip çıkacağına karar verir ve onu yapmıştır. Bu millet darbe sonrası 11 milyar dolar parasını bozdurdu bankalara koydu, yeter ki memlekette sıkıntı olmasın. Hem darbeyi önledi hem ekonomiyi kurtardı. Böyle milletin karşısında 24 saat selam durulur başka hiçbir şey yapılmaz. Allah milletimizden razı olsun."

Başbakan Yıldırım, son olarak şunları kaydetti:

"100 gün hakikaten Türkiye'de çok hareketli geçti. Hiç kimsenin hayal edemediği bir alçak darbe girişimiyle 15 Temmuz'da Türkiye yüzleşti. Yıllardır sessiz ve derinden devleti işgal etmiş olan Fetullahçı Terör Örgütü 15 Temmuz'da nihayet gerçek yüzünü gösterdi. Yıllarca bu tehlikeye dikkat çeken Cumhurbaşkanı'mızın ne kadar bu konuda haklı olduğu ortaya çıktı. Millet hayatı pahasına bu alçak darbe girişimini defetti, başarısızlıkla bu darbe sonuçlandı."  (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.