YKS tercih sürecinde nelere dikkat edilmeli, takip edilmesi gereken adımlar neler olmalıdır?

YKS tercih sürecinde nelere dikkat edilmeli, takip edilmesi gereken adımlar neler olmalıdır?
Yükseköğretim Kurumları Sınavı sonuçlarının açıklanmasıyla beraber önümüzdeki günlerde başlayacak olan tercih sürecinde dikkat edilmesi gereken hususları hatırlatan Psikolojik Danışman ve Rehberlik Öğretmeni Murat Çakır, önemli tavsiyelerde bulundu.

 

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından 17-18 Haziran'da gerçekleştirilen Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS)'na 3 milyon 527 bin 443 aday başvuru yaptı.

Adaylardan 2 milyon 995 bin 638'inin katıldığı sınavın sonuçları 20 temmuz Perşembe günü itibariyle erişime açıldı.

Tercih kılavuzunun erişime açılmasıyla beraber adaylar 27 Temmuz ile 8 Ağustos tarihleri arasında belirtilen 388 bin önlisans ve 465 bin lisans olmak üzere toplam 853 bin kontenjana yerleşebilmek için tercihlerini sıralayacak.

Bu süreçte dikkat edilmesi gereken hususlarda öneri ve tavsiyelerde bulunan Psikolojik Danışman ve Rehberlik Öğretmeni Murat Çakır, adayların tercihlerini muhakkak uzmanlar gözetiminde yapmaları gerektiğinin altını çizdi.

"Yalnız başına veya mahalleden birilerin yönlendirmesiyle tercih vermeyi tavsiye etmiyoruz"

Çakır, "Bilindiği üzere 20 temmuzda başta öğrencilerimiz ve ailelerinin heyecanla beklediği YKS sonuçlarını aldık. Bu YKS'de öğrencilerimizin istedikleri sonuçları alamadıklarını gözlemledik. Yaşanan deprem hadisesinden dolayı bu yıl farklı bir kontenjan izlenilecek." dedi.

Öğrencilerin tercih verirken mutlaka uzmanlardan destek almaları gerektiğini belirten Çakır, "Yalnız başlarına veya mahalleden birilerin yönlendirmesiyle tercih vermelerini tavsiye etmiyoruz. Uzmanlar genelde tercih verirken yurt gibi barınma yerlerini göz önünde bulundurarak seçilecek bölümün gelecekte öğrenciye ne kazandıracağı, adayın o alanı severek tercih edip etmeyeceği istişare yoluyla belirler." ifadelerini kullandı.

Yayımlanan tercih kılavuzu üzerinden yaptıkları ilk gözlemleri paylaşan Çakır, "ÖSYM'nin açıklamış olduğu takvime baktığımızda 27 Temmuz ile 8 Ağustos tarihleri arasında tercihler yapılacaktır. Dün itibariyle yayımlanan kılavuzu bizlerde inceleyerek hangi alanlarda tercih edilebileceğini gözlemliyoruz. Diyarbakır için bu yıl tıpta 63, diş hekimliğinde 30, hukukta 70, eczacılıkta 20 ve ilahiyatın birinci öğretiminde 78, ikinci öğretiminde 40 kişilik depremzede ek kontenjanı verilmiş." şeklinde konuştu.

"Öğrenci, tercihte işin uzmanına sorarak yola koyulmalıdır"

Deprem bölgesindeki üniversiteleri ilk olarak genel kontenjan, sonra okul birincileri ve en son olarak depremzede kontenjanı baz aldıklarına dikkat çeken Çakır, tercih belirtme veya eğitimini erteleme hususlarında dikkat edilmesi gereken detayları aktararak şunları söyledi:

"Öğrencinin ilk yılı ise ve altyapısıyla beraber bir birikimi varsa kulaktan dolma yönlendirmeler yerine gerçekten severek icra edeceği mesleği tercih etmesini öneriyoruz. Şayet öğrenci bir sonraki yıla daha iyi hazırlanacağını düşünüyorsa bu yönde kararlıysa bizler bunu saygıyla karşılayarak bir yıl daha beklemesini belirtiyoruz. Ancak sınav sürecinin 3'üncü yılındaysa ve daha önceki yıllarda da aynı bölümü kazanmışsa böyle bir öğrencinin mevcut kazandığı alanı okumasını tavsiye ediyoruz. Çünkü nihayetinde aradan geçen bir sene öğrencinin ömründen gitmektedir."

Çakır, "Bu süreçte herkes bir fikir beyan eder. Öğrenci, tercihte işin uzmanına sorarak yola koyulmalıdır. Öğrencinin sıralaması 105-110 bindedir. 110 bindeki öğrenci, çıtayı 160-180 bine kadar çekebilir, 50 bine kadar da daraltabilir. Örneğin 55 binde bir tane, 75 binde 2 tane şelinde yukarıya doğru giderek tercih verebilir. Yalnız burada baraj bölümleri hariçtir. Yani sıralaması 105 binde olan öğrenci eczacılık veremez, buna dikkat etmesi de gerekir. Kendisinden 50 bin yüksek olandan başlayarak kendisinden 60-80 bine kadar da düşük olan bir bölümü de tercih vermekle bitirmelidir ki tercihleri boş gelmesin." diye belirtti.

"Puan değil başarı sırası önemli"

"Öğrenci ilk tercihini verdiği vakit mutlaka göz önünde bulundurması gereken sıralamadır" diye belirten Çakır, "Veliler diyor ki 'benim çocuğum yüksek puan almış'. Hayır, biz o puanı göz önünde bulundurmuyoruz. Biz, yüksek puana karşılık öğrencinin diğer öğrenciler arasındaki sıralamasını göz önünde bulunduruyoruz, öğrencinin başarı düzeyi o şekilde ortaya çıkmış oluyor. Yani puan değil başarı sırası önemlidir. Okul başarı puanı (OBP), 9-10-11 ve 12'nci sınıflarının yıl sonunda toplanan puanı 4'e bölünerek ortaya çıkan sonuçtur. Okul başarı puanı sizi geriye çekebildiği gibi yukarılara da götürebiliyor. Okul başarı puanı 95 puanı olan bir öğrencinin 75-85 arasında on binlerce kişi oynayabiliyor." ifadelerine yer verdi. 

Tercih sürecinde ailenin rolüne vurgu yapan Çakır, özellikle mukayese yönteminden vazgeçmeleri gerektiğinin altını çizdi.

Çakır, "Karşılaştırmayı çok severiz, bu yanlıştır. Başkalarıyla karşılaştırdığımızda çocuklarımızı küçük düşürecek söylemlerde bulunmamız gerekiyor. Tercihlerin son gününe kadar ince eleyip sık dokumaları gerekir. Çocuklarımız iç seslerini ailelerine duyuramıyorlar, iç seslerini duyurmaları lazım. Dünyanın sonu değil, hiçbir şey evladımızdan daha kıymetli olamaz. Her veli çocuğum ‘illa okusun’ düşüncesinde olmamalı. Bir şeyi dayatarak ve zorbayla yaptırmanın sonucu olumlu olamaz. Tercih sonuçları halkımız ve öğrencilerimiz için hayırlı bir şekilde sonuçlanmasını ve güzel bölümlere yerleşmelerini temenni ediyorum." dedi. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.