YÖK'ten 2020-2021 eğitim-öğretim dönemine ilişkin açıklama

YÖK'ten 2020-2021 eğitim-öğretim dönemine ilişkin açıklama
YÖK Başkanı Yekta Saraç, 2020-2021 eğitim öğretim yılına ilişkin yaptığı açıklamada, "YÖK olarak, bugün itibariyle üniversitelerimizin eğitim öğretim takvimlerini 1 Ekim 2020 tarihi sonrasında başlayacak şekilde planlamalarını istedik." dedi.

Sosyal medya hesabı üzerinden açıklamada bulunan Yükseköğretim Kurulu Başkanı Saraç, öğrenci ve velilerden üniversitenin açılmasıyla ilgili gelen sorular üzerine kamuoyunun bilgilendirilmesi ihtiyacını hissettiklerini söyledi.

Saraç, "Aileleri tarafından bizlere emanet edilen sevgili öğrencilerimiz başta olmak üzere, bütün akademik ve idari personelin sağlığının karar süreçlerimizde en fazla dikkat ettiğimiz husus olduğunun altını çizmek isteriz." açıklamasında bulundu.

Yükseköğretim Kurulu'ndan (YÖK) yapılan yazılı açıklamada ise, "Yükseköğretim kurulumuzca küresel yeni Coronavirus salgını, vakaların tespit edildiği ilk günden itibaren yakından takip edilmektedir. Salgının yükseköğretim sistemimizi etkilediği, geçtiğimiz mart ayından itibaren gerekli tedbirler alınarak hızlı ve dinamik süreçler yürütülmüştür. Ancak tüm dünyada 20 milyondan fazla kişinin enfekte olduğu, 700 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği küresel salgın, yükseköğretimi de etkilemeye devam etmekte ve uzun vadeli yeni önlemlere ihtiyaç duyulmaktadır." denildi.

"Bütün dünyada, 2020-2021 eğitim ve öğretim süreçlerine yönelik pek çok konu tartışılmaktadır." denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Yükseköğretim sistemi çok güçlü olan ülkelerde de bu konuda fikir birliği bulunmamaktadır. Bazı ülkeler 2020-2021 eğitim ve öğretim döneminin tamamen dijital ortamda uzaktan öğretim ile yapılacağını belirtmiş iken, karma yöntemi benimseyeceklerini, yüz yüze ve çevrimiçi karma yöntemleri kullanacaklarını, uzaktan öğretim ve örgün öğretimi fakülte/program esaslı uygulayacaklarını açıklayan ülkelerin sayısı da az değildir. Bilindiği üzere Yükseköğretim Kurulu olarak yakın zamanda dünya örneklerini de inceleyerek 'Küresel Salgında Yeni Normalleşme Rehberi’ni yayımladık. Rehberde, 'Uzaktan öğretim uygulamaları, uygulamalı eğitimler, ölçme ve değerlendirme uygulamaları, yabancı uyruklu öğrenciler, toplantılar, kongreler ve değişim programları' başlıkları altında çerçeve kararlar ve öneriler yer almaktadır. Bu rehberde de açıkladığımız üzere, salgın dinamik bir süreç olduğu için salgının bölgesel ve yerel seyrine göre üniversitelerimizce farklı uygulamalara gidilmesine imkân tanınmaktadır. Ülkemizde 45 bine yakın program bulunmaktadır ve her bir programın kazanım hedefleri doğrultusunda uygulanma yöntemleri değişkenlik arz etmektedir. Nitekim edebiyat, sosyoloji, moda tasarımı programlarıyla ebelik veya geleneksel el sanatları yahut tıp, diş hekimliği ve pilotaj programlarının eğitim öğretim süreçleri birbirinden çok farklıdır. Salgın süresince bu programların uygulamalarında alınacak önlemler de bölgeden bölgeye elbette ki farklılık arz edebilecektir."

"Bugün itibariyle; üniversitelerimizin eğitim öğretim takvimlerini 1 Ekim 2020 tarihi sonrasında başlayacak şekilde planlamaları istenmiştir." denilen açıklamanın devamında ise, "Bunun yanı sıra kampüslerdeki öğrencilerin seyreltilmesi, hareketliliğin azaltılması da önemli olup, bunun için üniversitelerimize karar alma süreçlerinde geniş imkân tanınmıştır. Böylece üniversitelerimizin fakülte ve program bazında farklı uygulamalar yapabilmeleri mümkün hale gelmiştir. Salgının bölgesel ve yerel seyrine göre farklı programlar için yapılacak olan uygulamalara yönelik hususlarda üniversitelerimizin ilgili kurulları karar verecektir. Geçtiğimiz günlerde salgın dolayısıyla yaptığımız yapısal düzenlemelerle karma öğretim uygulayabilmeleri için üniversitelerimize geniş bir alan bırakılmıştır. Üniversitelerimiz Coronavirus komisyonları ve ilgili diğer kurul ve komisyonları marifetiyle öğrencilerimizin, akademisyenlerimizin ve idari personelimizin sağlığını tehdit etmeyecek şekilde genel planlamalar yapabilecektir. Elbette ki bu süreç Sağlık Bakanlığı ve diğer ilgili bakanlıkların tedbir maksatlı yönlendirmeleri çerçevesinde sürdürülecektir. YÖK olarak, bu süreci başından itibaren “çevik yönetim, güçlü koordinasyon, esnek kararlar almak ve kurumsal çeşitliliği imkân olarak kullanmak” şeklinde özetleyebileceğimiz bir yönetim anlayışı ile yönetiyoruz. Aileleri tarafından bizlere emanet edilen sevgili öğrencilerimiz başta olmak üzere, bütün akademik ve idari personelin sağlığı karar süreçlerimizde en fazla dikkat ettiğimiz husustur." bilgisi paylaşıldı. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.