"YPG gibi ayrılıkçı bir örgütün daha fazla toprak kazanmasına izin vermeyeceğiz"
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü Kalın, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde yürüttüğü Afrin harekâtına ilişkin, BBC World'ün sorularını cevapladı.
PKK'nin Suriye ayağı olan PYD-YPG'nin son bir yılda Türkiye'yi hedef alan 700'ün üzerinde saldırı gerçekleştirdiğini belirten Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "Hatay'ı, Kilis'i vurdu, birçok kayıp verdik. Biz onları defalarca uyardık. Cumhurbaşkanımız bu konuyu uluslararası liderlerle yaptığı toplantılarda, ABD, Rus, İran, Avrupa liderleriyle toplantılarında dile getirdi. Biz bu terörist şebekenin sınırımızda faaliyet göstermesine izin veremeyiz. Ayrıca Afrin halkı da bu insanların bölgeden uzaklaştırılmasını istiyor." ifadesini kullandı.
"Bu, ABD'nin DEAŞ ile mücadele ediyor diye destek verdiği terör örgütüne karşı yapılan bir operasyondur"
Türkiye'nin Fırat Kalkanı operasyonunda 2 bin kilometrekarelik alanı IŞİD'den arındırdığını anımsatan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, şöyle konuştu: "O operasyon başladığında da birçok soru ortaya atılmıştı. Ne kadar sürecek? Kapsamı ne olacak? Sivil kayıpları nasıl önlenecek? Fırat Kalkanı operasyonuna baktığınızda çok başarılı bir sicil görürsünüz. Tüm DEAŞ unsurlarını oradan temizledik. Cerablus ile El-Bab arasındaki alana 100 bin insanın dönüşünü sağladık. Afrin'de de aynı tabloyu görmek istiyoruz. Buradan da teröristler temizlenecek. Burayı da yerel halk yönetecek. İnsani yardım göndereceğiz. Sınırımızda güvenliği sağlayacağız. Bu, Suriye'nin toprak bütünlüğü açısından da çok önemli. YPG gibi ayrılıkçı bir örgütün daha fazla toprak kazanmasına izin vermeyeceğiz. Asıl amaç da bunlardır. Bu kesinlikle Kürtlere ya da Suriye'ye ya da Afrin'e karşı bir operasyon değildir. Bu, ABD'nin Menbiç'te ya da Suriye'nin başka noktalarında DEAŞ ile mücadele ediyor diye destek verdiği terör örgütüne karşı yapılan bir operasyondur. Biz sınırımızdaki bu tehdidi bertaraf etmek istiyoruz."
Bir terör örgütünün diğer bir terör örgütüyle yenilgiye uğratılamayacağına işaret eden Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "Herkes PYD-YPG'nin PKK'nın Suriye'deki uzantısı olduğunu biliyor. PKK, AB ve ABD tarafından terör örgütü olarak kabul edilmiş durumda. PYD-YPG'nin merkez komutası doğrudan PKK'ya bağlı. Kendi başlarına karar veremezler. PKK şemsiyesi altındalar. Herkes de bunu biliyor. Ama ABD DEAŞ'ı Suriye'de yenilgiye uğratmak uğruna YPG'ye destek verdi. Şimdi de onlara mecbur kaldılar. Çünkü askerî açıdan bu örgüte çok yatırım yaptılar. Bu tabii ki bizi kaygılandıran bir unsur."
"Silahları, cephaneleri, eğitimleri, destekleri ABD ordusundan aldılar"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, PKK-YPG'nin Suriye sınırında devlete benzer bir yapı oluşturmasına müsamaha gösterilmeyeceğini belirterek, "Silahları, cephaneleri, eğitimleri, destekleri ABD ordusundan aldılar. Bu noktada bir kez daha Washington yönetimine çağrı yapıyoruz. Bize daha önceden de söz verdikleri gibi PYD-YPG'ye destek vermeyi kessinler. Çünkü bize hep DEAŞ ile savaş sona erdiğinde, Suriye DEAŞ'tan temizlendiğinde PYD-YPG'yi desteklemek için bir neden kalmayacağını söylüyorlardı. ABD Başkanı Trump bu sözü Cumhurbaşkanımıza 24 Kasım'da yaptıkları telefon görüşmesinde vermişti. Üzerinden neredeyse iki ay geçti. Ama hâlâ PYD-YPG'ye destek vermeyi sürdürüyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
ABD Savunma Bakanı Mattis'in "Bir yol bulacağız," açıklamalarına da değinen Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, şunları kaydetti: "Operasyon sona erince ve YPG ve PYD'den temizlendiğinde, bu bölge -aynen Fırat Kalkanı'nda yaptığımız gibi- bölge halkına devredilecek. Bizim Suriye'nin toprağında gözümüz yok. Bizim amaçlarımızdan biri zaten Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumak. Ayrıca biz tutarlılıktan yanayız. Teröre karşıysanız, bir terör örgütüne karşı çıkıp diğerini destekleyemezsiniz. DEAŞ kötüyse PKK da kötü. DEAŞ terör örgütüyse, PKK da terör örgütü."
Türkiye'nin Suriye'yi işgal değil, bir terör tehdidini bertaraf ettiğini anlatan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "Suriye toprağında kesinlikle gözümüz yok. Eğer böyle bir niyetimiz olsaydı o zaman Cerablus, El-Bab ve diğer noktalarda kalırdık. Böyle bir niyetimiz yok. Hiçbir komşu ülkenin bir başka ülke tarafından işgal edildiğini görmek istemiyoruz." ifadelerini kullandı.
“Astana süreci çerçevesinde çatışmasızlık bölgelerini Rusya ve İran ile birlikte tesis ettik”
Uluslararası koalisyonla olduğu gibi Rusya ile de yakın iş birliği içerisinde bulunduklarını kaydeden Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, şöyle konuştu: "Astana süreci çerçevesinde çatışmasızlık bölgelerini Rusya ve İran ile birlikte tesis ettik. Şimdi de Suriye'de siyasi geçiş sürecinin tüm Suriyelileri kapsayacak şekilde gerçekleşmesi için Rusya ve İran ile çalışıyoruz. Zaten takdir edersiniz ki böylesi kapsamlı bir operasyon müttefiklerinizle koordinasyon içinde olmadan gerçekleştirilemez."
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Türkiye'nin bir pazarlık içerisinde olmadığını belirterek, "Bir dizi önceliğimiz var. İdlib'de barış ve güvenliğin sağlanmasını istiyoruz. Büyük bir alan burası, 2 milyon kişi yaşıyor ve Türkiye'nin sınırında. Binlerce mülteci İdlib'den geldi, bunlara barınacak yer, gıda ve ilaç temin ediyoruz. Hem Türkiye hem de Suriye tarafında. Biz İdlib'de barış ve güvenliğin tesisini ve tüm terör örgütlerinin buradan temizlenmesini istiyoruz." ifadelerini kullandı. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.