Canpolat'tan "4 Şubat Dünya Kanser Günü" mesajı
4 Şubat Dünya Kanser Günü dolayısıyla bir mesaj yayımlayan İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Semih Canpolat, “Kanser beraberinde getirdiği sağlık sorunlarının yanı sıra, maddi ve manevi yönden uzun süreli mücadele gerektiren bir hastalıktır." dedi.
Canpolat açıklamasının devamında şöyle dedi: "Ülkemizdeki son kanser verilerimizi genel olarak değerlendirdiğimizde;
* Erkeklerde en sık görülen kanserler akciğer ve prostat kanseri iken, tütüne bağlı kanserler erkeklerde önemini korumaya devam etmektedir.
* Kadınlarda en sık görülen meme kanseri, her 4 kadın kanserinden birisi olmaya devam etmektedir
* Hem erkeklerde hem de kadınlarda bağırsak (kolorektal) kanseri, üçüncü en sık görülen kanser türüdür.
* Çocukluk çağı kanserlerinde ise lösemi, en sık görülen kanser türüdür."
“Dünya Kanser Günü” her yıl 4 Şubat günü; kanser ile ilgili farkındalık ve bilinç düzeyinin artmasını sağlamak, kansere karşı mücadelede önemli bir adım olan doğru bilinen yanlışlardan kurtulmak ve doğruların herkese ulaşmasını hedeflemek amacıyla dünya genelinde kutlandığını belirten Canpolat, "Uluslararası Kanser Savaş Örgütü (UICC) tarafından bu yıl yayınlanan bildirgede, kanserle mücadele hususunda dünya genelinde yapılması gerekenler ve bu konudaki önemli noktalar aşağıdaki şekilde vurgulanmıştır;" diye konuştu.
Kanseri Önleme ve Riski Azaltma
Günümüzde kanserin %30-50’sinin önlenebileceğine değinen Canpolat, "Bu, risk faktörlerinden kaçınma ve mevcut kanıta dayalı önleme stratejilerini uygulama yoluyla başarılabilir. Birçok kanserin iyileşme olasılığı, erken tanı konmuş ve uygun şekilde tedavi edilmişse yüksektir. Tütün kullanımı, önlenebilir en büyük kanser nedenidir ve sigarayı bırakmak kanser riskimizi azaltmak için yapabileceğimiz en iyi şeylerden biridir. Tütün kullanımının; ağız kanserleri, akciğer, karaciğer, mide, bağırsak ve yumurtalık kanserlerinin yanı sıra bazı lösemiler de (kan kanserleri) dahil olmak üzere yaklaşık 15 farklı kanser türüne neden olduğu bulunmuştur. Hangi yaşta olunursa olsun sigarayı bırakmak büyük bir fark yaratır, yaşam süresini uzatır ve yaşam kalitesini yükseltir." ifadelerini kullandı.
Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, yaygın kanserlerin en az üçte biri sağlıklı bir diyetle, sağlıklı bir kiloyu korumak ve fiziksel olarak aktif olmakla önlenebildiğine işret eden Canpolat şöyle dedi: "Sağlıklı beslenmek (yeterli miktarda meyve ve sebze ile lifli gıda tüketimi), sağlıklı bir kilonun sürdürülmesi ve fiziksel aktivitesinin (her gün 30-40 dakika yürüyüş) günlük yaşamın bir parçası haline getirilmesi, bağırsak, meme, rahim, yumurtalık, pankreas, yemek borusu, böbrek, karaciğer, ileri prostat ve safra kesesi kanserleri gibi on kanser riskini azaltmanıza yardımcı olur."
Alkol kullanımı, ağız, yutak, gırtlak, yemek borusu, bağırsak, meme, karaciğer ve bağırsak kanser riskinde artışa neden olduğunu belirten Canpolat, "Alkolün tüketim miktarının artmasıyla tüm bu risklerde artış doğru orantılıdır, ancak alkol kullanımı ile ilgili güvenli eşik yoktur. Dolayısıyla alkollü içecekleri hiç tüketmemek en sağlıklı yoldur. Nerede yaşarsanız yaşayın ve cilt tonunuz ne olursa olsun, cilt kanseri riskinizi azaltmak için güneş ışınlarına maruziyeti azaltmak ve bronzlaşma yataklarından ve solaryumlardan kaçınmak gerekir. Güneşin UV ışınlarının en yoğun olduğu zamanlar gölgelik yerlerde kalınmalı ve koruyucu giysiler giyilmelidir. Yüzde 99 - 100 UV-A ve UV-B koruması sağlayan bir güneş gözlüğü, güneşe maruz kalmada göz hasarını önemli ölçüde azaltacaktır. Ayrıca güneş kremi kullanılmalıdır. Açıkta kalan cilde, geniş spektrumlu bir SPF 30+ güneş kremi iki saatte bir ve gerektiğinde daha sık uygulanmalıdır." şeklinde konuştu
Bazı insanların yaptıkları işten dolayı kansere neden olan maddelere maruz kalma riski olduğuna işaret eden canpolat, "Örneğin, kimyasal boya endüstrisinde çalışan işçilerde mesane kanseri, normalinden daha yüksek oranda görülmüştür. Asbest eski evlerde, binalarda ve iş yerlerinde özellikle mezotelyoma adı verilen ve akciğer zarını tutan bir kansere neden olmakla birlikte akciğer kanseri riskini de arttırmaktadır. Kanserojen maddelere maruziyet önlenerek kanser riski ortadan kaldırılabilir." dedi.
Erken Teşhis Hayat Kurtarır
Erken teşhisin hayat kurtardığına dikkat çeken Canpolat şöyle konuştu: "Tüm kanserler erken belirti göstermez. Bununla birlikte, birçok kanser bir şeyin doğru olmadığına dair işaretler gösterebilir veya gösterir. Bunlar başlıca meme, rahim ağzı (serviks), kalın bağırsak (kolorektal), cilt, ağız (oral) ve bazı çocukluk kanserleridir. Bunu bilmek önemlidir, çünkü kanseri erken teşhis etmek neredeyse her zaman tedavi etmeyi ve hatta iyileştirmeyi kolaylaştırmaktadır. Bu da kanser tanısı alan insanlar için hayatta kalma ve yaşam kalitesini arttırma şansı anlamına gelmektedir. Dahası, bazı kanserlerin erken uyarı işaretlerini tanımak düşük maliyetlidir ve çoğu durumda herhangi bir özel teknoloji gerektirmez. Her birimiz vücudumuz için neyin normal olduğunu bilme ve olağandışı değişiklikleri tanıma konusunda doğru bilgileri Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM), Toplum Sağlığı Merkezleri (TSM), Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM) ve Aile Sağlığı Merkezlerinde (ASM) çalışan sağlık çalışanlarından alabiliriz. Artan farkındalık ve doğru bilgi ve tecrübeler, hepimize kanserin erken uyarı işaretlerini tanıma, sağlığımız hakkında bilinçli seçimler yapma ve kanser hakkındaki korku ve yanlış algılarımıza karşı koyma konusunda güç verir."
Ülkemizde Yürütülen “Kanserde Erken Teşhis” Programlar
Canpolat mesajının sonunda şu ifadelere yer verdi: "Ülkemizde Dünya Sağlık Örgütü tarafınca taranması önerilen; meme, kalın bağırsak ve rahim ağzı kanserleri için, toplumun kaynaklarına ve hastalık yüküne uygun olarak tarama programları yürütülmektedir. Ülke genelinde kanser taramaları; Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM), Toplum Sağlığı Merkezleri (TSM), Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM) ve Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) de ücretsiz olarak yapılmaktadır. Meme Kanseri Taramaları, 40-69 yaş arasındaki kadınlara yılda bir klinik meme muayenesi 2 yılda bir mamografi çekilmektedir. Kalın Bağırsak Kanseri Taramaları, 50-70 yaş arasındaki kadın ve erkeklere 2 yılda bir gaitada gizli kan testi (GGT) ve 10 yılda bir kolonoskopi ile yapılmaktadır. Dışkıda gizli kan saptanıp kolonoskopi yapılan kişilerde henüz kanserleşmemiş polip halindeki tümörler tespit edilerek kanser gelişmesi önlenebildiği gibi, kanser gelişmiş olan olgularda da erken teşhis ile ölüm oranları azaltılmaktadır.
Rahim Ağzı Kanserleri Taramaları, 30 - 65 yaş arası tüm kadınlarımıza 5 yılda bir HPV-DNA ve smear testi yapılmaktadır. Kanserle mücadele kanserden korunma, taramayla birlikte uygun tedavi ve bakım ile sağlanabilir. Tarama sonrası pozitif çıkan vakaların tanı ve tedavisi için Kanser Dairesi Başkanlığı’nca 81 il’e yönelik hastaların yönlendirileceği ve tanıdan tedaviye Avrupa Birliği kriterleri çerçevesinde hizmetler veren merkezler oluşturulmuştur.”.
Kaynak:HÜR24 Haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.