Kanserden nasıl korunuruz İşte 8 kural

Kanserden nasıl korunuruz İşte 8 kural
Tıbbi Onkoloji Bölümünden Doç. Dr. Muhammet Ali Kaplan, Kanserden korunmanın 8 önemli kuralını anlattı. İşte 8 ana kural.

Dünyada her yıl ortalama 14 milyon insanın, Türkiye’de ise 150 bin insanın kansere yakalandığını belirten uzmanlar, kanserden korunmanın basit önlemler ve yaşam tarzı değişikliği ile mümkün olduğunu söyledi.

Kanser hastalığı ile ilgili açıklamalarda bulunan Diyarbakır Memorial Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümünden Doç. Dr. Muhammet Ali Kaplan, kanserden korunmanın 8 önemli kuralını anlattı.

“Stresten kaçınmak”

Tüm hastalıklara zemin hazırlayan stresten uzak durulması gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Kaplan,  bunun için psikolojik destek almanın, spor yapmanın, sosyal aktivitelerde bulunulması veya doktor kontrolünde bazı ilaçların kullanmasının stres ile mücadelede etkili olabildiğini söyledi.

“Kronik enfeksiyonlardan korunun”

Kanserlerin beşte birinin kronik enfeksiyonlara bağlı olduğunu dile getiren Kaplan, “Rahim ağzı ve baş boyun kanserlerinde HPV, karaciğer kanserinde ise Hepatit B virüsü etkili olmaktadır. EBV virüsü ise lenfoma ve yine baş boyun tümörlerine zemin hazırlamaktadır. Ayrıca AIDS hastaları kansere karşı savunmasız durumdadır.” dedi.

“Sigara ve alkolden uzak durun”

Tüm kanser vakaları içerisinde ölümlerin yüzde 30’unun akciğer kanserinden, yüzde 90’nın da sigaradan kaynaklandığını ifade eden Kaplan,  “Alkol, sigara ile birlikte kullanıldığında kanser riskini daha da artırır. Özellikle ağız, boğaz, gırtlak, yemek borusu, karaciğer, pankreas, kalın bağırsak ve meme gibi organlarda kanser gelişimini tetiklemektedir. Sigara ve alkolden uzak durmak kanserle savaşta çok önemli bir kuraldır.” diye konuştu.

“Sağlıklı beslenin”

Kanser ile savaşta sağlıklı beslenmenin önemine de dikkat çeken Kaplan, taze meyve ve sebze tüketilmesini sucuk, sosis, salam gibi işlenmiş etlerden uzak durulması gerektiğini sözlerine ekledi.

Kaplan, daha sonra şöyle konuştu: “Yeterli miktarda su tüketilmelidir. Saatte 1 bardak su içmek vücudun sıvı ihtiyacını karşılayacak ve toksinlerin atılmasına yardımcı olacaktır. Tuz, şeker ve unlu besinlerin tüketimi de sınırlandırılmalıdır. Örneğin günde 3-4 gramdan fazla tuz tüketilmemeli, şerbetli ağır tatlılardan olabildiğince uzak durulmalıdır. Kırmızı et tüketimi kalın bağırsak kanseri riskini artırdığı için haftada en fazla kişi başına yarım kilo et tüketilmelidir. Özellikle kış aylarında haftada 2 gün menülere balık eklenmelidir. Etler haşlama veya buğulama yöntemiyle pişirilmeli, mangalda ateşe yakın pişirme yönteminden olabildiğince uzak durulmalıdır. Bakla, kuru fasulye, nohut, mercimek gibi besinler sofralardan eksik edilmemelidir. Plastik kaplar ve şişeler yerine cam olanları kullanılmalı, besinlerin saklanma koşullarına ve son kullanma tarihlerine dikkat edilmelidir.”

“Kilo verin ve düzenli egzersiz yapın”

Çağın önemli hastalıkları arasında gösterilen obezitenin kanser oluşumunda etkili olduğunu belirten Kaplan, “Obezite, meme kanseri başta olmak üzere kalın bağırsak, rahim, yemek borusu, pankreas, prostat gibi kanser türlerinin oluşumuna zemin hazırlar.” dedi.

Kaplan, kilo vermek için gerekirse bir beslenme ve diyet uzmanından yardım alınması gerektiğini ve günlük yapılacak olan egzersiz hareketlerin de kanseri önlemeye yardımcı olduğuna dikkat çekti.

“Her yıl check-up yaptırın”

Herhangi bir şikâyetleri olmasa da erkeklerin 35, kadınların ise 40 yaşından sonra check-up veya tarama programları yaptırmalarını tavsiye eden Kaplan, “Check-up uygulamasının kanserde erken tanı için oldukça önemlidir. Meme, rahim ağzı, prostat ve kolon kanserlerine özel yapılan tarama programları, ilgili branş doktorlarının önerileri ile gerekli zaman dilimlerinde yaptırılmalıdır.” şeklinde konuştu.

“Güneş altında uzun süre kalmayın”

Özellikle kış aylarında, güneşli günlerde ısınmak için ışınlara uzun süreli maruz kalınmasının tehlikeli olabildiğine vurgu yapan Kaplan, “Direkt olarak ultraviyole B ışınları deriye nüfuz ederek cilt kanseri oluşumuna zemin hazırlayabilir. Ortalama en fazla 15 dakika güneş altında vakit geçirilmesi en uygunudur. Yaz veya kış mevsimi ayrımı yapmadan güneş altında uzun süre kalınmamasına dikkat edilmelidir. Zorunlu olarak güneş altında vakit geçirenler ya da yazın tatil beldelerinde güneşlenenler ise koruyucu kremler kullanmalıdır.” ifadelerini kullandı.

“Tedbir amaçlı tedaviyi ihmal etmeyin”

Vücudunda lezyonlar bulunan kişilerin ilaç tedavisine başlanabildiğini, lezyonların meme veya prostat kanserinin habercisi olabildiğini belirten Kaplan, “Genetik açıdan meme ve yumurtalık kanseri riski taşıyan kişilere ameliyat önerilebilir. Rahim ağzı kanserini düşündüren öncü lezyonlar saptandığında ise koruyucu cerrahi müdahaleler yapılabilir. Bağırsaklarında yaygın polipler görülen hastaların bağırsaklarının bir bölümü alınabilir. Bu tedavi yöntemlerinin kansere karşı koruyucu önlemler olduğu unutulmamalıdır.” uyarılarında bulundu. 

Kaynak:İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.