Sosyal medyada en çok paylaşılan 'Sevda Kuşun Kanadında’ adlı bölümü

TRT 1’de bu akşam beşinci bölümü yayınlanacak olan Sevda Kuşun Kanadında’ adlı dizinin ilk bölümünde sürpriz bir karakter vardı: Necip Fazıl Kısakürek... Cumhuriyet dönemi edebiyat ve düşünce dünyamızın sembol isimlerinden biri olan Kısakürek’i canlandıran isim oyuncu Mustafa Şimşek. Daha önce çeşitli dizi ve filmlerde oynayan Şimşek makyajı, mimikleri ve ses tonuyla oynadığı karaktere o kadar benzemişti ki sosyal medyada dizinin en fazla paylaşılan sekanslarından biri olmuştu Üstat’lı sahneler.

Necip Fazıl için ‘Bu memleketin ortak mirası’ nitelendirmesi yapan Şimşek’in Necip Fazıl okumaları beş yıl öncesine dayanıyor. Mesut Uçakan’ın Necip Fazıl’ın hayat hikayesini dizi yapacağını duyan Şimşek hemen harekete geçmiş. Profesyonel bir makyözle çalışıp fotoğraflar çektirmiş, bir de Necip Fazıl’dan okuduğu bir bölümü video kaydına alarak Mesut Uçakan’ın karşısına çıkmış: ‘Necip Fazıl rolüne talibim’ diyerek...

Lakin gel zaman git zaman, dizi projesi rafa kalkınca, 2015 yazında Sevda Kuşun Kanadında gündeme gelmiş. 1968’lerin anarşik ortamında sağ sol kavgasını gündeme taşıyan dizide, sonraki yıllarda Türk siyasi ve sosyal hayatında etkin rol oynayacak pek çok karakter yer alıyor. Bunlardan biri de Necip Fazıl... Mustafa Şimşek yeniden harekete geçip, dizinin yapımcısı Nesim Şahin’i aramış: ‘Hikayenin içinde Necip Fazıl var mı?’ diye sormuş. Evet cevabını alınca da Necip Fazıl karakteri ile yolları yeniden kesişmiş. Hikayenin devamını Mustafa Şimşek’ten dinleyelim: “Nesim’e, sana bazı fotoğraflar ve ses kaydı göndereceğim” dedim, telefonu kapattım. Bir süre sonra, hazırladığım üstadın “Kaldırımlar şiiri” ve “İleri geri meselesi” diye 2.5 dakikalık bir hikayesini kendi sesimle kaydederek Nesim’e mail attım. Nesim bana bir saat sonra döndü; olumluydu... Nesim’in bu riski göze alması benim için anlamlı. Dizi başlayana dek bu rolü oynadığımı en yakınlarımdan bile sakladım. Sahnem çekildikten üç gün sonra Mesut Uçakan’ın tepkisini merak edip ofisine gittim. Rolün altından kalkamazsam hemen değiştireceğini söyledi. Moralim bozuldu.

Birkaç gün geçti... Bir gece yarısı Mesut Uçakan aradı. Gene üst perdeden bir iki cümle... Menfi cümleler bir süre sonra olumluya evrildi.

İşte o andan sonra bir yıllık role hazırlık evresi; çekim-sonrası gerginliğim ve Necip Fazıl gibi topluma mal olmuş bir kişiliğin üstümde yarattığı baskı... Bütün bunlar, kelimelerle tarif edilemeyen duygular. Başardığım için mutluyum.

ROLÜMLE İLGİLİ BELİRSİZLİK VAR

- Nasıl bir Necip Fazıl ile karşılaştın?

Yüksek retoriğe sahip, şair, yazar, tasavvuf ehli; baskın ve dominant bir deha. Böyle bir şahsiyeti oynamak ağır bir yük. Toplumun büyük bir kısmının -kabaca, sağcısı, solcusuyla- dizelerini yüreğinde hissettiği; çağdaşlarının arasında fark edilen bir düşünce işçisinden söz ediyoruz.

- Rölün hakkını vermiş olmalısın ki çok beğenildi.

Birinci bölümde, yaklaşık 30 saniye kadar bir süre rol aldım, üstat karakteriyle. İnanılmaz olumlu geri dönüşler geldi. Çok beğenildi o bölümler. Ekşi Sözlük’te beni gülümseten yorumlar okudum. “bi’ Necip Fazıl bulmuşlar mezarından çıkartmışlar sanki” diye devam eden cümleler...

- Devamı gelecek mi?

Sanıyorum Necip Fazıl karakteri ile ilgili ortada belirsiz bir durum söz konusu. Benimle ilgili değil de yapımcı nezdinde bir konu. Bana rol geldikçe elbette oynamak istiyorum. Fakat, anladığım kadarıyla bir takım sıkıntılar var, onlar çözülmeye çalışıyor.

- Necip Fazıl’ın nasıl bir miras bıraktığını düşünüyorsun?

Üstat, kendisini okumuş, davasına inanmış herkese hitap ediyor eserlerinde. Belli bir zümreye değil. ‘Emanetim beni seven ve İslam davasında bir hak sahibi olduğumu kabul eden herkese...’ diyor. Dolayısıyla o Türkiye’nin ortak mirası olmayı başarmış bir dava ve mücadele adamı.