Zekât ve fitre nasıl toplanıp kimlere dağıtılmalı?

Zekât ve fitre nasıl toplanıp kimlere dağıtılmalı?
İslam'ın 5 şartından biri olan zekât ibadeti hakkında konuşan Emekli İmam Cemal Çınar, zekât verenin kibre kapılmaması, alanın ise mahcup olmaması için vakıflar üzerinden tek merkezden toplanıp dağıtılmasının daha yerinde olacağını söyledi.

Ramazan ayında yapılan ibadetlerin Allah indinde sair zamanlara göre yapılan ibadetlerden kat kat fazla kıymetli olması bu ayda yapılan en küçük iyiliği dahi çok önemli kılıyor.

Nafile ibadetlerin dahi farz ibadet hükmünde olduğu bu ayda eda edilen farzlar ise diğer 70 kattan bir kata kadar karşılık buluyor. Ramazana özel bir ibadet olan fıtır sadakası ve bu ayda vermek mecburi olmasa da sevap yönüyle daha fazla karşılık bulması açısından zekât ibadeti de genelde bu ayda eda ediliyor.

Fakir ve muhtaçların hakkı olan zekât ve kişinin yıllık sadakası olan fıtır ibadeti ile ilgili İLKHA muhabirine konuşan Emekli İmam Molla Cemal Çınar, bu ibadetin İslam'ın şiarlarından olduğunu, Hazreti Ebubekir'in zekât vermek istemeyenlere karşı savaş ilan ettiğini hatırlatarak bu ibadetin mutlaka eda edilmesi gerektiğini ifade etti.

"Zekâtı inkâr etmek veya vermekten kaçınmak imanı tehlikeye koyar"

Zekâtın hicretin ikinci yılında Medine'de farz kılındığını belirten Çınar, "Zekâttan önce Mekke'de infak farzdı. Medine'de infak hicretin ikinci yılından sonra nafileye dönüştü, zekât ise farz kılındı. Zekât her bir mal için belli nisap miktarı var. Bir insanın 81 gram altın alabilecek kadar parası varsa ve üzerinden bir yıl geçmişse zekât vermelidir. Hazreti Ebubekir zamanında diğer tüm ibadetlerini yaptıkları halde 'Resulullah Aleyhisselam vefat etti. Bundan sonra zekât vermeyeceğiz' diyenlere karşı savaş açmış, onları mürtet ilan etmiştir. Ardından da Hazreti Ebubekir, 'Allah resulüne verdiğiniz bir keçi, farklı bir rivayette ise bir yular dahi eksik verseniz size karşı savaş ilan ederim' diye karşılık vermiş. İslam tarihinde bu harekete 'Mürtetler Hareketi' denilmiştir. Zekât dinin temel esaslarındandır. Bunu hafife almak, inkâr etmek, zekâta karşı toplu isyan etmek imanı tehlikeye koyar." dedi.

"Zekât erken verilebilir ama geciktirilemez"

Çınar, "Kişinin mal varlığı 9 ay önce 81 gram altın nisabına ulaşmışsa zekât vermek için 12 ay tamamlanana kadar beklemesine gerek yoktur. Zekâtını Ramazan ayında vermesi daha iyidir. Çünkü Ramazan'da eda edilen nafileler farz sevabında, her bir farz 70 farz sevabındadır. Dolayısıyla hasenat olarak da bire on, bire yüz, bire bin ve daha fazla sevap getiren bir mevsim olması hasebiyle Ramazan'da zekât vermek daha iyidir. Nisap miktarı mala sahip olan bir insan mala sahip olur olmaz zekât verebilir ama farziyeti bir sene sonradır. Örneğin recep ayında bir yılı dolmuş birisi zekâtını recep ayında vermelidir. Zekâtını erteleyip Ramazanda vermesi doğru değildir.  Ancak Ramazan'dan sonra bir yılı dolan kişi zekâtını erkenden Ramazan ayında vermesi daha isabetli olur. Hem zekât hem de fitre muhtaç olanlara verilir. Kur'an-ı Kerim'de 8 sınıf insana zekât verilebileceği belirtiliyor. Zekât verilebilecek 'zekât toplayan memurlar' diye bir sınıf var." diye konuştu.

"Zekât ve fitreler tek merkezden toplanıp dağıtılması daha uygundur"

Peygamberimiz zamanında zekâtlar bireysel olarak verilmediğini hatırlatan Çınar, "Herkes zekâtını, fitresini Resulullah Aleyhisselama teslim ediyordu. Zekâtlar bizzat Resulullah tarafından dağıtılıyordu. Şimdi İslam ülkelerinde yaşayan birçok halk İslami sistem ile yönetilmedikleri için zekât tek merkezde toplanmıyor. Emevi ve Abbasilerden sonra yönetim ve ilim birbirinden ayırt edildi. Âlimler, sultanlar zekât toplamada gereken titizliği göstermediklerini gördüklerinde 'herkes kendi zekâtını verebilir' fetvası çıkardılar ama aslında bir cemiyetin, bir devletin, bir teşkilatın bir yapının eliyle verilmelidir. Zekât ve fitre şahıslardan şahıslara verildiğinde alanda bir mahcubiyet, verende ise ufak bir riya veya kibir oluşabilir. Ancak Müslümanların havuz sistemi olsa, zekâtlar bugünkü dernek ve vakıflar üzerinden verilirse kişi kendisini derneğe karşı mahcup hissetmez. Veren insan da kibir ve gurura kapılmaz. Bazı yetim ve dul bacılarımız, kimsesiz, yaşlı insanlar var. Zekâtları sadece bu insanlara ulaştırmak yetmez belki evdeki ihtiyaçlarını karşılamak anlamında da çalışma yapılabilir. Şahıslar bunu tespit edemez, tespit etse de hizmet etmede çok başarılı olamaz. Vakıf ve derneklerin bu konuda çalışmaları var. Zekât ve fitreler vakıf ve dernekler üzerinden verilirse daha iyi olacağı kanaatindeyim." şeklinde konuştu.

Çınar, Ramazan ayına has kişinin şahsi vergisi, sadakası olarak kabul edilen fıtır sadakasının da yılda bir sefer olmak üzere bayram namazından önce (Ramazan) verilmesi gerektiğini vurguladı. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.