HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu: Huzur ve selamet için HÜDA PAR’ın anlayışına ihtiyaç var
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, parti kuruluşunun 10'ncu yıl dönümünü dolayısıyla Diyarbakır Sezai Karakoç Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen kutlama programına katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasına, katılımcıları selamlayarak başlayan Yapıcıoğlu, partinin kuruluş aşamasında yer alan merhum Mehmet Yavuz ile Fadıl Şani'ye ve Genel Sekreter olarak hizmet veren Mahmut Tekdal'a bir kez daha Allah'tan rahmet diledi.
2011’de parti programını yazmaya başladıklarında işin şekli kısmının dışında özgün bir duruş ortaya koymayı hedeflediklerini söyleyen Yapıcıoğlu, önceki siyasi partilerin taklidi olmayan bir duruş ve tercüme olmayan bir fikir ortaya koymak istediklerini ve bunu başardıklarına inandıklarını ifade etti.
"Bizi bir partinin alternatifi görenler henüz bizi anlamamışlar"
Yapıcıoğlu, "HÜDA PAR olarak çok özgün bir duruşa ve medeniyet projesi niteliğinde bir parti programına sahibiz. Tevhid mesajının gücü ve evrensel bir ahlaki vizyonla harekete geçerek yeni bir düzen kurmanın mümkün olduğuna inanıyoruz. Bir paradigma değişikliği öneriyoruz. Yola çıkarken 'şu veya bu partinin değil, sistemin alternatifiyiz' dedik. Buna rağmen bizi şu veya bu partinin alternatifi, karşıtı gibi görenler/görmek isteyenler ya henüz bizi anlamamışlar ya da anlamak istemiyorlar." dedi.
"Zulmün kalkması için HÜDA PAR’ın anlayışına ihtiyaç var"
HÜDA PAR olarak her meselede adaleti merkeze aldıklarını vurgulayan Yapıcıoğlu, "İnsanımızın öncelikli ihtiyacı adalettir. Sadece milletimizin değil, bütün insanlığın talebidir adalet. Bunun için 'Önce insan, öncelik adalet' diyen anlayışa yani HÜDA PAR’a ihtiyaç vardır. Adaletin zıddı zulümdür. Zulmün kalkması için, milletimizin huzuru için, memleketin selameti için HÜDA PAR’a, HÜDA PAR’ın anlayışına ihtiyaç vardır." diye konuştu.
"Halkı aldatmadan siyaset yapılabileceğini gösterdik"
Yapıcıoğlu, konuşmasının devamında kuruluşlarından bu yana yaptıkları çalışmalardan bazılarını şöyle anlattı:
Altı ay gibi kısa bir zamanda 41 ilde teşkilatlanma ve 1. Olağan Büyük Kongremizi gerçekleştirmek suretiyle seçimlere katılma yeterliliği elde ettik ve 2014 seçimlerine sadece birkaç ilde katılmamıza rağmen en fazla oy alan 8. Parti olduk.
Seçime katılma yeterliliğimizi muhafaza ederek son yapılan 2018 genel seçimlerine 81 ilde aday göstermek suretiyle katıldık ve oylarımızı iki katından fazla artırdık.
Yalan söylemeden, iftira atmadan, siyasi rakiplerini karalamadan ve en önemlisi halkı aldatmadan siyaset yapılabileceğini gösterdik.
Siyasi getirisi yeterince olmadığı için herkesin unuttuğu veya sessiz kaldığı meseleleri ve mağduriyetleri gündeme getirdik.
Ahlaki yozlaşmaya dur demek için, ETCEP gibi ifsad projelerinin parçası olan pek çok programın uygulanmasına engel olduk.
Birleşmiş Milletlerin ve özellikle de Güvenlik Konseyi’nin mevcut yapısının sürdürülemez olduğu gerçeğini siyasetin gündemine 2012’de getirdik ve 2013’te BM Genel Kurulu’nda 'Dünya beşten büyüktür' şeklinde bir slogana ve bir siyasi doktrine dönüştü.
Asgari ücret vergiden arındırılıncaya kadar on yıl boyunca sürekli bu hususu dile getirdik, nihayet bir yıl önce bu da gerçekleşti. Asgari ücretle ilgili ısrarlı bir talebimiz daha var ve o konuda da sonuç alıncaya kadar ısrarcı olmaya devam edeceğiz. Nedir o? Asgari ücretin tanımına işçinin bakmakla yükümlü olduğu ailesinin de dâhil edilmesi.
"Gündeme getirdiğimiz pek çok meselede hükümete yol gösterdik"
Gündeme getirdiğimiz pek çok meselede hükümete yol gösterdik, adım atmasına vesile olduk. Mesela İstanbul Sözleşmesi ile ilgili uyarılarımız 9 yıl sonra da olsa makes buldu. Ama ne yazık ki 6284 sayılı kanun başta olmak üzere bu sözleşmeyi uygulamak için çıkarılan kanunlar veya mevcut kanunlara eklenen maddeler yerli yerinde duruyor ve tahribatlarına devam ediyor. Biyolojik cinsiyetin yerine ikame etmeye çalıştıkları 'Toplumsal cinsiyet' kanunlardaki, yönetmeliklerdeki yerini korumaya devam ediyor. Mesela bütün Televizyon kanalları kanunen toplumsal cinsiyet eşitliğine uygun bir yayın politikası belirlemek ve uygulamak zorunda. Hâlâ bütün sapıklıklar ve zina serbest ama genç yaşında evlendiği için mağduriyet yaşayanların sesi duyulmadı.
Ailenin korunması ve tanımı ile ilgili anayasa değişikliği için hazırlıklar yapıldı ve meclise sunuldu.
Keza tesettüre anayasal güvence talebimiz de inşaallah yerine gelecek.
İthalat ve inşaatla büyüme yerine yatırım, istihdam, üretim ve ihracatla büyümek ve cari açık ve borçlanma sorununu ortadan kaldırmak gerektiğini söyledik durduk. Bir yıldır bu büyüme modeli uygulanmaya çalışılıyor ama ne maalesef cari açık ile ilgili bir gelişme henüz yok.
Yeni anayasa yapımını herkesin gündeminden çıkardığı dönemlerde bile gündemde tuttuk ve cunta anayasasından kurtuluncaya kadar da vazgeçmeyeceğiz."
"Aileyi korumak, evliliği teşvik ve anneliğe hak ettiği değeri vermek için adımlar atın"
Hükümete çağrıda bulunan Yapıcıoğlu, "Aileyi korumak, evliliği teşvik ve anneliğe hak ettiği değeri vermek için adımlar atın. Dünyanın en zor ve değerli işlerinden birini yapan anneler için de emeklilik hakkı getirin. Çocuklarına bakıcı tutanlara verdiğiniz desteği kendi çocuğuna bakan annelerden esirgemeyin. Onlara sigorta primi desteği verin ve emekli olmalarını sağlayın. En az 25 yıl evli kalanlara emekli aylığı bağlamak için gerekli yasal düzenlemeleri getirin. 15-20 yıl evli kalmış olanların varsa anne veya babalarından kalan emekli aylıklarını almaları için boşanma şartı getirerek yuvalara bir darbe daha vurmayın." ifadelerini kullandı.
"Açlık sınırının altında hiçbir ücret, hiçbir maaş olmamalıdır"
Asgari ücret tanımına işçinin bakmakla yükümlü olduğu ailesinin de dâhil edilmesi gerektiğini söyleyen Yapıcıoğlu, "Fakat bu tanıma göre bile asgari ücret yetersiz kalmaktadır. Bir kişinin yaşam maliyeti olarak tarif edilen miktar bile aylık 10 bin TL civarındadır. O da şimdilik. Emeklilerin hali daha da perişandır. Açlık sınırının yarısının bile altına düştü bazı emeklilerin maaşı. Açlık sınırının altında hiçbir ücret, hiçbir maaş olmamalıdır. 2000 öncesi ve sonrasında emekli olanlar arasındaki farkın azalması için emekli aylıklarına seyyanen zam yapılmalıdır.
Yapıcıoğlu, faiz sisteminin terk edilmesi, israfın ve yolsuzlukların önüne geçilmesi gerektiğini kaydetti.
"Çiftçiler birer hazine gibi kıymetli görülerek korunmalı"
Yapıcıoğlu, "Temel ihtiyaç maddeleri vergiden arındırılmalıdır. En alt gelir dilimindeki fakir insanlar ve açlık sınırının altında gelire sahip olanlar için ailedeki fert başına kanunla belirlenecek miktarda su, elektrik ve yakacak ücretsiz olmalıdır. Bir milletin kendi kendine yetebilirliği açısından tarım, stratejik bir öneme sahiptir. Tarımsal ürünlerde dışa bağımlılığın önlenmesi hayati önem taşımaktadır. Bu nedenle çiftçiler birer hazine gibi kıymetli görülerek korunmalıdır, dedik. Yarım kalmış sulama tesisleri süratle tamamlanmalı, sulanabilir tarım arazilerinin miktarı artırılmalı ve toprak bir an önce su ile buluşturulmalıdır. GAP ve DAP projelerinin bir an önce bitirilmesi acil eylem planı olarak belirlenmelidir.” diye konuştu.
Vergide adaletin sağlanması dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payının düşürülmesi, dar gelirlinin sırtındaki vergi yükünün hafifletilmesi gerektiğini söyleyen Yapıcıoğlu, vergi yükünün hâlen dar gelirlinin sırtında olduğunu belirtti.
"Bari bundan sonra HÜDA PAR’ı iyi dinleyin; pişman olmazsınız"
Ekonomik sorunlara işaret eden Yapıcıoğlu, "Ekonomi konusunda da çözüm önerilerimiz uygulamaya alınsa bu kadar tahribat yaşanmadan bu küresel krizi daha rahat atlatabilirdik. Şimdi diyoruz ki, bari bundan sonra da HÜDA PAR’ı iyi dinleyin; pişman olmazsınız. Ülkenin ekonomik bağımsızlığının sağlanması, yoksulluk ve mahrumiyetin kökten kazınması ve insanın ihtiyaçlarının hürriyeti de korunarak giderilmesi için fıtrata ve insani değerlere ters düşen iktisadi sistemlerin terk edilmesi zorunludur. Komünizmden sonra kapitalizm de iflas etmiştir. Bu bakımdan insanlığa huzur ve refah getirmeyen bu sistemlerin, temelden değiştirilerek yerine İslami İktisat nizamının getirilmesi gerekmektedir. Sesimize kulak verin diyoruz." şeklinde konuştu.
"Anadilde eğitim hakkını tanımak hususunda ayak diremekten vazgeçin"
Kürt meselesini çözümüne ilişkin önerilerini aktaran Yapıcıoğlu, şöyle devam etti: "Memleketin en temel meselelerinden biri olan Kürt meselesinin çözümü konusunda da sesimize kulak verin. Çözümü çok zor değildir. Peki, nedir çözüm? Çözüm adaleti yeniden tesis etmektir. Huzuru temin etmek istiyorsanız, adaleti yeniden tesis etmek zorundasınız. Kendinize istediğinizi, kardeşim dediklerinize de isteyeceksiniz. Kendinize yapılmasını istemediğiniz şeyi kardeşlerinize de yapmayacaksınız. Meşru hakları hiçbir pazarlığa girişmeden iade edeceksiniz. Mesela anadilde eğitim hakkını tanımak hususunda ayak diremekten vazgeçin. Kardeşlik lafla olmaz. Kardeşliğin bir hukuku vardır ve o hukuku yerine getirin. Kendi içinizdeki meselelerinizi halletmeden dışarıda etkili de olamazsınız, dış müdahalelere de açık hale gelirsiniz."
"Ne sağcı ne solcuyuz, orta yolcuyuz"
Yapıcıoğlu, "Biz ne sağcı ne solcuyuz, orta yolcuyuz. Devleti kutsayanlardan değiliz, ama anarşizm ve kaos da istemiyoruz. Dinin siyasete alet edilmesine de, siyasetin dinsizliğe alet edilmesine de karşıyız. Kavmiyetçi ve ırkçı değiliz, haksızlığa ve zulme uğramış bir kavmin haklarını savunmayı ırkçılık olarak isimlendirmiyoruz. Etnik temelde siyaseti yanlış buluyoruz. Siyasetin farklı etnisiteleri asimile etme aracı olarak kullanılmasını da doğru bulmuyoruz." diye ekledi.
"Uğrunda her türlü fedakârlığı yapmaya hazır olduğumuz ideallerimiz var"
Parti olarak görüşlerini sıralamaya devam eden Yapıcıoğlu, "Sermayeyi her şeyin önüne koyan, şahsi menfaatleri putlaştıran, kapitalizme karşıyız. Ama özel mülkiyeti reddetmiyoruz ve sermayeye düşman değiliz. Kimsenin evinin içinin gözetlenmesini veya dinlenmesini istemiyoruz. Ama hayâsızca davranışların uluorta, parkta, durakta, sokakta sergilenmesine de razı değiliz. İnancımızı, düşüncemizi başkalarına dayatma hakkını kendimizde görmüyoruz. Ancak inancımızın gereklerini yerine getirmemize engel olunmasını da kabul etmiyoruz. Başka dinlere inananların da inancını yaşama, kendi din bilginlerini yetiştirme ve ibadetlerini yapma hakkının savunucularıyız. Ayakları yere basmayan hayalciler değiliz. Uğrunda her türlü fedakârlığı yapmaya hazır olduğumuz ideallerimiz vardır. Bu ideallerin gerçekleşeceğine tüm kalbimizle inanıyoruz. Ve asla me’yus değiliz." diye konuştu.
Yapıcıoğlu, konuşmasının sonlarında partililere seslenerek HÜDA PAR davasının daha fazla insana ulaşması için azim ve gayretle çalışmalarını istedi.
Yapıcıoğlu, "Allah yolumuzu bahtımızı açık etsin, Yolumuz uzun, yükümüz ağırdır. Rabbim ayaklarımızı sırat-ı müstakim üzere sabit kılsın. Allah yar ve yardımcımız olsun." temennileriyle konuşmasına son verdi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.