ABD yeni darbe peşinde
ABD ve “Sarı domuz” lakaplı başkanı Donald Trump, bütün dünyaya karşısına alarak “ekonomik savaş” başlattı. AB ülkelerine vergi zorluğu, NATO’dan çekilme blöfleri sonrası Çin'e yönelik başlattığı ticaret savaşı, sonrasında İran'a yaptırımlara başladı. Ve son olarak Türkiye, Rusya ve Kuzey Kore'yi yaptırım listesine ekledi.
ABD, dünyanın jandarması, tek kutuplu dünyanın süper gücü olma vasfını kaybettiğini gördükçe hırçınlaşıyor ve buna sebep olarak gördüğü ülkelere bir bahane ile saldırıyor. israil ile İslam coğrafyasında yeni bir düzen kurmaya çalışıyor. Bunun için bütün bölge ülkelerini sözde dizayn ediyor. Buna şu an direnen İran ve Türkiye kaldı. Bunları yıkmak için “terör olayları”, ayaklanma girişimleri ve silahlı darbe girişimlerini denedi ve başaramadı. Şimdi elinde kalan tek koz olan “ekonomik savaş” kartını oynuyor. Dünya ticaretinde doların hakimiyetini perçinleştirmeye ve bunun üzerinde ülkelere ayar vermeye çalışıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cuma günü Bayburt’taki konuşmasının ardından, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yeni ekonomi stratejisini canlı yayınlarla anlattığı sırada; ABD Başkanı Trump, dalga geçercesine attığı tweetle Türkiye’ye yönelik yeni bir yaptırımı başlattı ve kılıçları bilediklerini ilan etti.
Bir önceki yazımda meselenin sadece papaz meselesi olmadığını yazmıştım. Ortada büyük oyunlar ve talepler var. ABD papazı vitrin ve bahane olarak kullanıyor ve asıl amacını perdelemeye çalışıyor.
ABD ve israil, planlarına çomak sokan Türkiye ve İran’a karşı her türlü düşmanca planı pervasızca gerçekleştirmekten geri durmayacaklar. Bunu zaten her fırsatta ortaya koyuyorlar. İran’a 3 şart dayatan ABD, NATO üyesi ve sözde müttefiki Türkiye’ye kabul edilemeyecek 8 şart dayatıyor.
Krizin ardından Amerika'ya giden heyet, ABD tarafının küstah talepleri karşısında Türkiye’ye erken döndü.
Basına yansıyan bilgilere göre ABD, Türkiye'ye 8 şart koştu.
İşte ABD’nin adeta Türkiye'nin tapusunu istediği o şartlar:
1. Papaz Brunson dahil 15 Temmuz darbe girişiminde rol alan 20 ajanın ivedi serbest bırakılması. ABD, Özellikle Brunson'ın tahliyesi için 15 Ağustos Çarşamba gününe kadar Ankara'ya süre verdi.
2. Türkiye'nin İran'a kapsamlı ambargo uygulaması.
3. Rusya'dan S400 satın alınmaması.
4. Ankara'nın Kudüs politikasını gözden geçirmesi.
5. Kıbrıs Adası etrafında doğalgaz ve petrol aramaktan vazgeçmesi.
6. Halkbank'a kesilecek cezaya razı olunması.
7. Ankara'nın Fetullah Gülen'in iadesini talep eden dosyayı kapatması.
8. Türkiye'nin sahip olduğu kritik madenlerde ruhsatların Amerikan şirketlerine verilmesi.
İşte size dost zannettiğiniz ABD’nin Türkiye’den talepleri. Savaşta kaybeden ülkeden bile istenmeyecek şartları ABD hangi cüretle Türkiye’den isteyebiliyor?
Cumartesi günü AK Parti Rize Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, isim vermeyerek ABD ve Trump'ın Türkiye'yi rahip Brunson için tehdit ettiğini açıkladı. Erdoğan, “…Tehdit ediyor ya. 'Saat 18.00'e kadar, yarın akşam, göndereceksiniz.' Burası çatladıkapı ülkesi mi? Burası Türkiye Türkiye… Ne yaparsanız yapın, Suriye ve Irak politikalarımızdan geri adım atmayacağız" diyerek ABD’ye tepkisini gösterdi.
Demek ki gerçekten de mesele casus papaz meselesi değilmiş. Adamlar Türkiye ve İran’ı yıkmayı hedefe almışlar ve bunun için her yolu deniyorlar. Papaz da bahane, dolarda bahane, mesele ülkeleri esir almak.
Tabi bu arada iki ülkenin ekonomisi de ciddi yaralar aldı ve alıyor. ABD’nin bu düşmanca saldırılarına karşı acilen tedbirler alınması gerekir. Bu arada şunu belirteyim ki; maalesef Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, ekonomi konusunda topluma güven vermiyor. Herkesin odaklandığı basın toplantısında da halka bir güven vermedi ve piyasaların derdine derman olacak bir şey söylemedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan her açıklamasında kendinden emin, sorunu fazla önemsemeyen bir tavır içinde; bu sorunun altından kalkacağımızı ve diz çöktüremeyeceklerini söylüyor. Evet, doğru ama bunu nasıl yapacaklarını açıklamalı ve bir an önce ne yapılacaksa yapılmalıdır. Ülke ve halk olarak sadece hamasi nutuklarla bir sonuç alamayacağımız ortadadır. Doların yükselişine engel olunmazsa esnafta ciddi sıkıntılar ve iflaslar başlayacak bunun sonucunda sorunun altından kalkmak mümkün olmayacaktır.
Sonuç itibariyle halk Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güveniyor; lakin siyasi ve ekonomik olarak yapılması gerekenlerin ivedilikle hayata geçirilmesini beklemektedir. Bu arada borcu olanlar dışında piyasada dolarları dolduran ve yurt dışına çıkaran hainler tespit edilmelidir. Ayrıca her şerde bir hayır vardır kaidesi mucibince; ekonomi politikaları gözden geçirilmelidir.
Selam ve dua ile…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.