Bizim Yahudi ile savaşımız bugün başlamadı ve yarın da bitmeyecek. Biz, Kur'an ayetlerinin nuzülünden beri yani Allah Azze ve Celle'nin Yahudi karekteristiğini bize açıkladığından beri yürütüyoruz bu savaşı. Medine'de anlaşmalı oldukları Hz. Muhammed aleyhisselam'a ihanet edip Mekkeli müşriklere yardım ettiklerinden beri savaşıyoruz Yahudilerle.
Bunu şu nedenle belirtmek önemlidir. Yahudi ideolojisi bugün itibariyle dünyanın tümünü içine alan bir kaos ve yıkım üzerine bina edilmiş canavarca bir ideolojidir. Toplumları ifsad eden kirli ideolojilerle, gençleri ahlaktan yoksun sanal gerçekliklerle, şahısları gelenekten ve irfandan bîhaber ekonomik sıkıntılarla oyalayan deccalvari bir ideolojidir.

Bu aşağılık ideoloji sahipleri bugün itibariyle gücü eline geçirmiş, dünyanın tüm karar verici konumlarını tahakküm altına almış, ekonomik göstergelerin ve manipülasyon unsurlarının yegane sahibi olmuş bir siyonist çetedir.  Siyasal ve toplumsal tüm hareketlenmeleri kontrol edebilen, algı operasyonları ile milletleri birbirine düşmanlaştıran vahşi bir ideoloji olarak siyonizm ile karşı karşıya olduğumuzu görmek lazım. Kimyasalından, süper sonic silahına, nükleerinden daha adı bilinmeyen çok daha korkunç silahlara sahip bir korku imparatorluğu mevcuttur karşımızda.

İşte burada durup bunu biraz düşünmemiz lazım. Siyonizm nedir? Yahudilik yani dolayısıyla siyonizm nasıl bu kadar canavarca katliamlar yapabiliyor? Son bir yıldır gördüğümüz Gazze katliamının ortaya çıkışı nasıl oldu? Bu sonradan kazanılmış bir durum mudur? Yoksa zaten Yahudiliğin karekteristiğinde olan bir durum mudur? Kur'an'ın bize öğrettiğine göre ikinci durumun olması çok daha muhtemel bir gerçekliktir. Peygamberlerini kesmiş (İslam kaynaklarında belirtildiği üzere Hz. Zekeriya aleyhisselam ve oğlu Hz. Yahya Aleyhisselam'ı testere ile bir ağaç kovuğunda ikiye bölerek şehit etmişlerdir) bir kavmin şimdilerde Filistinli çocukların bedenlerini paramparça etmekten imtina etmeyecekleri açıktır. 

Tüm bu gerçeklikler üzerine vurgulanması gereken can alıcı soru şudur: Biz bu ideolojiyi tanıyor muyuz? Tanıyıp çocuklarımıza tanıtıyor muyuz? Siyonistler bugün değil kırk yıl önce de bu vahşetleri yapıyordu. Yirmi yıl önce de yapıyordu. Ama biz ilk defa bu katliamlarla karşılaşıyoruz gibi şaşırıp afallıyoruz. Nasıl olur da hafızamız bu kadar balık misallidir. Siyonist ideolojinin hiç uyumayan bir yılan olduğunu her seferinde nasıl unutup yaşamaya devam ediyoruz? 2000'lerin başında bir ay boykot yapıp unuttuk. 2006'da üç ay miting yapıp unuttuk siyonist vahşeti anlatmayı. Şimdi ise bir yıldır vahşetten vazgeçmeyen siyonizmin gerçek yüzüne bakakaldık. Çocuklarımız, onlara  anlatmadığımız bu vahşi ideolojinin bizzat kendisiyle karşılaştılar. 
Dolayısıyla siyonizm ideolojisini mırın kırın etmeden, yumaşamaya mahal vermeden, bir takım layt söylemlere kurban etmeden, tam ve gerçek bir şekilde anlamamız ve nesillerimize anlatmamız gerekiyor. Ama ile başlayan hiçbir cümleye itibar etmeden bu vahşilikleri göstermek gerekiyor. Hakim çoğunluğu katliamcı olan siyonistleri birkaç vicdan sahibi Yahudi'nin iyilikleri nedeniyle temize çıkarıp onlara karşı nefretimizi azaltırsak yarının yeni Gazze'si İstanbul veya Diyarbakır olacaktır. 
Mitingler, boykotlar, paneller, siyasi söylem ve eylemler elbette önemlidir. Ama asıl önemli olan şey bu ideolojinin tanınması ve tanıtılmasıdır. Yanı başımıza kadar sokulmuş sinsi bir yılan var karşımızda. Her kılığa, her ideolojiye, her görüşe, her şahsa sinebilen bir ideolojiyle karşı karşıyayız. Bunu anlamalı ve anlatmalıyız. Anlatmalıyız ki ilerde gelecek neslimiz bizim gibi hazırlıksız olmasın ve bu vahşetleri yaşamasın. Yaşayan kardeşlerine de yerinde ve yeterince yardımda bulanabilsinler. 
Hasıl-ı kelam; çocuklarımızı siyonizm ideolojisine karşı bilinçlendirmeli, yaptıkları katliamlara karşı onları uyanık ve öfkeli kılmalıyız. 

Unutmayalım! Zulme alışmak yok oluşun başlangıcıdır ...