Selman URUK

Selman URUK

Eyvallah ta Bir Yere Kadar!

Eyvallah ta Bir Yere Kadar!

Şimdiki Cumhurbaşkanı o zamanın Başbakanı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a oy verilmesi konusundaki bir soruya; Biz adamın aklına veya imanına değil, “bahtına” güveniyoruz. “Mevsim” öyle diyor. “Adedullah’ta hiçbir değişiklik göremezsin” demiş Kadir Mısıroğlu. İsabet etmiş. Ben ise elbette aklı ve imanı olduğuna da kaniyim. Ve aynı sebepten dolayı ben de Erdoğan’a oy verilmesi taraftarıyım. Açıklayayım:

Her gecenin sabahı, her hazanın baharı olur. Firavun'a, Nil nehrinden bebek yaştaki Musa'yı gönderip onun sarayına prens eyleyen Adedullah, Musa’yı (as) olgun çağında sarayın içinden küfre meydan okutan Azze ve Celle, şimdi dahi küfrü mutlakı yıkmak için basamak basamak taş döşemektedir. O zamanki tecellinin adı Musa’ydı şimdikinin ne olacak bilemem ama işte bu minval üzere siyasete bakışım aslında çok basittir. Türkiye siyasetinde ana kriterim de şudur ki; Müslümanlar için “Ahsen” olanı seçmek, seçilmesine destek olmak. Ta ki bir Musa çıkana kadar. O zaman “ahsen” e gerek duymayıp hakikati seçeriz inşallah.

Peki, ahsen olanı nasıl seçiyorum? Ferasetime güvenerek, ferasetimin yetmediği yerde ferasetine güvendiklerimin ferasetine ittiba ederek. O da yetmez ise salât-ı istahare'ye iltica eyleyerek. Dolayısıyla Şeriat-ı Muhammediye ASM için ahsen’de ısrar etmeye devam edeceğim. O halde derdimiz nedir? Derdimiz kendini Müslüman ve de akıllı zannedenlerin yukarıda beyan edilen efkar-ı umumimize karşın bize nazar ettirdikleri çirkin bakışlardır.  Öyle ise açıklayayım.

Erdoğan’a oy verilmemesine dair “dini”? bazı argümanlar geliştiren yeni tipler ortaya çıkmış. Bunlara göre Erdoğan Müslüman düşmanı, BOP yöneticisi, Kemalizm destekçisidir. Saadetliler, Nurcuların ekserisi, Vahhabiler vs.. gruplar olarak sayabileceğim bir çok kişi bana bu görüşü deklare ve de dikte etmeye çalışıyor. Şimdiye kadar cevap vermedim, selam deyip geçtim, hep eyvallah dedim. Ama artık eyvallah ta bir yere kadar. Size iki kelam edeyim de belki oturur iki dakika kendinizi tenkit edersiniz.

 Değil mi ki; siz de kendi ihtiyar ve iradenizle başka adamları destekliyor ve seçilmesine destek oluyorsunuz. Sizin desteklediğiniz adamlar ile benim desteklediğim adamları dünyevi manada tartışacaksanız ne haddinize? Siz istediğinizi biz de istediğimizi seçeriz. Hayrı da vebali de size ve bize. Bu bakımdan aramızdaki fark nedir? Herkes bu konuda müsavidir. Dünya siyasetine karşı sadece siyasi bir tercih geliştiriyoruz. Bu kadar, öküzün altında buzağı aramaya gerek yok.  Ha, yok manevi manada karşılaştıracaksanız da ancak güler geçeriz. Sizin desteklediklerinizden manen kat be kat yüksek olmalarına rağmen biz bunu bu minvalde değil, yukarıda izah ettiğim minvalde değerlendirdiğimizi zaten yazdım.  Şöyle mi sanıyorsunuz? Destekledikleriniz Erdoğan’dan daha fazla Müslüman ve daha fazla Müslümanlara fayda sağlıyor. Sizin desteklediğiniz tipler çok mu Müslüman? Erdoğan’dan daha mı Müslümanlar?  Öyle mi?

Heeyy arkadaşlar! Kendinize gelin! Şapkanızı önünüze koyup bir sakinleşin. Siz,  Erdoğan’a karşı LGBTİ destekçilerini, marjinal-azgın solcuları, anarşizm ve ateizm savunucularını,  yüzyıllık Kemalist ideolojinin yılmaz savunucularını, Batı hayranlarını, seçmen potansiyeli % 0,2 bandında dolaşıp siyaseti sadece sandalyeden ibaret görenleri, Müslüman mahalleden çoktan göç etmiş adı Müslüman kendi Müslümana düşman bilimum sandalye partilerini destekliyorsunuz. Ve bunların iktidara gelince, siz, biz tüm Müslümanlara güler yüz göstereceğini düşünme gafletindesiniz. Yanlışsınız ama yine de size sözümüz yok, eyvallah. Siz bu saydığım partilerin Müslümanlara fayda vereceğinizi düşünüyorsunuz ve hatta doğruluğu için belki de istihareye yatıyorsunuz. Bu desteklediklerinizin Müslümanlar ve İslam için mücadele ettiğini ve halk için daha iyi olacağını düşünüyorsunuz, eyvallah. Siz de kendinize göre feraset geliştiriyorsunuz, eyvallah.  Eyvallah, bir sözümüz yok, hayırlı olsun. Ama durun biraz hele; siz mahalleden taşındınız. Artık bizi biz ilgilendirir. Tıpkı sizi sizin ilgilendirdiği gibi. Başka mahallede saklambaç oynayıp bize gözünüzü açın demeniz çok komik. Biliniz ki aklınıza hacetimiz yoktur. Bize akıl vermeye kalkmayın çünkü aklınız bize tavsiyede bulunacak temizlikte değil.

Evet, artık kendinizi dev aynasında görmeyi bırakın. Çünkü siz bu gitsin terlik de olsa olur teslimiyetindesiniz. Zerdüşti bir retorik ve Budist bir iradesizlikle hem de. Ki, siz yıllardır aynı şeyi yapıyorsunuz. İrade ve mücahede göstermiyorsunuz. Önünüze kim getirilirse ona ağam-paşam diyorsunuz. Biz ise her geleni daha iyiye zorluyor, olmuyorsa daha iyisi çıkana kadar ondan vazgeçiyoruz. Bakınız, biz zamanında Menderes’e gel yönet dedik. Menderes ömründe camiye gitmemiş biridir. Ama sırf ezan-ı Muhammedi’ye (asm) verdiği iade-i itibar nedeniyle onu destekledik. Bakınız, az buz değil; en zor zamanda en zor olana hürmet ettik. Sizin yaptığınız gibi önümüze konan kısır tabağını yemek zorunda hissetmedik. Sarığı atıp şapka takmaya zorlayanlara karşı ser verdik taviz vermedik. Siz ise gelinlik giymiş bir kız heyecanında her seferinde “ama biz de Müslümanız” deyip celladınıza ilan-ı aşk eylediniz. Değil mi? Kemalizm en büyük düşmanınız değil mi Müslümanlar? 

Söz uzar. Kısa ve öz konuşmak boş terennümlerden evladır. Anlayacağınız şudur ki; Bırakın, biz sizi bıraktık. Biz kendi yağımızı kavuruyor Sünnetullah’ın tecelli edeceği ana odaklanıyoruz. Dolayısıyla artık yeter. Şu çok bilmiş ağızlarınızı bırakın. 6'lı ganyan masanızın hali ortadadır. Şimdiden birbirinize ettiğiniz lağım kokan hakaretleriniz ortadadır. Sandalye için sağ-sol-Müslüman-faşist-laik-ateist kalıplarını dağıtıp adeta yeni bir tür ürettiğiniz omurgasızlığınız ortadadır. Gizli ortaklarınızın hezeyan ile verdikleri mesajlarınız dahi ortadadır. Fakat yine de bizi ne yaptığınız ilgilendirmez deyip, eyvallah deyip geçiyoruz yanınızdan. Yoksa bir masayı dahi yönetmekten aciz bir düşünce toplamının ülkeyi yönetmeye talip olmasının bizdeki yansımasını size anlatsam oturup ağlarsınız. Fakat edeb diyor ve eyvallah çekiyoruz. Cahil görmüş Müslüman vakarında yanınızdan “selam” deyip geçiyoruz.

Ammaaaa artık yeter! Eyvallah ta bir yere kadar! Eğer daha da ısrar ederseniz. Sizi sizin kullandığınız cümlelerin içine hapsederiz, biliniz. Kelime dağarcığınız fikrimize itiraz edecek mecal bulamaz. Size verilmesi gereken tüm cevapları verdik. Söylenmesi gereken her sözü söyledik. Tekrar edelim: İşinize bakın, bırakın biz de Erdoğan'ın bahtına güvenelim. Sizlik bir şey yok. Siz mahalleden taşındınız, bahçemizi temizlemenize ihtiyacımız yok. Siz Kemalizm’in masasında kısır yemeye devam edin. Sizi ilgilendirmiyoruz. Bizi rahat bırakın. Yanlış anlamayın, rahat bırakın demem korkudan değil, hani demokratsınız ya ondan diyorum. Demokratik iddianızın arkasında durup bir omurgasızlık örneği daha vermeyin diye söylüyorum. Yoksa ateş olsanız cürümünüz kadar yer yakarsınız.

Dedik ya, bizde endişe ve tereddüt yok. Bu olmasa, ondan sonra gelecek daha iyi olacak inşallah. Bu değirmene su götürüyoruz sadece. Değirmen durmasın şimdilik, gerisi Allah Kerim. Adam gidecek yerine daha iyisi gelecek, biz buna iman ettik. Bizimkisi bir süreç değerlendirmesi. Biz, bu bir süreçtir, tekâmüle gidiş ise mutlaktır. Konjonktüre harc-ı imandan tuğla taşımak diyelim belki lügatinize denk gelir. Yoksa mesele iman ve itikad ile alakalı mutlak sarahatte bir şey olsa, biliyorsunuz ki çok defa, çokları tarafından denemiştiniz bizi, tekrar etmeyelim. Zararlı çıkarsınız.

Son söz. Dedim ya adamın bahtı açık. Vallahi açık.  Öyle ki, Allah Azze ve Celle ona öyle geri zekalı bir muhalefet nasip etmiş ki, başarılı olmaması imkansız. Hele de Allah ona lütfeder de imani noktada bir dayanak verirse değmeyin keyfimize. Bu bakımdan HÜDA-PAR gibi, yanlışına yanlış diyecek kadar Müslüman, doğrusunu tasdik edip destekleyecek kadar kadirşinas bir dayanak olursa “yüzyıl sürecek” dedikleri putperestlik en kısa zamanda yok olacak inşallah.

Sizin anlayacağınız; aklımız ferasetimize hayran, gönlümüz müsterihtir, bakın işinize. Selam ve dua ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selman URUK Arşivi