Düşman İçerde!
Efsane Cuma, Muhteşem Cuma, Büyük İndirim Günleri diyerek tüketim çılgınlığının zirvesini yaşadığımız bugünlerde “Yılbaşı İndirimleri” ile finali yapmayı bekliyoruz. Her türlü ortamda gözlerimizin içine sokula sokula beyinlerimize empoze edilen tüketim çılgınlığı Müslümanlar için sıradanlaşıyor, sıradanlaştığı oranda da Müslümanlardan Müslümanlığı alıp götürüyor. Teknoloji ile olan sınavımızı kazanamadığımız ve teknolojik gelişmeyi doğru kodlayamadığımız için, cebimizdeki telefon, evimizdeki ve işyerimizdeki bilgisayarlar vesilesiyle kapıldığımız popüler kültür adeta birer hidrojen bombası etkisiyle bizi bizden alıp götürüyor. Sosyal medya denen canavarın büyüsünde kalmış genç kuşak hipnotize bir şekilde elbisesini, takısını, makyajını, sevgilisini, hâsılı kelâm her bir özelini paylaşmak endişesiyle yanıp tutuşuyor. Doğal olarak pusuda bekleyen düşman da bu zaafı görüp, “israf”ı haram sayan bir kültürün çocuklarına çıldırmış bir vaziyetle israf ettiriyor. İsraf ettirmekle kalmayıp israfı bir kültür haline getirmeye çalışıyorlar. İnfak’ın, sadaka’nın, fakiri doyurmanın, yetimi ve yolda kalmışı gözetmenin hâkim olduğu İslam düşüncesinin karşısına hesapsız bir tüketim çılgınlığı, bencilce bir gösteriş endişesi, Firavunvari bir nefis ile ego tatminini koymaya çalışıyorlar. Ve artık başardılar.
Çünkü
Bitmeyen bir savaşın, “Haç” ile “Hilal”in bitmeyen savaşının haçlı tarafı hiç boş durmayıp mücadelesini her an biraz daha ilerletmenin derdiyle yanarken biz onların bize savaş olarak yürüttüğü emperyalizmi kültür olarak içselleştiriyoruz. Kara Cuma denen ırkçı zihniyetin tarihsel kodlarına haiz bir çirkinliği, adeta temize çıkarır gibi, önündeki kara kelimesini efsane veya muhteşem yapıp aynen kopyalayıp kültürel değerlerimize bir değer olarak katıyoruz. Sanki Cuma'nın önündeki kara yerine beyaz kelimesini koyarsak bu işi halletmiş gibi oluyor ve gönül rahatlığıyla tüketmeye, çılgınca tüketmeye devam ediyoruz. Ve bunu artık sakıncası olmayan bir şey gibi kabulleniyor ve her sene bugünü hasretle bekliyoruz.
Geriye “kara Cuma” yerine “efsane Cuma” da çılgınca tüketen Müslüman bir yığın kalıyor.
Oysa asıl dayatılmak istenen Cuma gününün önündeki kara kelimesi değil. Cuma gününün Müslümanlar nezdindeki hürmetine açıktan halel getirmek çabasında da değiller. Kara Cuma'daki kültürel kodlardır asıl dayatılmak istenen. Yani müslümanların nihai emeli olan uhrevi davranış yerine aynen kendileri gibi maddeperest ve dünyevi bir bilinç inşa etmeye çalışıyorlar.
Düşman da biliyor ki Müslümanlar cumaya kara gün demez. Müslümanlar miladi yılbaşına Noel demez. Böyle bir beklentileri yok. Ama düşman şunu da biliyor ki içimizdeki beyinsizleri kullanarak cumaya beyaz diyerek veya efsane diyerek, Müslümanlar tüketim yapmaya teşvik edilebilir. Yılbaşına Noel demese dahi yılbaşı indirimlerinden mahrum kalmamak için bir masum çam ağacı veya Noel şapkası veya yılbaşı hediyeleri alabilir. Yani yeter ki hediye alsın. Yeter ki indirimlerden faydalansın. İşte canavar kapitalizm budur. Vahşi kapitalizm budur. Ve böylece Müslüman toplumları yok etmeye çalışıyor. Zamanında Müslüman devletleri yok etti. Şimdi ise bu ve benzeri uygulamalarla Müslüman toplumları da yok etmeye çalışıyor.
Yılbaşına denk getirilen bir hediye isterse içerisinde bir Kuran-ı Kerim barındırsın sonuç olarak amacından sapmış ve müslümanca bir davranış biçiminden farklılaşmış bir şey olacaktır. Bizim yılbaşını Müslümanlaştırmaya çalışmaktan ziyade, tümüyle “yılbaşı” denen şeyi hayatımızdan çıkarmamız gerekiyor. Bizim, kültürel ve maddi zenginliklerimzi bizden koparan bu tüketim çılgınlığına son evermeye ihtiyacımız var. Bizim Cuma gününün hürmetine “kara cumayı” efsane Cuma yapmaya değil, cuma gününde açları doyurmaya ihtiyacımız var. Zaten var olan cep telefonumuzu sırf indirim? Var diye o gün yeni bir cep telefonu ile değiştirdiğimizde Cuma kara olmuş muhteşem olmuş ne fark eder.
İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helake götüren bu halleri fark etmek gerekiyor. Bize kara cumayı efsane Cuma, muhteşem Cuma, süper Cuma yapan beyinsizleri anlamamız gerekiyor. İşte içerdeki bu asıl düşmanın farkına varmak gerekiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.