Aile kurumuna sahip çıkalım!
Yürürlüğe girdiği 2012 yılından bu yana kadına şiddeti önleyemeyerek daha hazin vakaların meydana gelmesine yol açan 6284 sayılı "Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun" mağduriyetlere yol açmaya devam ediyor.
Uzun süredir ülke gündemini meşgul eden mezkur yasa toplumsal yara açmaya devam ederken, “Aile Platformu” öncülüğünde STK’lar, akademisyenler, alimler ve duyarlı çevreler ciddi bir çalışma içerisine girdiler.
#ÖnceAİLE, #CinayetlereDurDe, #AileyiYıkanYasalarKalksın mottosuyla; “AİLE Çalıştayları” bölgemizde de düzenlenmeye başladı.
10 Kasım Cumartesi günü Diyarbakır’da düzenlenen çalıştayların, ikincisi 17 Kasım’da Mardin’de, 24 Kasım’da da Batman’da yapılacağı belirtildi.
Bu amaçla geçtiğimiz hafta içerisinde Batman’a gelen Aile Platformu Genel Başkanı Adem Çevik ile görüşme fırsatımız oldu. 24 Kasım’da ‘önce aile’ şiarıyla Batman’da ve öncesinde Diyarbakır ve Mardin’de konu ile ilgili çalıştay düzenleyeceklerini belirtti.
Çevik, bugün yürürlükte olan kanunların, uluslararası sözleşmelerin, uygulanan ulusal eylem planların değiştirilmediği takdirde, Türkiye'nin, toplumun temel yapı taşı olan aileyi kaybedeceğine dikkat çekti.
Çalıştaya, konusunda uzman çok sayıda kişinin katılacağını aktaran Çevik, "Aile çalıştayına tüm sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri davetlidir. Çalıştayımız halkımıza açık olacaktır. Konuşmacılar ise gazeteciler, yazarlar, ilim adamları, müftülük, aile il müdürleri, İttihad-ul Ulema, TESSEP yetkililerinden olacaktır. Toplantımızın ailenin yıkılmasını durdurma temennisinde bulunuyoruz." dedi.
Diyarbakır’da yapılan çalıştayda konuşan SP İl Başkanı Fesih Bozan, "Aile; bireyin, toplumun, devlet ve medeniyetlerin inşa sürecinin özünü, hareket noktasını oluşturur. Aile, dış tehditlere karşı da bir kalkan ve kale durumundadır. Aile yapısını diri ve dinamik tutan toplumlar, tüm zor şartlarda buna rağmen benliklerini yitirmemişler ve şuurlu bir toplumsal aktarım sağlamışlardır. Bugün küresel ahlaksızlık, savaşlar, göç, kentleşme, medya, ekonomi, siyasi tercihler gibi baskın unsurlar, aile üzerinde önemli çözülmelere ve yıkımlara sebep olmuştur." ifadelerini kullandı.
Aynı çalıştayda söz alan Dünya Çocuk Hakları Derneği Güneydoğu Başkanı Uğur Balin ise, "6284'ü okuduğumuzda eş kavramının kaldırıldığını, partner kavramının getirildiğini görüyoruz. Yani nikâhsız, kayıt dışı veya ahlak dışı birlikteliği özendirdiğini görüyoruz. 2012'den bugüne baktığımızda maalesef kadın cinayetleri artarak devam etmiştir. 6284, sadece provoke eden ve batı kaynaklı bir yasa. Almanya bile 9 yıldır bu yasayı bekletmekte ve bir kısmını uygulamaktadır. Almanya'da en fazla bir hafta veya 10 gün uzaklaştırma yapılmaktadır. 6 ay uzaklaştırmayı ekmek, peynir gibi dağıtan ve en başta suiistimal eden zaten yasa koyucunun kendisidir. Burada suiistimal eden erkeklerimiz, kadınlarımız değil; bunu ekmek, peynir gibi dağıtan kurumlarımızdır.” diyerek tehlikeye dikkat çekti.
Daha öncede yazmıştım; Aileyi koruyorum diye ortaya çıkanlar maalesef ne ailede, ne de toplumda huzur bırakmadılar. 2012 yılında Avrupa’ya ve feministlere hoş görünme adına çıkarılan 6284 sayılı sözde “Aileyi koruma kanunu” lakin aslı aileyi yok etme kanunu olan bu kanun ile aile ve toplumun temeline dinamit konuldu. Aileyi yıkan kanunlar bir an önce yürürlükten kaldırılmalıdır. Bu yasa aile kurumunun köküne dinamit koymak üzere tasarlanmış ve maalesef siyasi iktidarda bu toplumsal yarayı görmüyor. İnanç ve örfümüze aykırı ve toplumun temeline kibrit suyu döken bu tuzak yasayı bir an önce kaldırmak başta siyasi iktidar olmak üzere tüm kesimlerin üzerine vebaldir. Aileyi koruma değil, ailenin ve toplumun güvenliğini tehlikeye düşüren kanun yerine, inancımıza ve örfümüze uygun düzenleme yapılmalıdır.
Aile yapısı sağlam olmazsa, toplum yapısı sağlam olamaz, toplum sağlam olmazsa devletler ve ümmet ayakta duramaz. Bu yasayı zamanında dikte edenler ve sözde kadın dernekleri adı altında egemenliği ele alan “Neo muhafazakâr, yeşil feministler” maalesef dindar görünümü maske olarak kullanıp, aile ve toplumumuza her türlü çirkefliği mubah görüyorlar. Siyasal iktidarda gücü ele geçirmiş bu güruha karşı lâl kalmayı tercih ediyor.
Fert ve toplum olarak biz ne yapabiliriz? diye hayıflanmayalım. Bu amaçla Aile Platformu öncülüğünde başlatılan çalıştay ve çalışmalara fert, aile, STK’lar ve siyasi partiler olarak hep birlikte kampanya şeklinde destek verelim ki, sesimiz daha gür çıksın. Aksi takdirde AB uyum süreci bahanesi ile iktidar aldatılarak çıkarılan bu yasa daha çok can yakmaya devam edecek.
Selam ve dua ile…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.