İnsan kişiliğinin oluşmasında en büyük etmenlerden biri eğitimdir. Eğitimin kökleri acı fakat meyveleri tatlıdır. Eğitim, sadece okulda, dört duvar arasında verilen kuru bilgiler değildir. Eğitim ilk önce ailede başlar. Dolayısıyla anne ve babalar kişinin ilk öğretmenleridir. Eğitimin, ilk merkezi ailedir. Napolyon bu konuda:” Bana iyi analar veriniz, size iyi vatandaşlar vereyim.” demiştir. Anne-baba davranışlarıyla, yaşamıyla çocuğa rol model olurlar ve bu çocuğun bütün hayatına yansır.

Çocuğun yetişmesinde ilk olarak aileye daha sonra da öğretmenlere büyük görevler düşmektedir. Öğretmenlik yalnızca, okumayı öğretme, işlem yaptırma, sınıf geçirme ya da bırakma, derse girip çıkma işi de değildir. Öğretmenlik sadece 40 dakika ile de sınırlı değildir. Öğretmenlik, insana şekil veren, yeteneklerini ortaya çıkaran ve onu yetiştiren çok önemli bir meslektir. Öğretmenlik çocuğun derdiyle dertlenmek, dertlerine çare aramaktır, vicdanlı olmaktır. Öğrencinin yapısının ne olduğunu keşfedip, o alanda başarısının temin edilmesi gerekir. Bu bakımdan, öğretmen ebediyete hükmeden insandır ve tesirinin nerede biteceği asla bilinmez.

Diğer mesleklerden ayrı olarak öğretmen; sevgi yaratır, verdiği eğitim ve bilgilerle geleceğin güvenli ve sağlam ellere teslim edilmesini sağlar. Bir neslin kaderini, bir önceki nesil belirler. Bu bakımdan, geleceğimizi birer öğretmen olarak bizler inşa etmekteyiz. Geleceğimizin tuğlaları çocuklarımız, harcı ise onlara aktardığımız kültürümüz, ahlakî davranışlarımız, bilgi ve görgülerimizdir. Eğer geleceğimizin binasını, kuvvetli ve kudretli olmasını istiyorsak, bu harcımıza dikkat etmeliyiz.

Büyük İskender ‘’Benim gerçek babam Filip değil, Aristo’ dur.’’ demek suretiyle, öğretmenin değerini babadan üstün tutmuştur. İnsan emeği ve insan aklı ile meydana gelen her değerli eserde, bir öğretmenin imzası bulunur. Öğretmen ne ise okul odur, okul ne ise toplum odur. Bir ülkenin geleceği, o ülke insanlarının göreceği eğitime bağlıdır. Ahlâk, ruh ve görev bilinci yönünden çökmüş olan bir dünya, ancak eğitimle, insan yetiştirmekle, insanlara erdemi öğretmekle kurtulur.

 Bunun için öğretmenin de görev ve sorumlulukları büyüktür. Mesleğini büyük bir aşkla yürütmelidir. Öğretmen mum gibidir, kendini tüketerek başkasına ışık verir.

“Muallim çok iyi mizaca ve karaktere sahip olacak, çocukları eğitmek için gayret gösterecek, görevini ağır bulup sevmezlik etmeyecek, çocukların bilmedikleri konuları güzellik ve yumuşaklıkla anlatacaktır.” -Fatih Sultan Mehmet-

Sonuç olarak: Eğer eğitimin pahalı olduğunu düşünüyorsanız, bir de cehaletin neye yol açtığını düşününüz? Öğretmenler olarak da mesleğimizin önemini ve kıymetini bilelim.