Dünyevileşme Hastalığımız!
İnsan, madde ile manadan, ruh ile bedenden yani iki kanattan yaratılmıştır. Fakat insanlar nedense sürekli olarak ikisini birlikte besleme yerine sadece birine önem vermeyi tercih etmişlerdir. İnsanoğlunun çoğunluğu sadece maddeden yaratılmış gibi ruha ve maneviyata önem vermez bir şekilde, maddiyata ve dünyaya büyük bir iştiyakla saldırır; sanki ölmeyecek ve yaşadıklarının hesabını vermeyecekmiş gibi? Bir kısım insanda bunun tersini yaparak, bedenin üzerindeki hakkını unutup; sadece ruha önem vermeye kalkar.
Yaratılış gayesini unutan insanoğlu, dünyada nasıl yaşayacağını? Neler yapması gerektiğini, neler yapmaması gerektiğini unutuyor. Oysa ALLAH (CC) insanı dünyaya gönderirken başıboş bırakmamış, kitaplar ve Peygamberler vasıtasıyla bizlere yol göstermiştir. İşte insanın yaratılışı olan “Fıtrat” budur. İnsanoğlu fıtrat yolu üzerinde kaldığı müddetçe dünya ve ahiret saadetini elde eder. Fıtrattan uzaklaştıkça dünyasını da, ahiretini de heba eder.
İnsanoğlu fıtrat gereği hem madde hem maneviyata ihtiyacı olacak şekilde yaratılmıştır. Yeme, içme, yatma, giyinme, barınma, eğitim, ticaret ve kariyer ile maddi ihtiyaçlarımızı ALLAH'ın verdiği rızık ile karşılarız. Aynı şekilde maddi ihtiyaçlarımız gibi manevi ihtiyaçlarımız vardır. Bedeni ihtiyaçlarımızın yanında ruhi olarak ta beslenmemiz gerekir. Ruhi olarak insanoğlu din, iman, vicdan ve moral değerler ile beslenir.
Fıtrattan uzaklaşma ve tek kanatlı yaşam şeklini tercih etme maalesef gittikçe zamane Müslümanları arasında da yerleşip derinleşiyor. Bir kuş tek kanat ile uçamayacağı gibi insanda fıtrattan uzaklaşarak hayatını tek kanatla idame ettiremez. Bunun için ALLAH (CC) ve Resûlunün (S.A.V.) bizlere gösterdiği yola harfiyen uymamız gerekir.
İnsanoğlu fıtratı gereği madde ve maneviyat, ruh ile ceset dengesini birlikte yürütmek zorundadır. İslam dışındaki din, ideoloji ve yaşam tarzları insanın tek yönü ile ilgilenmişlerdir. İnsana sadece maddi refah va’d ederken, manevi yönünü eksik bıraktıklarından insanda ve toplumda huzur ve mutluluk sağlanamıyor. Küresel emperyalizm ve dünya siyonizmi insanları İslam’dan ve fıtrattan uzaklaştırmak için bilinçli bir proje ile insanları maddiyata yönelterek onları tüketim çılgınlığı ve kültürel emperyalizmin esiri haline getiriyorlar. Bir taraftan insanı düşünmekten alıkoyarken, diğer taraftan onları İslam’dan uzaklaştırıyor ve maddiyata bağımlı gönüllü köle haline getiriyorlar.
Küresel güçlerin baskı ve dayatması ile materyalist düşünce dünyaya hakim olmuştur. Kültür emperyalizme inancın zayıflaması da eklenince; maalesef toplumda maddiyat ana eksen haline geldi. Maddi güce sahip olanlar itibar ve değer bulmaya, olmayanlar ise değersizleştirildi. Maddi güç ve makam sahiplerinin egemen olduğu ve kıymet gördüğü toplumlarda tabi ki; maneviyat değerleri, alim ve toplumdaki maneviyat önderleri değersizleşir. Emperyalizmin bilinçli olarak İslam toplumlarında manevi değer ve şahsiyetleri “itibarsızlaştırma projeleri" yürüttüğünü ve böylece toplumda din ve manevi değerlerin yok edilmek istendiğini unutmayalım.
Bizler dünyevileşme tuzağına dikkat ederek, ruhumuzu ve maneviyatımızı ihmal etmeyelim. Aynı şekilde maneviyatımızı besliyoruz diye fıtrat dışı sapkın yollara tevessül etmekten sakınalım. ALLAH’ın ve Resûlu’nun bizlere gösterdiği yolda, şeytani tuzaklara kapılmadan ihlasla yürümeye bakalım.
Yazımızı bir ayet ile sonlandıralım:
“Fakat siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz. Oysa âhiret, daha hayırlı ve süreklidir.” -A’lâ Suresi: 16-17-
Selam ve dua ile…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.