Gerçek Zafer, Aksa’nın Özgürleşmesidir!
7 Ekim Aksa Tufanı Hareketinden beri 471 gün boyunca Gazze Şeridi’nde sivillere yönelik soykırım savaşında enkaz altında kalan siviller hariç 50 Bin’e yakın sivil şehid edilirken, 100 Yüzbin’in üzerinde yaralı ile Gazze Şeridi tam bir açık kabristana çevrildi.
Bu süre içerisinde 2023 yılı Kasım ayında verilen bir haftalık “insani ara” dışında sivillere yönelik insanlık dışı vahşi katliamlar, açlık, susuzluk ve ilaçsızlığın silah olarak kullanılması dahil her türlü alçakça saldırılar ile Gazze halkının iradesi ve direnci kırılmaya çalışıldı.
Savaş, Gazze Şeridi dışında Lübnan, Batı Şeria, Yemen ve Suriye’ye de yayıldı. İsmail Heniyye, Salih El Aruri, Yahya Sinvar başta olmak üzere Hamas ve direniş cephesinin önemli liderleri ve komutanları şehid edildi. Aynı şekilde Lübnan Hizbullahı liderleri ve komutanları da şehid edildi. Bütün bu acı verici darbelere rağmen israil terör örgütü (İTÖ) Aksa Tufanı operasyonundan sonra aldığı darbe karşısında dünyada yıkılan imajını toparlamak için Gazze’ye kapsamlı bir saldırı başlattı.
Kendi halkına ve dünyaya 3 hedefi gerçekleştirmek için Gazze’ye girdiklerini ilan ettiler: 1-siyonist esirlerin canlı olarak kurtarılması. 2- Gazze’de Hamas’ın askeri ve siyasi varlığını ortadan kaldırma. 3-Gazze’nin insansızlaştırılıp İTÖ için tehdit olmasının engellenmesi.
İTÖ, 471 gün boyunca mücahidlere karşı bir başarı elde edemezken sivillere yönelik tarihte görülmeyen ağır ve vahşi katliamları sergiledi. Bütün bu vahşetlere ve ağır faturaya rağmen belirlemiş olduğu stratejik hedeflerin hiçbirini elde edemedi ve 3 aşamadan oluşan esir takası ile ateşkese razı olmak zorunda kaldı.
Peki, Aksa Tufanı Hareketi yaşanmasaydı neler olacaktı? Ya da Aksa Tufanı ile neler elde edildi? diye yaşananlara baktığımızda şunu göreceğiz: Eğer Aksa Tufanı olmasaydı İTÖ ile “İbrahim anlaşmaları” adı altında Suudi ve diğer bölge ülkeleri (Türkiye dahil) “normalleşme anlaşmaları” imzalanacaktı ve bu durumda ne Gazze ne de “Aksa davası” diye bir şey kalmayacaktı. 7 Ekim hareketi, bu ihanet planlarını engelledi.
7 Ekim Aksa Tufanı Hareketi ile Gazze’de mazlumların kanıyla dünya tarihi değişti. Siyonist emperyalistlerin ve destekçilerinin maskeleri düştü ve dünyaya sundukları bütün algılar yıkıldı. Direniş ve şehitlerin pak kanları İTÖ’nün gerçek yüzünü dünya halklarına gösterdi ve insanlık vicdanı ile Dünya Müslümanlarının uyanışına vesile oldu.
Şunu unutmayalım ki, zor durumda kalmazsa İTÖ, hiçbir şekilde ateşkese yanaşmayacaktı. Bunu sağlayan direnişin şanlı mücadelesi ve Filistin halkının yıkılmaz iradesi ve fedakârlığıdır.
Bütün bu yaşananlardan sonra sağlanan ve pamuk ipliğine bağlı bu esir takası ve ateşkes anlaşmasına bakarak “zafer” naraları atmaktan ve kutlama yapmaktan vazgeçelim. Verilen hiçbir ahdine ve sözüne bağlı kalmayan ve bununla anılmaktan övünen terör çetesi, yine Filistinli esirleri serbest bırakmakta ve anlaşmaya uymakta ayak diretiyor. Anlaşmaya sadık kalıp tekrar saldırmayacağının bir garantisi yoktur. Onun için başta direniş olmak üzere Müslümanlar olarak bu konuda uyanık olmamız gerekir. Düşmanın oyunlarını artık çözmemiz gerekir. İTÖ, hiçbir zaman barışı istemez ve fırsatını bulunca ajandasındaki planını uygular. Bunun için ancak İTÖ ve arkasındaki güçlere karşı caydırıcı güç olarak Türkiye ve diğer güçlü ülkelerin “Garantör” olarak anlaşmada yer almaları ile olur. Yoksa ne Katar ne de Mısır bu misyonu yerine getiremez.
Sonuç itibariyle, gerçek barış ve zafer İTÖ ile anlaşmakla değil, İTÖ’nün ortadan kalkması ve Aksa’nın özgürleşmesiyle olur.
Selam ve dua ile…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.