İşgaller, depremler ve kurtuluş reçetesi!
ABD, İngiltere ve siyonist işgalci teröristlerin Gazze, Batı Şeria, Yemen ve Lübnan’da işgal, katliamlar ve soykırımı devam ederken, Gazze Şeridi’nde abluka ve ambargodan kaynaklı gıda ve su krizi ölümcül bir noktaya vardı.
Gazze’de sivillere yönelik bombardıman ve hava saldırıları yanında ilaç, gıda ve suyu silah olarak kullanan siyonist teröristlerin, altyapı kaynaklarını tahrip etmesi sonucu toplu ölümler ve salgın hastalıklar patlaması her an yaşanabilir. Durum Gazze’de bu kadar hazin bir halde iken büyük şeytan ABD ve yaveri sömürgeci piri İngiltere, Yemen halkına yönelik büyük katliamlar amaçlayan binlerce bombardıman gerçekleştirdiler. Bu vahşi saldırılara rağmen kahraman Yemen halkı ve yönetiminin özgür ve cesur iradesini kıramadılar. Yemen halkı Gazze’ye destek amaçlı direniş ve eylemlerine devam ederek, dünyaya mertlik destanının nasıl yazıldığını kanlarıyla gösteriyorlar.
Ümmet olarak zor zamanlar geçirdiğimiz bir dönemde geçtiğimiz çarşamba günü İstanbul Silivri merkezli yaşanan deprem sonrası ülke olarak tekrar deprem gerçeğiyle yüzleştik. Büyük depremden sonra yüzlerce artçı deprem meydana geldi. İstanbul ve çevre illerde yaşayan halk günlerce dışarda kaldı. Bu depremler dışında ülkenin dört bir yanında yaşanan depremlerle adeta deprem fırtınasına tutulduk.
Depremlerde çok şükür bir can kaybı olmadı. Panik ve heyecanla balkon ve pencereden atlama sonucu yaşanan yaralanmalar ile bir daha gördük ki, deprem ülkesi olmamıza rağmen hâlâ depremle yaşamayı öğrenemedik. Halkın deprem korkusu ve günlerce devam eden stresi yetmezmiş gibi bir de “deprem uzmanı” akademisyenler, birbirine taban tabana zıt farklı görüşler serdederek yaraya tuz döküyorlar. Kimi akademisyen “büyük İstanbul depremi” yaklaştı diyerek korku pompalamaya devam ederken, kimisi de bunun tam tersine büyük deprem riski kalmadığını söylüyor. İşin ilginci her iki kesimde aynı argümanlarla yola çıkıyorlar ve halkın kafasını karıştırmak ve strese koymaktan başka bir şey yapmıyorlar.
Bu faydasız tartışmalar yerine ülke olarak “depremle nasıl yaşanır?” diye düşünerek kentsel dönüşüm çalışmalarına ağırlık verilerek, yerleşim yerlerinin riskli bölgeler dışına çıkarılması ve binaların deprem yönetmeliğine uygun zemin ve sağlamlıkta yapılmasına ivedilikle geçilmelidir.
Bütün bu sıkıntılı dertlerle boğuşurken özellikle İstanbul halkına nefes aldıracak Mevlid-i Nebi etkinliği imdada yetişti.
Peygamber Sevdalıları Vakfı'nın bu yıl “Direniş Önderi Hazreti Muhammed (S.A.V.)” temasıyla düzenlediği etkinlikler 6 Nisan’da Cizre’de başladı. 13 Nisan’da Batman ve Gaziantep’te devam edilen etkinliklere, 20 Nisan’da Diyarbakır’da yapılan büyük mevlitle devam edildi. 27 Nisan Pazar günü de Van, Adana ve İstanbul ile finali yapıldı.
Gazze direnişi ve yaşanan soykırımın ana gündem ve tema olduğu mevlid etkinliklerine halkın yoğun ilgi ve coşkusu yanında okunan ilahi ve ezgiler, atılan sloganlar, afiş ve dövizler ile yapılan konuşmalarda Gazze direnişine ve şehitlerin davasına sahip çıkılarak ümmetin birlik olup Gazze ve Aksa’yı kurtarması çağrısı yapıldı. Mevlid etkinliklerine HAMAS yetkililerinin ve farklı camiaların birlik ruhuyla katılması etkinliklerin önemini ve sunduğu kurtuluş reçetesi ile ileriye dönük ümitvar olmamızı sağladı.
İstanbul’da konuşan HAMAS Milletvekili Mervan Ebu Ras’ın Gazze direnişini ele aldığı konuşmasında ümmetin birlik olması gerektiğini belirterek, Gazze direnişini ve silah ile cihadı bırakmayacaklarını ve zafere ümmetin ortak olmasını istediklerini söylemesi zaten her şeyi özetliyordu.
Selam ve dua ile…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.