Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı
15-16 Şubat tarihinde HÜDA PAR öncülüğünde Diyar-ı Bekir’de ‘KÜRT MESELESİNE İNSANİ ÇÖZÜM ÇALIŞTAYI’ yapıldı.
Toplantıya farklı görüş ve kesimlerden Siyasetçi, Akademisyen, Alim, Kanaat önderi, STK, Araştırmacı, Yazar ve Gazetecinin katılımı çok önemliydi. Ve öncelikle farklı görüşteki konuşmacıların kendi aralarında diyalogları, meselenin daha net anlaşılmasına ve çözümüne katkı sağlayacaktır.
Coğrafyamızdaki büyük sorunlardan ve sorunların çözümünün önündeki engellerin en büyük sebebi; kör tarafgirlikle insanların birbirlerini dinlememeleri, birbirlerini düşman bilerek itham etmeleridir. Irk, mezhep, ideoloji, örgüt ve parti farklılıkları sebebiyle birbirlerini düşman görerek, birbirlerine tahammül etmeyerek aralarına kalın duvarlar örmeleridir. Oysa birbirlerini dinleseler farklılıklardan ziyade, ortak noktalarının çok daha fazla olduğunu görecekler. Çözüm, Adalet ve huzur da, farklılıklar üzerinden kavga ederek değil, ancak ortak insani değerlerde uzlaşmakla sağlanabilir.
Meselenin çözümü için öncelikle Kürtler kendi aralarındaki itham, sürtüşme ve kavgalara son vermelidirler. Güya ‘Kürdilik’ adına, kendi partilerinden olmayan ve kendileri gibi düşünmeyen Kürtlere hakaretler etmemeli, saldırmamalıdırlar. Cehalet ve ihanet olan bu tür aşağılayıcı saldırılar, Kürtlerin birliğine ve kaynaşmasına büyük darbe vurmaktadır. Hiç kimse bir başkası gibi düşünmek ve konuşmak zorunda değil. Sizin gibi düşünmüyor, örgüt ve liderlerinize köle olmuyor diye, hiç kimseyi suçlayamaz ve hakaretler edemezsiniz. Bunu yapanlar, tek tipçiliği dayatan faşistlerin en azgınlığını yaptıklarını bilmelidirler. Öncelikle Kürtler kendi aralarındaki farklı düşünce, parti ve oluşumlara tahammül etmeli ve saygı duymalıdırlar ki, kendi birlikteliklerini sağlayarak muhataplarına seslerini duyurabilsinler. Adalet ve Özgürlük de ancak bu şekilde sağlanabilir.
Günümüz şartlarında şiddet ve partizanlığın, Kürtlerin birliği ve meselenin çözümüne engel olduğu görülmeli ve öncelikle Kürt halkına büyük zarar veren şiddet sarmalından çıkılmalıdır.
Sadece Kürtlerden değil; İslami, İnsani, Demokratik… Duyarlılığı olan herkes, bu insani meseleye adil çözüm için katkı sağlamaya çalışmalıdır.
Diğer ırklardaki kardeşlerimiz de, “Bakan, Başbakan… Olabiliyorsunuz. Daha ne istiyorsunuz?” Ezberciliğini bırakıp, Kürt kardeşlerini dinlemelidir. Hak, Adalet ve Kardeşlik istiyoruz. Kendinize, ırkınıza… Hak bildiklerinizi, bize de tanımanızı istiyoruz. Allah’ın verdiği hakkın, gasp edilmemesini istiyoruz. Kürdün hakkını savunanları “ırkçılıkla ve bölücülükle’ suçlayanların, ırklar arasında ayırımcılık ve ırkçılık yapmamalarını istiyoruz.
Meselenin çözümünde en büyük etkiye sahip idarecilerden de, siyasi çıkar beklentilerinden ziyade, meseleyi İnsani ve İslami samimiyetle değerlendirmelerini bekliyoruz.
Kardeş isek, kardeşliğin gereği yerine getirilip, kardeşler arasında eşitlik sağlanmalıdır.
Demokrasi ise, ülke nüfusunun yarısını oluşturan Kürtlerin en tabii olan ulusal hakları tanınmalı ve Anayasal güvenceye alınmalıdır.
Müslüman isek, İslam’ın emri olan Adalet ve kardeşliğin gereği yapılmalıdır.
Bütün Diller ve Irklar Allah’ın ayetlerindendir. Dil ve ırkların birbirlerinden üstünlüğü ve düşüklüğü yoktur. Bütün diller ve ırklar aynı kutsallıktadır. Arap’ın Türk’ten, Türk’ün Kürt’ten, Kürd’ün Arap’tan bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak kötülüklerden sakınıp iyilikler yapmaktadır.
Çözüm de çok basit. Kürt, Türk, Acem, Fars ve Rum’u… Kardeş yapan Kur’an ve Resule uyarsak mesele kalmaz. Hz. Peygamber’in tavsiyesine uyarak “Kendimize istediğimizi diğer kardeşlerimiz için de istesek; Kendimize istemediğimizi ve bize yapılmasını istemediğimizi diğer kardeşlerimiz için de istemesek…” mesele çözülür.
Birbirimizi dinleyerek ve anlayarak, Barış ve Adalet içinde kardeşçe bir arada yaşamak dileğiyle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.