Sadık Emre

Sadık Emre

Şekilsel Örtünme

Şekilsel Örtünme

            Örtünme; yani tesettür, korunmadır. Örtünme; yani tesettür, kimliktir. Örtünme; özgün ve özgür yolu seçmektir. Örtünme; hayatı anlamlı kılmaktır.

            Örtünmeyi yani tesettürü kabullenme ve içselleştirmek gerekir. Aksi takdirde Şekilsel bir Örtünme olur ki, o da ne kişinin kendisine ne de topluma faydalı olabilir.

            İçi boş patlıcan anlamına gelen “Kofik” terimi ile benzeşen Şekilsel örtünme “Dostlar alışverişte görsün!” misali yapılan bir örtünme şeklidir.

            Nereden geldiği belli olmayan şekilsel örtünme, tesettürün sınırlarını ihlal etmiş, anlamsızlaştırmış kendine has bir örtünme biçimi oluşturmuştur.

            Okunmayan, kabullenilmeyen ve içselleştirilmeyen her şey gibi bu tür giyim tarzı ne tam batılı ne tam doğuludur.

            Bu tarz giyim; ne İslami, ne İsevi ne de Musevi’dir. Ne yazık ki Batıdan esen her türlü rüzgâra kapılan ve savrulan bu tarz giyimliler yine absürd bir akıma kapılmışlardır.

            İlk kez Rusya’da Elana Perminova tarafından uygulanan “Yere kapanma akımı” maalesef Şekilsel örtünenler tarafından da uygulanmaktadır.

            Şekilsel örtünenler ne kadar anlamsız bir akım, trend ve gösteriş varsa içinde olmaya ve uygulamaya çalışmaktadırlar.

            İnsan öyle bir varlıktır ki, hayatını anlamlı kılmadıkça şeklin tek başına bir anlamı olmamaktadır.

            Dolayısıyla bir yolla girmeden önce niyet olmalıdır. Niyet ettikten sonra araştırma olmalıdır.

Araştırma ve sorgulama yapıldıktan sonra içsel kabullenme olmalıdır. İçsel kabullenme iman demektir.

Öyle bir iman ki, tahkiki iman yani araştırıp kabul edilen bir iman. İşte bu iman sarsılmaz ve ister Batı ister Doğu nereden gelirse gelsin absürd akımlara kapılmaz.

Maalesef günümüz; Fatmaları, Ayşeleri, Zeynepleri bu tür araştırma, soruşturma yapmadıkları ve içselleştirmedikleri bir inanca sahiptirler.

İçselleştirmedikleri inanca sahip oldukları için Şekilsel bir örtünme tarzı ile karşı karşıyayız. İç başka dış başkadır. Onun için yaptıklarını giydiklerine yakıştıramıyoruz.

İç ve dışın uyum içinde olmaması da farklı görüntüler ortaya çıkarmaktadır. Bu da Kültür ve bilgi altyapısının ne kadar zayıf olduğunu göstermektedir.

Peki, sadece onlar mı kabahatli? Asla! İddia ettikleri inancı yaşamayan özelde ebeveynler genelde ise Toplum temel suçludur.

Bir Toplum kendini düzeltmedikçe bu hep böyle gidecek ve belki de daha kötü sonuçlar ile karşı karşıya kalacağız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadık Emre Arşivi