Veysi DEMİR

Veysi DEMİR

Ramazan ruhu devam etmeli!

Ramazan ruhu devam etmeli!

Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in müjdelediği şekliyle; “Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem ateşinden kurtuluş olan” bereketleri ve hayırları ve Kur’an’ın indirildiği Kadir gecesini barındıran Ramazan Ayı’nı geride bıraktık.

Ramazan’da açılan rahmet kapıları ve manevi iklimin kazanımlarını Ramazan sonrasında da devam ettirmeli ve Ramazan’ı bir milat olarak kabul ederek, Ramazan’ın hayatımızın her alanında bıraktığı izleri devam ettirmeliyiz.

Unutmayalım ki; hayatımız Ramazan gibi olursa ahiretimizde bayram gibi olur.

Ramazan ayında meleke haline gelen ibadet, zikir ve hasletlerimiz Ramazan sonrası da devamı konusunda bir değerlendirme yapan İttihad'ul Ulema Genel Başkanı Molla Enver Kılıçarslan şu ifadeleri kullandı: “Ramazan bitti ama ibadet bitmez. Kullukta devamlılık esastır. Ramazanda alıştığımız bir takım güzel hasletleri Ramazan’dan sonraya da devam ettirmemiz esastır. Ramazan'dan sonra kendimizi yeni bir aşamaya hazırlamamız lazım. Ramazanda alıştığımız bir takım güzel hasletleri Ramazandan sonraya da devam ettirmemiz esastır."

Evet, Ramazan’da manevi olarak aldığımız mesafeyi korumamız gerekir. İmtihan dünyası sadece Ramazan ayı ile sınırlı değildir. Beşikten mezara kadar devam eden dünya imtihanından başarı ile çıkmak istiyorsak ibadet ve zikir ile elde ettiğimiz manevi konum ve güzel hasletleri sürdürmeliyiz. “Ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et” -Hicr: 99- emri gereğince imtihanın son anına kadar görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmemiz elzemdir. Peygamber Efendimiz (S.AV.)’in “Allah’a en sevimli gelen amel, az da olsa devamlı olandır.” -Buhâri, Rikâk, 18- emrini unutmadan ibadet ve zikirlerimizi sürekli hale getirelim.

Tabi ki; bütün ayları Ramazan gibi değerlendirmek kısmet olsaydı, o zaman Ramazan’ın kendine has anlamı olmazdı. İstesek bile diğer aylarda Ramazan’ın seviyesine gelemeyiz ve o manevi ortamı elde edemeyiz. Lakin Ramazan ayında elde ettiğimiz manevi yükselişimizden fazla geri adım atmadan yapabileceklerimizi yapmaya çalışmalıyız.

Gençlik dönemimizde arefe gecesi artık teravih bittiğinden cami cemaati eski seyrine dönmüştü. Cami cemaatinden bir amcamızın, “Ramazan gitti, cemaat bitti” sözlerini halen unutmadım. Evet, bizlerde bu duruma düşmeyelim. Ramazan bitti diye İslam’ın emir ve şiarları sona ermedi. Bunları aynı aşk ve şevkle devam ettirmekten geri durmayalım. Camilerimiz cemaatsiz ve dilimiz zikirsiz kalmasın. Mümkün olduğunca namazlarımızı camide cemaatle kılmaya ve günde bir hizbde olsa Kur’an okumaktan geri kalmayalım. Böylece Ramazan’ın gerçekten bize uğradığını ve bize bir şeyler verdiğini anlamış olalım.

Ramazan ayının son hutbesinde de “Ömrümüzü Ramazan Kılabilmek!” konusu işlenerek Ramazandaki kazanımların devam ettirilmesi gerektiğine vurgu yapıldı.

Hutbede de işaret edildiği gibi; Ramazan, bizler için bir aylık bereketli bir mektep oldu. Bizleri bir maneviyat eğitimine tabi tuttu. Hayatımızı disipline etmeyi öğretti. Kardeşlik, birlik, beraberlik duygularımızı pekiştirdi. Geride bıraktığımız ömrümüzü muhasebe, istikbalimizi tekrar gözden geçirme imkânı sağladı.

Sonuç olarak, Ramazan ayında yapılan ibadetlerin Müslümanlar için bir yol azığı olduğunu ve bu yol azığının bitmemesi için Ramazan ayı sonrasında da ibadetlere devam edilmesi gerektiğini unutmayalım. Cenab-ı Hak, bizleri Ramazan'ın haklarında en güzel şekilde şahitlik yaptığı kullarından eylesin. Bizleri imanla, ilimle, hikmetle nice Ramazanlara ve bayramlara kavuştursun…

Selam ve dua ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Veysi DEMİR Arşivi