Veysi DEMİR

Veysi DEMİR

“Sevgililer Günü” imiş!

“Sevgililer Günü” imiş!

İslam ümmetine yönelik emperyalist ve siyonist düşmanların çeşitli hile, oyun ve tuzakları ile karşı karşıyayız. Bu konuyu kaç defadır önemine binaen gündeme getiriyorum. Ancak toplum olarak ve ümmet olarak bu oyun ve tuzaklara karşı yeterli ve gerekli tedbirleri almıyoruz.

İslam coğrafyasının kan gölüne çevrilmesi ve Müslümanlar arasındaki iç savaşlar yüreklerimizi dağlarken bunun sebepleri üzerine düşünmemiz ve gerekli tedbirleri almamız gerekmez mi?

Bizler ve nesillerimiz eğer İslam’ın hakikatlerinden yozlaşma tuzaklarıyla uzaklaşmamış olsaydık; bugün yaşanan dramlar belki de yaşanmayacaktı. İslam düşmanları bizimle bir taraftan maddi yön ve fiili savaş cihetiyle ortadan kaldırmaya uğraşırken, öbür taraftan da binamızın altını yozlaşma ve ifsad çalışmaları ile oydular ve oymaya devam ediyorlar. Hal böyle olunca yozlaşan nesiller, haramı helal görmekte bir beis görmekle kalmayıp bunun azgın birer savunucusu olmaktadır. Plan böylece tıkır tıkır işleyerek İslam’dan uzaklaşan nesiller, hem düşmana birer “kurşun asker” olarak İslam dışı ideoloji ve düşünceleri savunmaya ve onlar için Müslümanlarla savaşmaya başlar duruma geldiler. Bir taraftan da yozlaşmış nesiller helal-haram demeden batılı emperyalistleri “maymun gibi” taklit etmeye başladılar.

Yılbaşı vb. emperyalizmin oyunlarından olan günleri kutlayarak, onlara kul-köle olan gençlerimizin hali yetmezmiş gibi, birde toplum onların bu halini masum ve meşru gösterme telaşına düşüyor.

Şeytanın haramı cilalayıp insanlara süslü göstermesi misali; emperyalist siyonistler, haramı cilalayıp süsleyerek, cafcaflı kelimelerle nesillerimizi manevi olarak yok ediyorlar.

Efendim neymiş, “Sevgililer Günü” imiş. Sevgi gibi, dost gibi kelimeleri nasılda kirletiyorlar. Zinanın adı nasıl sevgi oluyor. Ve insanlarımıza sanki güzel ve meşru bir şey gibi sunuluyor. Anne-babalarda evladlarına sahip çıkmak yerinde bu zina girişimine göz yumuyorlar. Hal böyle olunca tarihte günahın toplumda yaygınlaşmasına ses çıkarmayan İsrailoğulları’nın durumuna düşeriz ve büyük bir musibete kapı aralamış oluyoruz da uyandığımız yok.

Nur Suresi’nde gerek kadın, gerek erkeklerin harama bakmaktan sakınmamız emredilirken İsra 32’de “Zinaya yaklaşmayın, çünkü o, çirkinliği apaçık ortada bir hayasızlıktır, hem ne kötü bir yoldur!” diye buyruluyor. Dikkat edin ayette “Zina yapmayın” demiyor; “Zinaya yaklaşmayın” diyor. Bu şekilde zinaya götüren bütün yollar kapatılıyor.

Hiçbir günah basit görülüp küçümsenemez.  

Zinaya “sevgi” kelimesinin alet edilmesi gibi sapıklığa da “cinsel tercih” denilerek meşrulaştırılmaya çalışılıyor.

Değerli dostlar!

Unutmayalım ki, "Haramda huzur arayana, huzur haram olur!"

Bir toplumu ayakta tutan temel dinamikler inanç ve ahlaktan oluşan maneviyattır. Bunlar ALLAH korusun yıkılırsa kurdun ağacı içten kemirmesi gibi İslam binamız içten çürür ve yıkılır da farkında olamayız. 

Artık uyanalım da bu oyunların ümmetin evladlarını İslam’dan uzaklaştırmak için birer proje olduğu gerçeğini görelimde; nesillerimize sahip çıkalım. Zina ve diğer günahları meşrulaştırmak için kılıf aramayı bırakalım da, toplum olarak tavır takınalım. İslam düşmanlarının “kimliksiz ve kişiliksizleştirme” projelerine iş işten geçmeden dur diyelim. 

Selam ve dua ile...

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Veysi DEMİR Arşivi