Veysi DEMİR

Veysi DEMİR

Sosyal Yaramız Tefecilik Belası!

Sosyal Yaramız Tefecilik Belası!

İnsanlık zaman zaman deprem, sel, kasırga, tayfun, göçük gibi doğal afetler ve sonuçları ile mücadele ederken; diğer taraftan sosyal afetler olan: içki, kumar, bahis, zina, hırsızlık, gasp, dolandırıcılık, yalancılık, iftira, kul hakkı, faiz ve tefecilik gibi belalar ile uğraşmak zorunda kalıyor.

Doğal afetler imtihan gereği başımıza gelen ve çoğunlukla da, kendi tamahkârlığımız, doğayı tahrip etmemiz ve tedbirsizliğimiz sonucu yaşadığımız ağır sonuçlardır.

Doğal afetlerden daha çok insanlık nesline zarar veren sosyal afetler; maalesef kendi ellerimizle hazırladığımız ve işlediğimiz cürümlerin sonucu yaşanmasına rağmen, bundan nemalanan kesimler ve devletler, zarar ve haramlığına aldırmadan üstelik övünerek ve reklamını da yaparak işlemeye ve teşvik etmeye devam ediyorlar.

Alimlerimiz ve Diyanet İşleri Başkanlığı bu sosyal afetlerle mücadele konusunda vaaz, sohbet ve hutbelerde halkı uyarmaya ve bunlardan uzak durmaya çağırıyor çağırmasına yalnız, bu meseleler sadece alimler ve Diyanetin çabasıyla çözülemeyecek kadar büyük bir afet ve sosyal birer facia konumundadır.

Bir taraftan Diyanet İşleri Başkanlığı; içki, kumar, faiz, tefecilik vs.nin haram olduğunu ve Kur’an tabiriyle “şeytan işi pislikler” olduğunu açıklarken, diğer taraftan devletin bazı bakanlık ve kurumları bu afetleri çoğaltmak için çaba, reklam ve teşvikte bulunuyorlar. Bir taraftan “haram” deyip karşı çıkarken, diğer taraftan devlet eliyle teşvik etmekle bu sorun çözülmez ve sosyal yaramız daha da kanadıkça kanayacaktır.

Bugünkü yazımızda bu afetlerden “tefecilik afeti” üzerinde duracağız…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sık sık ekonomideki saldırılara değinirken “faiz lobisi”ni suçlar ve bu lobinin tehlikesine dikkat çeker. Evet, doğrudur faiz lobisi halkın emeğini ve bütün varlığını sömürmeye devam ediyor. Bu bilinmesine rağmen nedense devlet ve özel bankalar, halkı faize teşvik etmek üzere çeşitli sözde kampanyalar açarak, başta devlet televizyonu olmak üzere TV’lerde yayınlanarak teşvik edilmelerinin neden önüne geçilmez?

Faiz lobisinin halk içindeki yansıması ise tefeciler olarak kendini gösteriyor. Bu tefeci tayfa neredeyse her ilimizde başta iş adamları, esnaf, sanayici, çiftçi olmak üzere mali yönden zor duruma düşen kişilere sülük gibi yapışıp sözde borç para vererek, elindeki tüm malını, hatta canını, itibarını elinden alıyor. Tefeciler marifetiyle intihar eden iş adamları, aile büyükleri, dağılan yuvalar, elden çıkan işyerleri, fabrikalar ve tarım arazileri haberleri ile sürekli karşılaşır olduk. Buna rağmen bu sosyal yaramıza dönük neden etkili ve kalıcı bir adım atılmaz?

Batman, bölge illeri ve tüm ülkede yaygın olan tefecilik belası ile ilgili olarak geçtiğimiz Perşembe günü Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman, konuyu soru önergesi ile Meclis gündemine taşıdı.

Tefecilerin verdiği zarar bu kadar net iken, zaman zaman yapılan operasyonlar ise yetersiz kalmaktadır. Bunun sebeplerini irdelediğimizde, toplumsal duyarlılığın zayıflığı, yetkililerin gereken önemi vermemesi ve en önemlisi de mağdur olanların olayı örtmeye çalışma çabalarıdır. Tefeciler yüzünden malı, itibarı elinden giden ve çaresiz kalınca intihar eden şahıslar ve aileleri olayın üzerine gidip tefecileri ifşa ederek şikayet etmeleri gerekirken; bu durumu kendilerine yedirmeyerek yaşanmış gerçekleri gizlemeye, güya kendilerinin ve ailelerinin “onurlarını” korumaya çalışıyorlar. Hal böyle olunca tefeci çetelerine yönelik operasyonlarda zayıf kalıyor ve netice alınamıyor.

İşin ilginç yanı bu çeteler halk tarafından bilindiği halde, paraları olduğundan yaptıkları çirkefliğe rağmen “itibar” görüyorlar. İnsanlara kene gibi yapışıp, iliklerine kadar sömüren, ALLAH ve Resulüne savaş açan (El Bakara Suresi: 278-279) bu mahluklar ile oturup kalkan, onlara kıymet veren ve onlarla iş yapanlar; dünya ve ahirette en çetin azaba müstahak olacaklarını unutmasınlar.  

Zor durumda olan borçluları tefecilerin eline mahkûm edeceğimize, devletin öncülüğünde STK’ların desteğiyle Kur’an’ın emri olan “Karz-ı Hasen” (Güzel bir borç) modeli hayata geçirilmelidir. ALLAH rızası için yapılan bu yardımlaşma ile iflaslar, ocakların sönmesi, ailelerin dağılması ve intiharlar engellenmiş olur.

Selam ve dua ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Veysi DEMİR Arşivi