Toplum içinde konuşula gelen bir tabir vardır ”Her dönemin adamı!” diye. Bu tip adamlar her devirde dönemin rengine boyanırlar.

            Kim güçlü ise ondan tavır alan bu tip kişiler “İlkesiz ve kişiliksizdirler” Tamamen çıkarlarına göre hareket eden bu tür kişilerde; insaf, izan ve merhamet yoktur.

            Askerin güçlü olduğu zaman askerden, sivilin güçlü olduğu zaman sivilden yana tavır takınırlar. Kimi zaman sağcı, kimi zaman solcu gözükürler.

            Bunlar için iftira, karalama, dönme normal şeylerdir. Meteorolojinin rüzgar fırıldağı gibi fırıl fırıl dönerler. ”Bukalemun renkleri” onlar için yetersizdir.

            Rakiplerini “Bel altı” vurmaya alışıktırlar. Yetenekleri ve liyakatleri olmadığı için bilekleri ile değil yağcılık ve yalanları ile iş yaparlar.

            Her ne hikmetse her dönemde kazançlı çıkarlar.Kazançları ya makamdır, ya paradır, ya da herhangi bir maddi menfaattir.

            Asla bu tipler maneviyattan kazanmazlar. Zaten maneviyatı, ilkeyi ve kişiliği de pek önemsemezler. Sırıtırlar, yavşarlar, dönerler, yumuşarlar...

            Ortamdan faydalanmasını bilirler. İnsanlara; menfaat elde etmek için kolayca iftira atarlar, yalan söylerler. En yüksek makama yakın durmaya çalışırlar.

            Öyle insanlardır ki, AK Parti güçlü olduğu zaman AK Parti içinde yer alıp menfaati, makamı ve her türlü çıkarı kaparlar.

HDP güçlenip  AK Parti biraz güç kaybettiği zaman (7 Haziran seçimleri) HDP’nin lehinde AK Parti aleyhinde konuşmaya başlarlar.

Sonra HDP zayıflayıp AK Parti güçlendiği zaman (1 Kasım seçimleri) “U Dönüşü” yaparlar. Bu defa AK Parti lehinde, HDP aleyhinde konuşurlar.

Bu tip “Çukur kişilikleri” ya da “Kişiliksizleri” AK Parti’nin etkili yerlerinde, Kurum Müdürlüklerinde, Şube Müdürlüklerinde ya da Müdürlerin resmi olmayan Dalkavuk makamlıklarında görebilirsiniz.

En büyük ihaneti menfaatlendikleri partilere, makamlara, kişilere  yaparlar. Menfaatlendikleri partiler, makamlar ve kişiler zayıflayıp düşmeye görsün.

İftiracıdırlar, kolay bir şekilde iftira atarlar. Kendilerine rakip gördükleri liyakatli kişileri konjüktür gereği “Nasıl ve ne şekilde harcanılabiliyorsa” o şekilde harcarlar.

Gerektiğinde solcu derler, gerektiğinde milliyetçi derler, gerektiğinde Komünist derler, gerektiğinde faşist derler, gerektiğinde Hüda-Par’lı, gerektiğinde FETÖ’cü derler.

Bu tür “Çukur Kişilikler!” için günah, ahiret, vebal v.s. türü şeyler pek bir şey ifade etmez. Nitekim son dönemin “Çukur kişiliklerinin” tekrar piyasaya çıktığını görüyoruz.

Cenabı Allah bizi bu tür kişilerden ve iftiralardan muhafaza eylesin. Amin...