Veysi DEMİR

Veysi DEMİR

Yalanlara itibar, doğrulardan kaçış!

Yalanlara itibar, doğrulardan kaçış!

Kıyamet alametlerini anlatan hadislerde, ahir zamanda yalanlara itibar edileceği ve doğru konuşanların yalanlanacağı, güvenilir kimselerin hain, hainlerin güvenilir kimselere olarak yansıtılacağı belirtilir.

Kıyametin hakikati ALLAH’ın ilmi dâhilindedir. Lakin bu alametlerin fazlasıyla günümüzde gerçekleştiğini ve algı operasyonları ile gerçeklerin tamamen ters yüz edildiği bir dönemi fazlasıyla yaşıyoruz.

Konuyla ilgili olarak Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır:

 “Öyle bir zaman gelecek ki doğru söyleyenler yalanlanacak, yalancılar ise doğrulanacak. Güvenilir kimseler hain sayılacak, hainlere güvenilecek…” -Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr, XXIII, 314; Heysemî, VII, 283-

İnsanlar maalesef doğrular ve gerçeklere inanmak yerine nefis ve insi-cinni şeytanlara uyarak yalanlarla süslenmiş afyonlarla kendilerini uyuşturmayı seviyorlar. Günümüzde artık “yalan at tutmazsa izi kalır” sözü slogan olmaktan çıkıp bir siyaset ve hayat metodu haline gelmiştir. Küresel emperyalistler ve onların emrindeki “toplum mühendisleri” halkları aldatmak ve yönlendirmek için yalanlarla süsledikleri boş vaadlerle kendi siyaset ve çirkefliklerine alet ediyorlar. Zamane insanı da bunun yalan ve aldatma olduğunu gördüğü halde, nefsine hoş geldiği için bu yalanların peşinden gitmekte bir beis görmüyor. Böyle olunca İslam davasını anlatan âlimlerden davetçilere kadar büyük bir kesim Hak ve doğruları anlatmakta zorlanırken; İslam düşmanı kesimler, emperyalist egemen güçler ve işbirlikçileri yalanlarını çok rahat insanlara kabullendirebilmekteler. 

İslam tarihinden bir örnek verecek olursak: Bedir savaşı öncesi Mekkeli müşriklerin ticaret kervanının bekleyen İslam ordusu, Mekke müşrik ordusuna su götürmekle görevli iki askeri yakalamışlar. Müslüman askerleri, yakaladıkları bu kişilere kim olduklarını sorduklarında, onlar da Mekke ordusunun sucuları olduklarını söylediler. Ticaret kervanı bekleyen Müslümanlar, sucuların yalan söylediklerini sanarak onları sıkıştırmaya başladılar. Bunun üzerine Peygamber efendimiz (S.A.V.): “Adamlar doğru söyleyince onları dövüyor, yalan söyleyince de vazgeçiyorsunuz. Bırakın rahat konuşsunlar!” diye buyuruyor.

Yine Abbasiler devrinde Behlül Dânâ (R.A.) bir gün yolda giderken müfrezelerden kaçan bir kişi ile karşılaşır. Şahıs yardım isteyerek:
- Aman Behlül bana yardım et kaçmam lazım!
Behlül sırtında taşıdığı boş çuvalı açar:
- Gir içine, der. 
Şahısta çuvala girince, vurur sırtına çuvalı yoluna devam eder.

Biraz sonra şahsı takip eden müfreze ile karşılaşır. Sorarlar:
- Behlül, falan şahsı gördün mü?
- Gördüm sırtımda der. 
Ama onlar bu cevaba güler ve giderler…

Emniyetli bir yere gelince Behlül torbayı açar ve şahsı indirir.

Şahıs: - Aman Behlül ne yaptın? Hem beni kurtarmaya söz verdin, hem de gammazladın...
Behlül gülümser ve cevabı çok manidardır:
- Merak etme! ONLAR DOĞRUYA İNANMAZLAR, DOĞRU SÖYLEYENE HİÇ İNANMAZLAR...

Evet, Behlül’ün söylediği hakikat bugün bütün insanlığı sarmış durumda. Yalanlara inanılır ve itibar edilir, ancak doğrulara ve doğru söze itibar edilmez oldu.

Yalan üzerine kurulu propaganda ve algı operasyonları ile toplumların kaderi ile oynanır, seçimler kazanılır, ülkelerin haritası değiştirilir, devletler yıkılır ancak yalanlar halen itibar görmeye devam edilir. Mesela Saddam’ın elinde kimyasal silahlar var diye ülke işgal edildi. Uyduruk 11 Eylül saldırıları, IŞİD’in ortaya çıkarılması ve bu bahanelerle milyonlarca Müslüman öldürüldü, derin fitneler ile Müslümanları birbirine kırdıran emperyalist ABD ve destekçileri halen başka ülkelere karşı aynı oyunlarına devam ediyor ve insanlık peşlerinden gitmeye devam ediyor.

Ülkemizde ve bölgemizde durum farklı mı? Yüzyıldır ülke ve bölge halkına kan kusturan parti ve örgütler halen aynı yalan propagandalar ile seçimler kazanıp insanlarımızı sömürmeye ve ezmeye devam ediyorlar. İnsanlarımızda yalan ve aldatmayı çok acı tecrübeler ile bilmelerine rağmen hala da insanlık ve İslam düşmanı emperyalistlerin gönüllü uşağı olan örgüt ve partilere destek vermeye devam ediyorlar.

Dost ve düşmanımızın kim olduğunu kavramazsak, dünya ve ahiretimizi heba edeceğiz. Bu arada neslimizi ve gençlerimizi de bu oyun ve algı operasyonlarına karşı uyarmazsak geleceğimizi emperyalistler belirleyecek. Bunun olmasını istemiyorsak özümüze dönerek tarihte ve günümüzde yaşananlardan ders almalıyız.

Selam ve dua ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Veysi DEMİR Arşivi