Veysi DEMİR

Veysi DEMİR

Zekât Sosyal Adalet Kapısıdır!

Zekât Sosyal Adalet Kapısıdır!

Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem ateşinden kurtuluş olan, bereketleri ve hayırları içinde barındıran Ramazan Ayında tutulan oruçlar ve yapılan ibadetler ile manevi atmosferin güzel yansıması toplumu manen aydınlatır.

Bu mübarek ayın en önemli hasletlerinden biri de; fakir-miskinler ve garip-gurebanın durumunu oruç tutan her Müslümanın hissetmesi ve onlara yardım etme duygusunun öne geçmesidir. Bu ayda fakir ve miskinlere yardım amaçlı olarak başta yardım kuruluşu STK’lar olmak üzere her kesimde yardım etme ruhu adeta kampanyaya dönüşür.

Bu ayda yapılan iyiliklerin-sevapların daha fazla olduğu gerçeğinden hareketle Müslüman esnaf, iş adamı ve zenginlerimiz yüzyıllardır İslam’ın şartlarından olan zekâtlarını bu ayda veriyorlar. Sadece zekât değil sadaka, infak ve diğer yardımlar ile fakir ve garipler bu ayda sevindiriliyor.

Zekât, birçok ayette namaz ile birlikte zikredilmiştir. Namaz dinin direği, zekâtta toplumsal barışın direği ve sosyal adalet kapısıdır. Zekât zengin ile fakir arasında bir muhabbet köprüdür. Zekât aslında zenginin malındaki fakirin hakkıdır. Bir toplumda aç olan insanlar var ise, orada toplumsal barış ve huzurdan söz edilemez. İşte Aziz dinimiz İslam, zekât, sadaka, yardımlaşma ve dayanışma ile toplumsal barış ve huzuru temin etmiş ve bunu kurumsallaştırmıştır. İslam’ın hâkim olduğu dönemde zekât devlet eliyle toplanmış ve Tevbe Suresi 60. Ayette belirtilen 8 sınıfa (Fakirler, miskinler, zekât toplayan memurlar, kalpleri İslâm’a ısındırılacak olanlar, köleler, borçlular, Allah yolunda cihad edenler ve yolda kalmış yolcular) verilmiştir. Geçen zaman içerisinde zekât müessesesi de zarar gördü ve zekât ferdi olarak verilmeye başlandı. Zamanla bu 8 sınıftan neredeyse fakirler, miskinler ve borçlular dışında verecek kimse kalmadı.

Zekât ve sadakanın bir ibadet olduğu şuuruyla ihlası gözeterek gereken hassasiyeti göstermemiz gerekir. İslam kalplerimizde ve toplumuzda tam olarak hâkim olduğunda, toplumda belki de yeryüzünde muhtaç ve aç kimse kalmayacaktır. Salgın yüzünden artan fakirlik ve işsizlik karşısında zekât şartı yerinde olan Müslüman tacir ve zenginlerin zekâtlarını hakkıyla verme noktasında ALLAH’ın ve Resulünün emir ve uyarılarını dikkate almalılar. Zekât vermek istemeyenlere karşı Hazreti Ebubekir’in (R. A.): "ALLAH (C.C.)'a yemin ederim ki, namazla zekâtın arasını ayıranlarla mutlaka savaşacağım…"  -Ebu Davud: Zekât:1- Şeklindeki kat’i tavrını unutmayalım.

Burada hassas olan bir noktada zamanla ferdi olarak verilmeye başlanan zekât, fitre, sadaka ve infakta; fakir ve miskinleri minnet altına almadan ve hor görmeden verilmesidir. Aslında burada minnet edecek bir durumda yoktur. Çünkü zekât, zenginin malındaki fakirin hakkıdır. Tezkiye, temizleme, artmak ve bereket anlamında gelen zekâtı vermekle malımızı temizlemiş ve bereketlendirmiş oluruz. ALLAH’ın bir emri ve ibadet olduğundan ortada minnet edilecek bir durum olmamalıdır. Oruç ile bedenimizi, namaz ve ibadet ile ruhumuzu temizlediğimiz gibi, zekât ile de malımızı temizlemiş oluruz.

Yukarıda İslam’ın hâkim olduğu dönemde zekâtın devlet eliyle toplandığını ve dağıtıldığını hatırlattık. Bu imkânımız şimdi yoktur tabi ki. Lakin artık bu işi hakkıyla yapan yardım kuruluşları ve sivil toplum kuruluşları mevcuttur. Bu görevi hakkıyla yıl boyu yapıyorlar. Bunlar araştırma ve tespit çalışmalarıyla fakir ve miskinlerin kimler olduklarını iyi biliyorlar. Hem zekâtımızın hak eden birine ulaşması, hem de ferdi olarak verildiğinde muhtemel minnet altına alma durumu olmayacağından Umut Kervanı Vakfı, Kızılay, İHH, İHO EBRAR, Yetimler Vakfı, Deniz Feneri, Diyanet Vakfı, Can Suyu gibi STK ve yardım kuruluşlarını sadaka, zekât ve infaklarımızda gecikmeden aracı yapalım. Hem ibadetimize riya karıştırmamış oluruz, hem de fakirleri incitmemiş oluruz.

Selam ve dua ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Veysi DEMİR Arşivi