“Dün dündür. Bugün bugündür.” Sözü yalanın açıkça savunulması olarak tarihe geçmiş bir sözdür. Siyasetçi halkı kandırmak için, daha önceden yalan söyler. Sıkışınca da hemen söylediği yalanın tam tersini söyler. Bizim siyasetçilerimiz çok rahat bir şekilde yalan söylerler. Halkta onların yalanlarına alışık olduğu için, onları yadırgamaz ve kınamaz. Halkı bilinçli bir şekilde tuzağa sürüklerler. Halk zarar görünce de başka bir sözle onları peşlerinden sürüklerler.
2 yıl önce Suriye'nin kuzeyinde Kürtlerin yoğunlukla yaşadığı Ayn El Arab'a (Kobani) IŞİD saldırdı. Irak'ın kuzeyindeki bölgesel Kürt yönetimi başkanı Mesut Barzani, IŞİD'in kendi bölgelerine girişini durdurmak ve göçmen akınına engel olmak için sınır bölgelerine hendekler kazdırdı. Barzani'nin kazdırdığı hendeklere ve hendek siyasetine o dönemde Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Genel başkanı Selahattin Demirtaş çok sert sözlerle karşı çıkmıştı.
22 Nisan 2014'te BDP olarak Meclis’teki son grup toplantısında konuşan Selahattin Demirtaş,"Hendeklerin kazılması, halen ambargonun uygulanması, insanı yardımın gönderilmesinde sıkıntılar çıkarılması, radikal grupların desteklenmesi, işte çözüm sürecini dinamitleyen temel hatalardan biridir." diyerek hendek kazanlar için şöyle konuşmuştu: "Bu politikayı hayata geçirenler, hendek kazanlar kendileri o hendekte kaldılar. Özgürlük yürüyüşünü durduracak hendeği yapan mimarı görmedi dünya. Rojava ve özgürlük yürüyüşünü durduramaz."
Hendek siyaseti yapan Barzani'nin partisi KDP'yi çok sert sözlerle eleştiren Demirtaş,"Hendekle değil halkların birliğiyle çözüm sağlamalıdır. Hendek kazılarak bir halkın, bir sistemin güvenliği sağlanamaz." demişti.
Bu sözlerin üzerinden aylar sonra bir başka hendek krizinde ise Demirtaş, 180 derece döndü. Güneydoğu’da bölücüler tarafından kazılan hendeklere destek çıkan Selahattin Demirtaş “Bugün Kürtlerin küçümsediğiniz barikat, hendek dediğiniz şey darbeye karşı direniştir. Darbe yapılmıştır. Koalisyon kurulmasına Meclis’in açılmasına izin verilmemiştir. Buna karşı toplum sessiz mi kalacak? Böyle hendek, çukur diyerek küçümsemeye çalışanlar da dönüp tarihe baksınlar. Mevzu hendek, barikat mevzusu değildir. Yüzde 50 oy almış bir hükümetsiniz daha Kürt sorunuyla ilgili elinizde ne yapacağınıza dair tek bir proje yok” dedi.
"Hendek Savaşları Kamu Güvenliğini Tehdit Etti"
7 Haziran seçimlerinin ardından terör örgütü PKK'daki şiddete yönelme konusunda strateji değişikliği hakkında bir soruya da cevap veren Demirtaş, "PKK neden strateji değiştirdi; bunu onlara sormak lazım. Biz demokratik bir partiyiz ve şiddetin her türlüsünü reddediyoruz. Hendek savaşları kamu güvenliğini tehdit etti ve şiddeti tırmandırdı. Fakat bunlar diyalogla çözülmeli. Tankla, topla tüfekle değil." ifadelerini kullandı.
"Siyaset Alanını Daralttı"
Terör örgütü PKK'nın şiddete yönelmesinin HDP'nin siyaset hareket alanını daralttığını söyleyen Demirtaş, "Şiddet başlı başına siyasetin hareket alanını daraltır. Bizler şiddet olaylarının durmasını talep ediyoruz. Şiddet ister doğuda ister batı da nerede olursa olsun kabul edilemez. Mücadelemizi demokratik yollarla yapacağız." dedi.
Özerklik Eleştirisi
Türkiye'nin doğusundaki bazı yerlerde öz yönetim ilan edilmesinin partileriyle ilgili olmadığını da vurgulayan Selahattin Demirtaş, özerklik ilan edilerek bir sonuç elde edilemeyeceğini vurguladı. Başarı elde edilseydi, öveceklerdi. Ama başarısız olup, halka büyük zarar verince hemen tenkit ve eleştiri yoluna girdiler.
Batman'da partililere seslenen HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, hendek kazan teröristleri selamladı. Yüksekdağ, "Öz yönetim alanlarında diz çökmeyen boyun eğmeyenlere selam olsun" dedi.
Jirki aşireti lideri Reşit Adıyaman ile ilgili Med Nuçe saldırıyı üstlenirken, HPG ise saldırının, devletin provakasyonu olduğunu söylüyor. Bombalama olaylarında bazıları üstlenirken bazıları da eleştiriyor. Yani kendi aralarında bir birlik sağlayamayanlar, halkın kurtuluşunu ve birliğini nasıl sağlayacaklar. Bir yöneticisi bir şey söylerken diğer yönetici tam tersini söylemektedir.